türkçe rap denince akla gelen diss’ler, ego savaşları ve lüks yaşam muhabbetleri arasında bi’ yandan da gizli bi’ protesto ruhu var ki, bu sokaklardan fışkıran isyanın en saf hali bence; sistemin boktanlığını, adaletsizliği ve iki yüzlülüğü suratına haykıran bu flow’lar, maalesef çoğu zaman popüler kültürün boş gürültüsünde kayboluyor. bu ruh, 90’lardan beri var, ama bugünlerde bi’ avuç gerçek mc’nin dışındaki çoğu isim bu ateşi söndürüp, sadece “swag” peşinde koşuyor gibi hissettiriyor be. hadi bu isyanı tekrar alevlendirelim, çünkü rap dediğin sadece kulak pası değil, bi’ yumruk da olmalı! (bkz: sokak kültürü)