günümüzde dinlediğimiz çeşitli tarzlarda yapılan müziklerin beslendiği tarz.
bence herkesin etkilendiği arabesk bir şarkı vardır. arabesk ne kadar itilip kakılsa da türkiye üzerinde etkisi tartışılmaz bir şeydir.
amerikada rapin çıkışıyla türkiyede arabeskin çıkışı benzerdir. bir isyan üzerine çıkmıştır.
ya zaten hangi müzik isyan etmek, dur demek için doğmadı ki ? hemen hemen her tarzın her türün protest olduğu bir dönem olmadı mı ? zaten pop müziği popülerleştiren etliye sütlüye karışmayanların tercih nedenleriyle ilgili değil mi ?
bu yüzden arabeske sahip çıkmak lazım.
bizim hayranı olduğumuz adamlar bile arabeskten beslenirken arabeski nasıl hor görebiliriz ?
" değişim yok, zenciler hala altsınıf " lafını bugün etsek kaç kişi " haksızsın " diyebilir bize ?
peki bu lafın deneceği tür hangi türdür ? elbette hiphop...
arabesk ne kadar ikili ilişkiler üzerine yoğunlaşsa da, aslında hayata bir başkaldırıdır.
Murat menteşin konuyla alakalı çok güzel ve çok yanlış tespitler içeren eski bir yazısı var. Buyrun.
Arabeskin tek kapak konusu imkansız aşktı. Bu tema türkülerde ve klasik müziğimizde de vardı. Fakat arabesk imkansız aşka öyle sıkı sarıldı ki, 1970'lerden itibaren onu kendine mal etti.
Ve "kaderci, yılgın, acılı" müzik, popu tesiri altına aldı. Arabeske karşı çıkan Fikret Kızılok'u bile.
Ahmet Selçuk İlkan'ın yazdığı sözleri sadece Ferdi Tayfur mu yorumladı?
Hayır.
Erkin Koray'dan Zeki Müren'e kadar hemen tüm popüler müzisyenler, arabeskin kaynağından kana kana içtiler.
Zamanla bu etki, etkileşime de dönüştü. İbrahim Tatlıses, Kayahan şarkıları söyledi mesela.
KAHROLSUN SEVENLERİ AYIRAN KAPİTALİZM!
Fakat...
Arabeskte bir şey eksikti: Politika.
"Bir yastıkta başlarımız bir araya gelmeden / Ayırdılar ikimizi kader bahane" Eee? Bunun ardından şöyle sözler gelmeli değil mi: "Bizi yoksulluk ayırdı. Yoksulluğun da sebebi kapitalizm. O halde kahrolsun kapitalizm!"
Ne yazık ki arabesk, aşktan üretilen enerjiyi, şehri aydınlatmada kullanacağına, toprağa iletmiştir.
Ali Tekintüre imzalı şu sözlere bakalım: "Bitmiyor isyanlar, bitmiyor suçlar!" Bence mükemmel. Peki sonrası? "İnliyor başımı vurduğum taşlar." Olur mu hiç?
Popüler müziğimizin en büyük efsanesi Orhan Gencebay "Bir yanda hayat kavgası var / Bir yanda aşkın ızdırabı" diyor ve devamında hayat kavgasını es geçip yine aşkı anlatıyor.
Sezen Aksu'nun şarkısında "Arka sokaklarda neler oluyor?" şeklinde önemli bir soru var. Öncesi? "... dolayısıyla bilemiyorum." Sosyolojik vurgunun, politik göndermenin zerresi yok.
[Mehmet Erdem'in yorumuyla hit olan Hakim Bey'in Sezen Aksu'ya ait olduğunu unutmadım. İstisnaların dönüştüremediği genel durumdan söz ediyorum.]
DEVRİMİ KESEN JİLET
Derken, Hakkı Bulut, beyhude bir işe girişti: Acısız arabesk.
Halbuki arabeskin aşağılanmasının asıl nedeni kaderciliği, acılığı filan değil, müthiş bir protesto potansiyeli taşımasıydı.
Bu yüzden yasaklanıyordu.
Bir tek şarkı, Türkiye'de mazlumları devrime sevk edebilirdi.
Gelgelelim bu enerji kullanılmadı.
Ve ne yapacağına dair bir işaret alamayan yoksul gençler, kendilerini jiletle doğradılar.
Bundan ötürü de horlandılar.
"BAŞIM BELADA"
Nihayet, Ahmet Kaya sazı aldı.
O da imkansız aşkı anlatıyordu. Fakat bu kez aşk'ın bir öznesi vardı: Yoksul, sosyalist genç adam.
Sadece sosyalistler değil, ülkücüler, İslamcılar ve sade vatandaşlar da Ahmet Kaya'ya kulak verdi.
Halk bu tadı seviyordu.
Arabesk, nihayet sadede gelmişti:
"Sevdim inanamayacağın kadar seni esmer kız [...] Neylersin ki çember daralmakta / Şimdilik hoşça kal yaban çiçeğim / Yasal mermisiyle bir komiser yaklaşmakta."
Artık biliyorduk. Âşıkları devlet ayırıyordu. Polis vardı işin içinde.
Ahmet Kaya'ya tahammül edilemedi. Arabeskin politikleşmesi gerçek ve muhteşem bir tehlikeydi.
Medya, Ahmet Kaya'yı terörist ilan etti. Ve genç âşık, ölüme sürüklendi...
[Ümit Kıvanç imzalı Uçurtmam Tellere Takıldı -2010- adlı Ahmet Kaya belgeselini izlemelisiniz.]
ORHAN ABİ'NİN FERYADI, TARKAN'IN PERFORMANSI
Peki, Tarkan'a ne oluyor? Hatasız Kul Olmaz'ı söylerken nasıl neşeyle dans edebiliyor?
Bir şarkı 100 milyon kez söylenince anlamı seyreliyor galiba.
Feryat, performansa dönüşüyor.
Gencebay'dan dinlerken ağlatan şarkı, Tarkan araya girince tüm vitaminini kaybediyor.
Ali Tekintüre'nin dediği doğruysa, arabesk yaşayacaksa, hüznüne sahip çıkıp, direnişçi gücünü göstererek yaşayacak.
80'li yılların varoş çocuğu
bir kuşak öncesi kırsal,
göç unsuruyla yoğrulmuş
iki göz odaya tıkışmış
çıkışı olmayan bir yaşam
eklektik ve hatta postmodern
postmodern çünkü moderniteyi bilemeden
endüstri toplumu olamadan endüstri ürünleriyle karşılaşan
ama buzdolabına vitrin camından
otomobile dışından bakan
ve ancak altına yatan,
ve bu kalıbı kıramayan,
neden kıramadığını anlayamayan
haliyle varsıla kin duyan
futbolla boyalı medyayla
itinayla depolitize yurdum insanı ki:
"düşünceler ümitsiz
kelimeler yetersiz"
severse bir defa sever
sevse de vermezler*
suçlusu kimdir bilmez tüm dünyaya ver yansın eder*
ve bu insanın muziği:
teması kaderde keder
ötesi bağlama ardında yaylılar
yoksulu böyle de varsılı farklı mı ki?
bilemedin iki kuşak evveli kırsala dayanmayan kaç kişi var bildiğiniz?
moderniteyi "'es'" geçmiş bir toplumun,
hala cinselliğimizi baskılayan, ilişkilerimizi sorgulayan yapısı içinde
ne sanatta ne edebiyatta ne teknolojide üretebilen geliri ranta dayalı babaların
az tahsil görmüş çocuklarıyız hemen hepimiz.
bu itilmiş-kakılmışlık duygusu, bu eziklik
yurdum insanına babadan yadigar olduğundan
varoş çocuğun müziği iken kitlelere yayıldı
arabesk.
(alıntııdır)
konulu ve konumludur. bitirme tezini "arabesk" seçen bir kadın insanla dünyanın en güzel hazlarında yüzülmeye değer şeydir. her cümlesi dikkatle ve özenle aktarılmalıdır. ayrıca Fazıl Say'ın ekmek arası kömürden sönmüş yüz ifadelerinden çok daha fazlasıdır. kırmızı kabloyu kestiğimiz vakitler de yaşadık diye sevinirken maviye uçarız. gerek yokmuş kurşuna sarılmaya, boş arazilere sıkmaya, kelimelerden yumruk yapıp sevdiklerimize sallamaya.
örseleyen ölür
şimdi dinle kardeşim;
şafak düşüp boynunu kırdığında
ay bakıyor
ve sarıya dönüyor çukurların dibi
ve bir bizonun dediği gibi;
'bütün garibanlar psikopat oluyor'
arabesk kültürünü türk milletinin hücrelerinden söke söke çıkaracağız. şüphesiz ki arabesk, milletimiz için ancak bir zehirdir. ne yazık ki arabesk, en zengininden en varoşuna ülkemizin tüm fertlerini zehirlemiştir. Bu zehiri emmenin yolu ise arabesk kültürü yayan bütün kaynakları afaroz etmektir. iyi geceler gönül dostlarım.
bol'da yer alan içeriğin doğru veya güncel olduğu hiçbir şekilde iddia veya garanti edilmemektedir. burada okuduklarınız sizi dehşete düşürürse türkçe rap ansiklopedisine de göz atmayı deneyebilirsiniz. hukuka aykırı olabileceğini düşündüğünüz içerikler titizlikle incelenip gereği düşünülmektedir. sözlüğü reklamsız görüntülemek isterseniz üye girişi yapabilirsiniz. soğuk içiniz.