arabesk

#3375 - bu entryi ortalama 207 saniyede okuyabilirsiniz.
  1. Murat menteşin konuyla alakalı çok güzel ve çok yanlış tespitler içeren eski bir yazısı var. Buyrun.


    Arabeskin tek kapak konusu imkansız aşktı. Bu tema türkülerde ve klasik müziğimizde de vardı. Fakat arabesk imkansız aşka öyle sıkı sarıldı ki, 1970'lerden itibaren onu kendine mal etti.

    Ve "kaderci, yılgın, acılı" müzik, popu tesiri altına aldı. Arabeske karşı çıkan Fikret Kızılok'u bile.

    Ahmet Selçuk İlkan'ın yazdığı sözleri sadece Ferdi Tayfur mu yorumladı?

    Hayır.

    Erkin Koray'dan Zeki Müren'e kadar hemen tüm popüler müzisyenler, arabeskin kaynağından kana kana içtiler.

    Zamanla bu etki, etkileşime de dönüştü. İbrahim Tatlıses, Kayahan şarkıları söyledi mesela.

    KAHROLSUN SEVENLERİ AYIRAN KAPİTALİZM!

    Fakat...

    Arabeskte bir şey eksikti: Politika.

    "Bir yastıkta başlarımız bir araya gelmeden / Ayırdılar ikimizi kader bahane" Eee? Bunun ardından şöyle sözler gelmeli değil mi: "Bizi yoksulluk ayırdı. Yoksulluğun da sebebi kapitalizm. O halde kahrolsun kapitalizm!"

    Ne yazık ki arabesk, aşktan üretilen enerjiyi, şehri aydınlatmada kullanacağına, toprağa iletmiştir.

    Ali Tekintüre imzalı şu sözlere bakalım: "Bitmiyor isyanlar, bitmiyor suçlar!" Bence mükemmel. Peki sonrası? "İnliyor başımı vurduğum taşlar." Olur mu hiç?

    Popüler müziğimizin en büyük efsanesi Orhan Gencebay "Bir yanda hayat kavgası var / Bir yanda aşkın ızdırabı" diyor ve devamında hayat kavgasını es geçip yine aşkı anlatıyor.

    Sezen Aksu'nun şarkısında "Arka sokaklarda neler oluyor?" şeklinde önemli bir soru var. Öncesi? "... dolayısıyla bilemiyorum." Sosyolojik vurgunun, politik göndermenin zerresi yok.

    [Mehmet Erdem'in yorumuyla hit olan Hakim Bey'in Sezen Aksu'ya ait olduğunu unutmadım. İstisnaların dönüştüremediği genel durumdan söz ediyorum.]

    DEVRİMİ KESEN JİLET

    Derken, Hakkı Bulut, beyhude bir işe girişti: Acısız arabesk.

    Halbuki arabeskin aşağılanmasının asıl nedeni kaderciliği, acılığı filan değil, müthiş bir protesto potansiyeli taşımasıydı.

    Bu yüzden yasaklanıyordu.

    Bir tek şarkı, Türkiye'de mazlumları devrime sevk edebilirdi.

    Gelgelelim bu enerji kullanılmadı.

    Ve ne yapacağına dair bir işaret alamayan yoksul gençler, kendilerini jiletle doğradılar.

    Bundan ötürü de horlandılar.

    "BAŞIM BELADA"

    Nihayet, Ahmet Kaya sazı aldı.

    O da imkansız aşkı anlatıyordu. Fakat bu kez aşk'ın bir öznesi vardı: Yoksul, sosyalist genç adam.

    Sadece sosyalistler değil, ülkücüler, İslamcılar ve sade vatandaşlar da Ahmet Kaya'ya kulak verdi.

    Halk bu tadı seviyordu.

    Arabesk, nihayet sadede gelmişti:

    "Sevdim inanamayacağın kadar seni esmer kız [...] Neylersin ki çember daralmakta / Şimdilik hoşça kal yaban çiçeğim / Yasal mermisiyle bir komiser yaklaşmakta."

    Artık biliyorduk. Âşıkları devlet ayırıyordu. Polis vardı işin içinde.

    Ahmet Kaya'ya tahammül edilemedi. Arabeskin politikleşmesi gerçek ve muhteşem bir tehlikeydi.

    Medya, Ahmet Kaya'yı terörist ilan etti. Ve genç âşık, ölüme sürüklendi...

    [Ümit Kıvanç imzalı Uçurtmam Tellere Takıldı -2010- adlı Ahmet Kaya belgeselini izlemelisiniz.]

    ORHAN ABİ'NİN FERYADI, TARKAN'IN PERFORMANSI

    Peki, Tarkan'a ne oluyor? Hatasız Kul Olmaz'ı söylerken nasıl neşeyle dans edebiliyor?

    Bir şarkı 100 milyon kez söylenince anlamı seyreliyor galiba.

    Feryat, performansa dönüşüyor.

    Gencebay'dan dinlerken ağlatan şarkı, Tarkan araya girince tüm vitaminini kaybediyor.

    Ali Tekintüre'nin dediği doğruysa, arabesk yaşayacaksa, hüznüne sahip çıkıp, direnişçi gücünü göstererek yaşayacak.

    Tarkan, istese de arabeski yaşatamaz.

    Teoman'ın dönüp duruma el koyması şart.



    dies

    10/8/2014 05:51
        heart_plus : 1 stat_minus_2 : 0