karaçalı incelemesi - mahvedilen potansiyel

#180096 - bu entryi ortalama 422 saniyede okuyabilirsiniz.
  1. 8. Albümleri

    Bu başlıkta Karaçalı’nın şu ana kadar çıkmış albümlerini genel olarak yorumlamak istiyorum.

    8.1. Mezar Virtüözü (2006)

    İlklerin heyecan vericiliğini düşündüğümüzde “ehh işte”lik bir albüm. İnsanlar bu albümü –yine ve yine- çok övüyorlar fakat dediğim gibi 2006 yılı o kadar geç bir yıl değil. Radyo Understation yayınında Karaçalı’nın yakın arkadaşı Radyasyon, “Karaçalı'nın piyasaya çıkması 4 seneyi buldu.” (39:27) gibi bir şey söylemişti. 4 yıl gözlem ve dinlemeden sonra çıkan albüm buysa ortada ciddi bir sorun var demektir.

    Karaçalı’yı ilk dinlemeye başladığımda insanların Azize Veda’yı bu kadar övmesine anlam veremiyordum (hâlâ da veremiyorum). Şimdi bir ortamda bu şarkıyı açıp dinlesek millet birbirine bakıp kıs kıs güler. Fakat sürü psikolojisi dediğim durum neticesinde millet marifetmiş gibi “çok iyi yaa” demekten başka bir şey yapmıyor. Şarkıda güzel sözler var, doğru; fakat aynı zamanda bütün o güzelliği mahveden sözler ve gereksizce kesilen verse insanı rahatsız ediyor. Çok amatör.

    Her şeye rağmen Defolu Caddelerde Fotomontaj, Mezar Virtüözü ve özellikle Sefalet Ekspresi gibi şarkıları düşündüğümüzde bir ilk albüme göre fena olmayan bir başlangıç diyebiliriz.

    8.2. Gypsy Frijit (2006)

    2006 yılında çıkan o dönem için iyi denebilecek bir albüm. Yakın Kıyamet(benim için ayrı bir yeri var), Psikiyatris, Kurşunlar Altında, Çıldırtan İvedi, Her Şeyin Bir Zamanı Var favori şarkılarım.

    Genel olarak değerlendirdiğimde ise vasat bir albüm olarak görüyorum. Yine Karaçalı'nın potansiyelinin altında bir albüm olduğunu düşünüyorum. Mezar Virtüözü’nden iyi olmasına rağmen yeterli değil bence.

    Bu arada Gypsy Frijit’in anlamını Karaçalı şöyle açıklıyor:[5]

    “Gypsy Frijit ‘Soğuk Çingene’ demek. Aslında frijit kelimesinin çok açılımı var ama benim söylemek istediğim bu. Yaşlı bir aşk için edilmiş küfür aslında.”

    O değil de albümün kapağı çok kötü.

    8.3. Şimdi Git Zombi (2008)

    Sagopa açısından Bir Pesimistin Gözyaşları albümü neyse Karaçalı açısından da bu albüm o.

    Karaçalı gelecekte kendi Romantizma’sını yapar mı bilmiyorum ama şu an için en iyi albümü.

    Türkçe Rap’in en iyi albümlerinden biri olmasının yanı sıra bu özelliğini bangır bangır underground kokan soundlarıyla sağlaması değerini çok daha artırıyor. Karaçalı'nın kendinden ödün vermeyen özgün stilini albümün her yerinde görüyoruz.
    Albümdeki parçalar hem kendi içinde hem de albümün bütünlüğü içerisinde güzel bir çeşitlilik oluşturuyor.

    8.4. Battle Royal (2009)

    Bu albüm hakkında inişli çıkışlı düşüncelerim var çünkü bir yandan diyorum ki battle tarzda fena olmayan bir albüm fakat diğer taraftan dinleyicilerin övgülerini görünce sinir tepeme çıkıyor, kendi kendime ‘keşke hiç çıkmasaydı’ diyorum. Saian ve Karaçalı gibi undergorund çevresinin saygı ve sevgi duyduğu iki ismin buluşması çok güzel fakat albümdeki şarkılar bence hiç yeterli değil.

    Karaçalı, kendisini eleştirdiğim tavırlarını bu albümde her yerde sürdürüyor. Ucuz kafiyeler ve kendi sorumluluğunu bir an önce atma telaşesine kapılmışçasına okuduğu verseler insanı fazlasıyla rahatsız ediyor.

    Bu albümün aşırı abartılması bence hem Karaçalı’ya hem Saian’a zarar verdi.

    8.5. Blow Up 9.69 (2010)

    Lise yıllarımda çok dinlediğim bir albümdü. Karaçalı kendi tarzını baştan başa hissettiriyor.

    Şarkı sayısından mı kaynaklanıyor bilmiyorum ama diğer insanlarda pek heyecan yaratamayan bir albüm olmuştu. Açıkçası albümdeki şarkıları sevsem de Karaçalı’nın yaptığı son albüm bu olmamalı diyorum. Şarkı sayısı itibariyle bu albüm olsa olsa arayı soğutmamak için yapılan işlerden olabilir.

    Sonuç

    Sonuç kısmında yukarıda yazdıklarımı tekrar yazmak istemiyorum. Ne demek istediğim anlaşılmıştır diye umut ediyorum. Yine de yazıyı bitirmeden birkaç hususa daha değinmek istiyorum.

    Karaçalı hakkında “Zeki ama çalışmıyor.” gibi bir sonuca varmak istemiyorum aslında fakat geldiğim nokta biraz buna benzedi. Fakat gördüğüm kadarıyla Karaçalı’nın daha fazla sorunu var. Yaptığı işin bazı zorluklarının olduğu aşikâr fakat yıllardır yürüttüğü bu davranışlarına baktığımda bu kadar takipçisi olmasına rağmen bu kadar rahat yalan söyleyen az insan gördüm diyebilirim.

    İnsanlar kaç yıldır haber beklemesine rağmen doğru düzgün bir tane bile açıklama yapmadı. Patron Kaybedecek Ne Kaldı’da kendisinden bahsetmese büyük ihtimalle yine yapmayacaktı. Dinleyicilerin isteklerini geçtim; iptal edilen albüm, şarkı veya kliplerle ilgili bir tane bile doğru düzgün açıklama yapmadı. İnsan biraz utanır.

    Bir şey söyleyim mi?

    Bu adam hiçbir övgüyü ve saygıyı hak etmiyor.

    “Rap umurumda değil.” diyorsa piyasayı tamamen terk etmeli. Hem bu işin ekmeğini yiyor, ilgi topluyor; sonra da, umursamaz taklidi yapıyor. Neredeyse 40 yaşına gelmiş hâlâ ilgi toplamaya çalışan ergenler gibi davranıyor. Kaldı ki -yukarıda anlattığım üzere- "rap umurumda değil." iddiası da doğru değil.

    Bol Sözlük’teki “haziel khan” ismindeki yazarın yaptığı tespite katılmamak mümkün değil:[6]

    "yetenekleri karakterine fazla. olmak istediği mükemmel adam ile onu mükemmel adam yapacak yetenekleri arasında uyuşmazlık var. huzursuzluk bundan"

    Çok güzel tespit. Benim ulaştığım sonuç da bu yönde.

    Tabii hatırlatmam gerekirse, sıkça söylediğim gibi en çok eleştirilmesi gerekenlerin başında dinleyici geliyor. Öyle övgüler yazıyorlar ki insanın aklı duruyor. “Türkiye’nin en iyi şairi, en iyi söz yazarı vb.” diyen insanlar bile var, gerisini siz düşünün. Yahu tamam potansiyeli güçlü ama ortaya dolu dolu çalışmalar çıkarmamışken bu neyin “en iyi”liği? Hasta mısınız siz?

    Uludağ Sözlük’te gördüğüm şu entryi yazan kişi benden önce gerçekleri görmüş:[6]

    "ses güzel ama bu sese bu müzik olmuyo be kardeşim, 1 hafta uğraşarak yaptığın albümlerden ne hayır gelir ki" denilesi rapçi. kumaş sağlam ama işçilik çok kötü. inşallah bi gün iyi müzik yapmaya başlar."

    Onca eleştiriye rağmen yaptığı işleri ne kadar sevdiğimi Serkan abi de iyi hatırlayacaktır. Benim için Karaçalı, Da Poet ve Kayra ile birlikte en sevdiğim rapçiler arasındaki yerini güçlü şekilde koruyor(du). Fakat kendisine çok kırgınım. Yaptığı yanlış söylemlerde, davranışlarda ve açıklamalarda ısrar etmesi kredisini tüketti.

    Kendisi saygıyı kesinlikle hak etmeyen birisi.

    Bu saatten sonra isterse dünyanın en iyi şarkısını veya albümünü yapsın; umurumda değil.

    ...................
    Dipnotlar

    1) Karaçalı, “9.69 ve askerlik üzerine”, Kişisel Facebook hesabı paylaşımı,
    www.facebook.com
    otes/serkan-kara%C3%A7ay/969-askerlik-yoksulluk-%C3%BCzerine/396069131179/
    (Erişim Tarihi: 18.07.2019) 17 Mart 2010, (Erişim Tarihi: 17.07.2019)
    2) Karaçalı'nın kendi Twitter hesabından yaptığı açıklama, twitter.com/TheKeysii/status/1042862054099640321, 20 Eylül 2018, (Erişim Tarihi: 20.07.2019)
    3) www.bolsozluk.com/sozluk.php?process=eid&eid=141242, (Erişim Tarihi: 18.07.2019)
    4) Karaçalı’nın kendi Twitter hesabından yaptığı açıklamalar, twitter.com/TheKeysii/status/1043568081853927427, 22 Eylül 2018 (Erişim Tarihi: 18.07.2019)
    5) Karaçalı, Gypsy Frijit Hiphoplife Röportajı, 2006, hiphoplife.com.tr/roportaj/58-karacali-gypsy-frijit-hiphoplife-roportaj.html, (Erişim Tarihi: 18.07.2019)
    6) www.bolsozluk.com/sozluk.php?process=eid&eid=149133, (Erişim Tarihi: 20.07.2019)
    7) www.uludagsozluk.com/e/5547574/, (Erişim Tarihi: 18.07.2019)

    anonim

    20/7/2019 11:31 ~ 27/07/2019 8:46
        heart_plus : 11 stat_minus_2 : 0