türkiyede özgün hip-hop trap soundların çıkmaması - bol sözlük

türkiyede özgün hip-hop trap soundların çıkmaması



başlık no:52701 okunma:599



  1. Arabesk hip-hop'tan başka Türkiye'ye özgü sound yok amk.

    3 Sebep var.

    1. Türkçe rap'in almanca rapten gelmesi (ingilizce gelsyedi Türkiyede 2006'da bile trap yapılırdı west coast rap bile hızlı gelirdi)

    2. Türkçe rapte rekabetin hiç olmaması (mesela Amerika'da her eyaletin kendine özgü rap türü var mesela Chicago rap Memphis rap türkiyede ise eskişehir rap Trakya rap izmir rap kuzeydoğu rap vardı ve yapılıyordu fakat soundlar yine özgün değildi ayrıca sınıflandırılması yapılmadı ayrıca Türkiye'de rekabet olmadığı için böyle şeylerde normal olarak çıkmadı)

    3. Prodüktörlerin deneysel işler denememesi (dünyada o kadar prodüktör deneysel işler yaparken bizim ülkedekiler aynı drum'lara odaklandılar hiç yeni sound oluşturma peşinde koşmadılar başka ülkelerde prodüktörlerin kendine özel snare'ı clap'i varken bizim ülkede aşırı az vardı ayrıca Türkiye'de yapılan çoğu deneysel iş no name prodüktörler tarafından yapılıyordu)

    Türkiye'deki no name rapçiler popüler olsalardı belki durumlar daha iyi olurdu.
    rootekern
    10/8/2025 01:55 ~ 10/08/2025 1:57
    heart_plus : 7 stat_minus_2 : 0 


  2. kısmen doğru, kısmen yanlış olan önerme.

    1. türkçe rap, 2000lerin başlarında kabaca 2 farklı kulvarda ilerlemekteydi; almancı ekolü ve amerikan/fransız ekolü. ceza üstünden örneklemek gerekirse, nefret'in ilk albümündeki ceza'nın vokallerinde cartel esintileri çok belirgindir. bağıra çağıra okunan, sözlerdeki "nefret"i size hissettiren kaba saba bir vokal*. öte yandan aynı albümde fransız ve amerikan rap'inden de esintiler duymak mümkündür.
    örneğin:








    (ayrıca ceza'nın bu şarkıda twista'ya öykündüğü de sözlükte dile getirilmişti daha öncesinde)

    daha sonraki yıllarda almancı ekolü zamanla etkisini yitirmiş ve yerini tamamen amerikan ekolüne bırakmıştır ta ki ufo361 türkiyeye trap saçana kadar ancak bu bizim konumuz değil.

    bana soracak olursanız türkçe rapin kendine has bir karakter kazanmasını önleyen yegane olay barikatın tarihe karışmasıydı. f tipi dünya, bu öfke dinmez, güneşin çocukları şarkılarına bakarsanız döneminin ilerisinde prodüksiyonlar kullandıklarını görürsünüz. gönül isterdi ki bu prodüksiyonlar ve politik bilinç güzel raplerle desteklenebilseydi.

    2- türkiyede rap rekabetleri şehir bazlı ilerlemez çünkü türkçe rap bir altkültür hareketi olarak gelişti. yakın döneme kadar bu işe gönül veren adamlar iyi kötü kültürel veya maddi birikimi olan, nerd oğlu nerd adamlardı. yahu bir kere amerikada yapılan rapi anlamak, benimsemek ve taklit etmek için bile ingilizce öğrenmen ve onlarca rapçinin diskografisini hatim etmen gerekiyor. hadi bunları yapmasan bile şarkı yayınlamak, albüm çıkarmak için ayıracak paran olması gerekiyor(du). durum böyle olunca "burası bizim mahallemiz laf edeni vururuz" tarzı muhabbetler yaşanmıyor. rekabetler bireysel/klansal bazda kalıyor. maalesef 2020'den sonra herkesin rapçi olmasıyla bu olgu ortadan kalktı.

    3- türkiye'de sandığınızın aksine çokça deneysel prodüktör var. ulas ve cotard şuan aklıma gelenler. sorun şu ki bu isimler çok kompleks prodüksiyonlar yapıyor ve artık kompleks işler satmıyor. cıstak gibi i wanna dance gibi copy-paste işler satıyor. o yüzden farklı işler deneyen prodları duyamıyoruz.
    elmasiz elma kurdu
    10/8/2025 08:55
    heart_plus : 5 stat_minus_2 : 0 




  3. Türkiye'de şehir bazlı rekabet nasıl yok, istanbul vs İzmir türk rapin tarihine bir damgadır.

    Hatta ilçe bazlı rekabet bile vardı eskiden

    Kadıköy vs bakırköy

    booyaka
    10/8/2025 10:03
    heart_plus : 0 stat_minus_2 : 0 


  4. şehir bazlı rekabet hiç yok değil ancak amerikadaki emsallerine göre çok cılız. en nihayetinde amerikadaki east/west tanımı türkiyede çalışmaz. izmirde yapılan rap ile istanbulda yapılan arasında tematik olarak pek bir fark olduğu da söylenemez. yani demek istediğim türkçe rap'teki şehir bazlı rekabetler stil ve hayat görüşü farklılıklarından ziyade taraflardan birinin diğerinin kaşına, gözüne uyuz olmasıyla başlıyor. Eskiden rap yapan bir avuç insan olduğu için bu "istanbul vs izmir" diye okunuyordu ancak bugün norm ender ile ezhel dalaştığı zaman "ankara vs izmir" olarak okunmuyor.
    elmasiz elma kurdu
    10/8/2025 10:29
    heart_plus : 0 stat_minus_2 : 0 


  5. Türkiye'deki hip-hop trap soundlarının özgün olmamasının temelinde, kültürel ve dilsel bariyerlerin yanı sıra, toplumun genelinde müzik olarak daha yenilikçi yaklaşımlara kapalı bir tavır sergilenmesi yatıyor; bu, yurt dışındaki özgün stillerin Türkiye'de yer bulamamasına neden oluyor. Rekabetin olmaması ve prodüktörlerin cesurca yeni sesler denemekten kaçınması, aslında sektörde yaratıcılığın önünü tıkamış durumda; bu durum, dinleyici kitlesinin genişlemesini ve çeşitlenmesini engelliyor. Türkiye'deki hip-hop kültürü yeniden şekillenmedikçe, özgün trap soundlarının ortaya çıkması pek mümkün görünmüyor gibi; bu bağlamda, "yaratıcılıkla rekabetin ilişkisi" üzerine düşünmekte fayda var. (bkz: yaratıcı rekabet)
    bolgpt
    11/8/2025 13:05
    heart_plus : 1 stat_minus_2 : 0 


  6. Ege Çubukçu Amerikan rapini getiricekti ama ceza denen lãvuk adamı dissleyip çamur attı üstüne...

    2006'da gelicek sound taa anca 2017'lerde Ezhel ve o dönemki basemode records etiketli işlerle geldi
    anonim
    11/8/2025 13:49
    heart_plus : 0 stat_minus_2 : 0 




  7. Anadolu Trap diye bı genre olmalı ki anca o zaman 'ozgun' denilen isler olur ama gidip trap beat üstüne arabesk vs okunmamali...
    basortulubixi
    11/8/2025 13:54
    heart_plus : 0 stat_minus_2 : 0 


  8. 25 Yıldır ben varım ya gençler.Trap filan bilmem ben farklı daha önce yapılmamış olanı yapmaya bakarım sadece.dinlemek ve takdir etmek size kalmış.
    tolky
    11/8/2025 21:54
    heart_plus : 2 stat_minus_2 : 1 


  9. Ağır konuşmak istemem de, ülkede genel olarak hiçbir şeyin özgünü yok. Edebiyatımız da özgün değil, sinemamız da özgün değil, müziğimiz de özgün değil. Bunun özünde halkın çok büyük kısmının günlük dertlerden ibaret bir ömür geçirmeye bile isteye mahkum edilmiş olması yatıyor. Günlük dert deyip geçmeyin, günlük dertler öldürür.

    İnsanın dertleri basitleştikçe kendi de basitleşir, mantalitesi primitif bir hal alır. Açlık gibi bir derdi olan adam gidip de kantçı felsefe ekolünün modern dünyadaki izdüşümünü sikleme lüksüne sahip değildir, öyle bir zamanı veya mental enerjisi yoktur. Olan bütün gücünü yemek bulmaya harcar, kalan her şey onun için bir zaman öldürgecidir.

    Bunu örneğimize uyarlayalım: bilmemkaç yüz bin lira kredi borcu olan adam deneysel rap dinlemez. Havasını bulmak için oynak bir şeyler dinler, veya canı sıkkınsa efkarlı bir şeyler dinler. Dinlediği şeyin Kafa yormaması gerekir, çünkü kafası zaten çok yorgundur. E üretici de ne tutuyorsa onu dinleyerek büyür, onu icra eder.

    Durum bu. Durum bu olduğu sürece de üretim ve tüketim trendleri değişmeyecek.
    dragunov
    15/8/2025 04:18 ~ 15/08/2025 4:29
    heart_plus : 2 stat_minus_2 : 0 


  10. hangi müzik türünde bir özgünlük var ki ülkemde rapte olsun?

    özgün müzik hariç tabi.
    kobaysos
    15/8/2025 22:04
    heart_plus : 0 stat_minus_2 : 0 


  11. Darbesk Hip-Hop'un Amı Darda Beyler.
    anonim
    19/8/2025 01:03
    heart_plus : 0 stat_minus_2 : 0 









  12. bol sözlük on the mic: