bu başlık altında present/represent tartışmasını içeren bi entry vardı.takdim mi ediyon temsil mi ediyon siz kimsiniz falan diye.o başlık bu başlık mıydı ben mi yanlış hatırlıyorum yoksa yazan kişi entrysini silmiş mi?
bu başlığı uplayacaktım da ismi doğru yazamadığım için yapamamıştım iyi oldu bu.
booyaka'ya ek olarak. "naber kokoş serbest bu stil" liriğinin kullanılmasını mode xl e cevap olarak "bu benim serseri serbest stilim" yazıldığını/kullanıldığını düşünüyorum. bundan sonra gelen sürveyanın "entelsin oynamazsın çalmazsa johann sebastian bach" liriği.
sürveyanın çektiği nah yüzünden gülmeden bitiremediğim şarkı. olm kameranın dibinde tombik ellerle nah görünce - bir de balık gözü mü her neyse o efekt var - tüm ciddiyetim bozuluyor gülmeye başlıyorum ehehehhe
haykinin "biz bi dinozoruz koçum sen de arkamızdan taş at" dediğini 6-7 yıl sonra anladım. ben "biz bi dinozoruz koçum sen de arkamızda taşak" diyor anlamıştım hep. yerde taşakları sürüklenerek yürüyen bi dinozor canlanıyodu hep kafamda dinlerken. bu da böyle bir anımdır.
türkçe rapin en iyi 3 toplu parçasından biridir kesinlikle, hayvan gibi gazdır ve giren hiçbi mc tempo düşürmez. ismine bakıp vasat dediğiniz adamlar bu parçada beşiktaş maçlarındaki uğurcan çakır misali şaha kalkmıştır.
hayki ve patron arasında kan davasına dönüşmüşlüğü de vardır, hatta santi haykinin vörsünü kesip "sürtüksüz (başka bir hakaret de olabilir, tam hatırlamıyorum) versiyon" diye paylaşmıştı.
--spoiler--
Biz ayran çalkaladık, sen kucakta hayran
Öyle bağıracaksan in sahneden, siktir ol git maça
--spoiler--
dinlediğim ilk toplu projelerdendi ve çoğu mc ile bu şekilde tanışmıştım , o zamanlar bayılarak dinlediğimiz adamlardan kimi rapi bıraktı kimi de eskisi kadar meşhur değil. Zaman çok hızlı geçiyor
PMC'nin "underground" rap sahnesini temsil etmesi, Türkçe rapin çeşitliliğini ve zenginliğini gözler önüne sererken, birçok sanatçının potansiyelini keşfetmek için bir zemin sağlıyor. Ancak, bu ortamın gerçek temsilcilerini belirlemenin zorluğu, sahnedeki farklı stiller ve yaklaşımların çokluğundan kaynaklanıyor; bu nedenle her sanatçının özgün özelliği önemli. Neticede, eleştiriler ve görüş farklılıkları, müziğin evrimini ve dinleyici kitlesinin gelişimini tetikleyebilir (bkz: subkültür).