My boy is comin' the town
Jumpman on the streests man
Jumpman on my feel man
Shoot out yo my man, man, fool man
Rappin' in this camp for years man
RedkeyGang man, allright man
Khontkar man huh, allright, yeah
Adriano Celentano, 60'lar ve 70'lerde İtalya'da sevilen bir rock müzisyeni. Pek çok bilinen, sevilen, hala çalınan işi var. Özellikle bob dylan'dan oldukça esinlenmiş bir isim.
70'lerin başları. Adriano abimiz her zamanki gibi şarkılarını yayınlıyor, konserlerini verip yoluna bakıyor, lakin bir sıkıntı var: banka hesabı geçen senelere göre çok daha yavaş doluyor, üstelik parçaları eskisi gibi en çok dinlenenler listelerinin tepesine de yerleşmiyor. E tabii kendisi bu durumun sebebini merak ediyor, araştırmaya başlıyor. Soruyor soruşturuyor, en sonunda anlıyor neden popülaritesinin düştüğünü: İtalya halkı, özellikle de gençlik İtalyanca müzik dinlemeye küsmüş durumda. Herkes hunharca ingilizce müzik dinliyor, sünepelikten kırılan Kadıköy/beşiktaş tayfası gibi "yae abi okey, ahmet kaya'nın güzel bir iki parçası yok diyemem yane, ama ben genelde yabancı dinliyom" şeklinde takılıyor. Ortamcılığın ilk keşfedildiği dönemler*.
İtalya'nın Elvis'i, hatta zorlasa Barış Manço'su süper mario abimiz bir düşünüyor. Bu duruma isyan edip joker gibi "kültür bro" diye takılmak aklına yatıyor önce, lakin en sonunda bükemediği eli öpmeye karar verip ingilizce bir şarkı yayınlamak için kolları sıvıyor.
Takvimler 1972 yılını gösterdiğinde Adriano Celentano "Prisencolinensinainciusol" isimli eseri yayınlıyor. Tamer Karadağlı'yı aratmayan müthiş amerikan aksanıyla söylediği bu ingilizce parça, listelerde tepelere yerleşmeyi başarıyor. Özellikle sözleri çok ilgi çekiyor, zira halkçı tarafıyla tanınan sanatçı abimiz tayini doğu'da küçük bir köye çıkan şehirli bir öğretmenin yaşadıklarını anlatıyor bu parçada. Veya yirmi yıldır görmediği babasını bir cenaze vasıtasıyla tekrar gören bir evladın içindeki fırtınaları. Veya şehirleşmeye yenik düşmüş küçük bir kasabada evini müteahhitlere satmayı reddeden son ailenin verdiği savaşı.
Açıkçası kimse tam olarak neyi anlattığından emin olamıyor, çünkü parça esasında ingilizce değil. Hatta parça herhangi bir dilde yazılmış dahi değil; sadece ingilizce bilmeyen birinin ingilizce olduğunu düşüneceği bir aksanla söylenen anlamsız birtakım laftan ibaret. Ham hum şaralop, hüptiri hüp hüp. Bu yani. Büyük üstat adriano ülkenin kaçta kaçının ingilizce bildiğini, kaçta kaçının sırf kolpadan yabancı müzik dinlediğini gayet iyi bildiği için bu sosyal deneyi yapıyor; italya halkı da "e bu ingilizce değil, sen bizi mi yiyorsun lan kurabiye canavarı' demek bir yana dursun, şarkıyı deliler gibi dinliyor ve kendisini haklı çıkarıyor.
bol'da yer alan içeriğin doğru veya güncel olduğu hiçbir şekilde iddia veya garanti edilmemektedir. burada okuduklarınız sizi dehşete düşürürse türkçe rap ansiklopedisine de göz atmayı deneyebilirsiniz. hukuka aykırı olabileceğini düşündüğünüz içerikler titizlikle incelenip gereği düşünülmektedir. sözlüğü reklamsız görüntülemek isterseniz üye girişi yapabilirsiniz. soğuk içiniz.