beyler, şehirlerin başat işlevi, bir sakin olarak şehrin içinde rahatça hareket edebilmem ve şehrin içindeki park, bahçe, ulaşım gibi fasiliteleri güvenli bir şekilde kullanabiliyor olmam olsa gerek. istanbul ve kocaeli gibi iki dev gibi şehrin kullandığı, zaten halihazırda tıklım tıkış gidilen marmaray'ı mesken belleyen köpek oradan alınıp hijyen koşulları sağlanacağına iyice bakterisini mikrobunu salsın diye tasma takılıp isim veriliyorsa orada bir sıkıntı vardır. hastane gibi hijyenin had safhada olması gereken bir yerde bile orta yere sıçan köpekler geziyorsa ortadaki mesele direkt bir medeniyet problemidir.

sürü halinde çocuğundan yaşlısına herkese saldırılmasına zaten değinmiyorum. olay vahşi yaşamı geç çiftçi kontrolündeki evcil hayvanların katline kadar vardı amına koyayım. her türlü ekolojik dengeyi bozuyor bu durum. bunun farkına önden varan hiçbir ülke de "abi kısırlaştırıp olduğu yere bırakalım" demiyor. çünkü kısırlaştırılan hayvan içgüdüsünden vazgeçmiyor. kovalamaya, ısırmaya, sürüleşmeye devam ediyor. o kümesteki tavuğu her türlü gırtlaklıyor.

2023 yılında bir çocuğun kuduz hastalığından ölmesi bir ülkede devlet ve millet için utanç sebebi olmalı. ama maşallah bizde kimsenin yüzü kızarmıyor. kimse halkı böyle bir ilkelliğe mahkum ettiği için mesuliyet kabul etmiyor. çünkü nasılsa sadece sandıkta soruluyor. beş senenin geri kalanında kulak vermeye gerek kalmıyor. sadece laf laf laf. ipe un seriliyor.

atatürk ve hz. muhammed'in yaptıkları bugün, içinde bulunduğumuz ve 21 rakamını verdiğimiz yüzyılda, tıpkı ismini andığımız iki liderin yaptığı gibi kendini ve halkını ciddiye alan ülkelerdeki uygulamalardan çok da farklı değil. @jbrown'un yazdıklarının altına imzamı atarım.