dün denk gelmiştim bu videoya tekrardan.yine sinirlerim bozuldu.gidiyim sözlüğe başlığını açayım,yardırayım dedim.

sonra dedim oğlum boşver.ne gerek var.o kadar uzun uzun yazıcaksın,hiçbir şey değişmeyecek.sen uğraştığın ettiğinle kalıcaksın yine.

hatta ötesi de var dedim kendi kendime.sagopa kajmer dava açmayı seven adam.okur mokur başına bela alırsın dedim durduk yerde.

yalan yok. korktum başıma bela almaktan.öyle hakaret filan edeceğimden de değil,kimseye küfür etmek gibi bir niyetim hiç olmadı şu sözlükte zaten.ama bu hukuki işler belli olmaz,bi yerden takarlar kervana katarlar diye korkuyorum.kendi halinde gariban adamız sonuçta.

neyse yine de yazmak istiyorum bu konu hakkında bir şeyler.

bu konuşmaları neresinden ele alayım?nerden tutsan elinde kalıyor?hangi açıdan baksam önüm kapanıyor,hak vermeye çalışıyorum olmuyor.

hayır bu adam benim çocukluğumun,ergenliğim en önemli figürüydü.rol modelimdi bir yerde.böyle konuşması cidden üzüyor beni.he şimdi kalkıp sago "sanane kardeşim,istediğimi konuşurum" diyebilir.haklı da.

ama ne biliyim işte.bir müziğin veya sanatın güzelliği nasıl sattığı albüm sayısıyla ölçülüyor.seversin veya sevmezsin jazz'ı ama nasıl bu kadar kolay zenci baba oluyor bir sanat icra eden adamlar,senin gibi müzisyenler.nasıl jazz müzik yapan insanların verdiği emekler bir çırpıda silinip,yerle bir edilebiliyor.

nasıl birisi çıkıp benim adıma "bize hitap etmiyor" diyebiliyor."türkiyeye hitap etmiyor" da ne demek allah aşkına.bana hitap ediyor belki.

türkiyede az dinleyicisi var diye türkiyede icra edilmemesi mi gerekiyor jazz'ın.jazz seven adamlar bir avuç bile olsa nolur?şanslarına küsüp başka ülkeye mi göç etsinler jazz dinlemek için?

neyse .canım sıkıldı,cidden moralim bozuldu daha da birşey demeye gerek yok..

jetlag hier bin ich wieder bildirdi.