tabii ki herkesin kendince tepki göstermeye hakkı var. ben de kendimce bu tepkinin anlamsızlığından dem vurdum ve akp'nin kendi siyaseti için toplumsal ayrışmayı maksimum seviyede tutmayı hedeflediğinden ve bu yapay siyasetin sürekli iç ve dış yapay düşmanlar pazarlayıp milleti boş yere gerdiğinden ve huzursuz ettiğinden bahsettim. bu siyaset kendine dini de alet edip bugünlerde özellikle lgbt bireyleri devamlı saldırı altında tutarken de bu tarafın tehlike altında hissettiği ve bu yüzden ofansif tavır sergileyebildiklerinden bahsettim. insanların da yapılan saygısızlık karşısında bir şeyler söylemeye hakkı olsa da popülizm rüzgarına kendini kaptırıp birilerine zarar verebileceğini hesap etmemesini bir problem olarak işaret ettim. çünkü bu olayla birlikte, lgbt bireyler için türkiye'de hayat zaten çok zorken daha da zor hale gelebilir. burada sadece eylemleri yapanlar değil toplumsal cinsiyeti üzerinden bir grup insan hedef gösteriliyor çünkü. ve günlük siyasi çıkarlar için yargı oyuncak ediliyor, insanların hayatı karartılıyor. biz bunu daha önce yaşadık boğaziçi'nde. arkadaşlarım, erdoğan bir iki günlüğüne siyaset malzemesi buldu diye aylarca hapis yattı sebepsiz yere. birkaç kişinin gezdiği bir sergideki kıytırık bir resim kimsenin ibadet, ifade, yaşam tarzı vs herhangi bir özgürlüğüne zarar veremezken buradan çıkarılan yaygara yüzünden hayatı zorlaşan hatta hayatı kararan insanlar olacak. ne ifade özgürlüğüdür, ne değildir tartışmaları dönerken de hukuki açıdan bunu açıklamaya çalıştım. popülizm yüzünden gerçek sorunları göremiyorsunuz, yapmayın etmeyin. devleti popülizmle yönetmeye kalkmak ölümcül bir sorun, bugün yok edilen kurumlar bir günde kurulmadı, bazı hataların geri dönüşü kolay değil.