yavşaktır.

kardeşim, ne güzel kurmuşum kendimi... sabahın köründe göt kadar minibüste birisinin böbreğine oturmuş, rahat rahat yolculuğumun keyfini çıkartıyorum.

o da ne ? birileri arkadan baldırlarıma avm dikmeye çalışıyor. ani bir dönüşle olası bir kavgada minibüs ahalisini safıma çekebilmek için sinirli sinirli dönüp bakarken daha da üzücü bir tabloyla karşılaşıyorum.

anaokul arkadaşım tolga...

ilk tolgalardan kendisi.

o kalabalıkta ülkücü tokalaşması yapamayacağımız için sırtıma vuruyor. kulağımda kulaklık, içinde ice cube pros vs joes çalmasına rağmen bana sudeyle görüşüyor musun diyor.

sude de anaokulda müzik köşesine işediğimde beni hocaya şikayet eden kız. lan ne bileyim sude ne yapıyor ne ediyor amk.

biter mi bitmiyor...

okulu naptın diyor. hala aynı yerde mi oturuyorsunuz diyor, ne iş yapıyorsun diyor, işyeri nerede diyor, semt adını duyunca " oğlum nasıl gidiyorsun lan oraya her gün" diyor.

diyor da diyor amın oğlu da, sizin müziğinize kurulduğunuzu akıl edemiyor.

amını sikeyim tolga.