İkinci:
ankesörlü konuşmaklar hep yaraydı
durumu döktüğümde dum'r-ulanan önlüklülerken hep deli sıfatlarını
neden ben aldım hem de hep bununla yaftalandım?
tahrip edip köprülerimi yıktılar ben altta kaldım
kloroformal parfümüm odamda mahkumum uyarlamam gaz altı
aldığım her nefes zararlı
özümlenemeyen miligramlar bende demirbaşlaşırken
başımı demire yaslayıp tren beklemekti tek meramım
programıma detone sürdüğüm hayatım... aah
vicdan bantlarıyla mutlu olmaklar kapattım
obsesif kompulsif düzen kurmak ailemin yerime kurduğu düştü
ben de vefa borcumu sevgisiz, bedelli yaptım.
çünkü içini döktüğünde azar işiten çocuklardık
gerçek şu ki sarı bez temizleyemez derdimizi
ağzı topla kalbi böl çıkart içinden sevdiklerini
bağırmak efor kaybı susmak en güz-el vedanın şekli
x2
kendimden vazgeçtim işte oldu bak istediğiniz
sunduğunuz tüm hedeflere ulaştım ve tatsızım /lan
hani/ mutluluk yok bu muydu güzel dediğiniz
geri dönmem gerekli emeklerim boğuldu ben deniz
/yok olsun önemsiz
If:
kendimi kandırmakta ustayım yalan söylüyorum utanmadan
sorgulayıp yargılasam kendimi paramparça etmem lazım
ben kendime yol çizdim levhaları kaldırdım belirsizim
kimsesizliğim korkusuzluğum sessizliğim bir çığlık biçimi
her gün sabahın köründe kalkıp emir almak için giyiniyorum
ruhuma açtığım yaraların kabuğunu her gün keyifle yırtıyorum
düş kurma yeteneğimi kaybettim gerçeklere yeniliyorum
yöneliyorum yeni yollara olmuyor olmadıkça düş kurmaktan vazgeçiyorum
kabul ettim hep kaybediyorum, kazanmak için uğraşmıyorum
kanatlarımı kestim ben gökyüzünde kim var hiç bilmiyorum
yanan canımı hissedemiyorum, akan kanımı fark etmiyorum
eriyorum her gün her nefesimdeki hissizlikten korkuyorum
densiz ve dengesiz miyim ya da ilgisizliğe esir miyim?
ya da umut etmenin yan etkisinden bitap düşmüş biri miyim?
para mı lazım derdimi çözmeye? nereye kaçmam lazım söyleyin
içime kemiren şeyden korkuyorum onu öldüremiyorum ölmeli miyim?