aslında tam 10 paragraf girilecek bir başlık ama hem üşendiğim hem de bu konuda fazla bilgi birikimim olmadığı için, bu işi sözlüğün yetkili ve deneyimli abilerine bırakacağım. yine de yüzeysel olarak düşüncelerim ektedir.

öncelikle bir rapçi açısından bakarsak, bir rap yarışmasına katılmak kariyeriniz için yapabileceğiniz en kötü şey olur. bir kere bir rapçi olarak imajınızı sikip atıyor. kendi ayakları üzerinde duran, ne yaptığını bilen bir sanatçıdan; bir grup sakallı ve kirli adamların onayını almak için ayaklarına kapanan, onların laflarına katlanıp ağızlarını çeken, iyi olsa bile zorla elendirilip itin götüne sokulan çömez bir velede dönüşuyorsunuz.

ikinci noktamız bu birinci noktayla alakalı: türkiye'deki rap yarışmaları, katılan yarışmacıları değil onları değerlendiren jürileri parlatmak içindir. her şey bir senaryo üzerine kuruludur. tamam, bir odaya oturup "ati sen şunu diyeceksin, khont sen şu adama 4 puan vereceksin" demiyorlardır tabii ki (gerçi deseler şaşırmam), ama ortada işleyen, adı konmamış bir düzen, bir nizam var. sahneye çıkan çömez arkadaşımız daha tek kelime etmeden bazı jüriler onları kafalarından hemen eliyor, hatta şarkısı biter bitmez bu yarışmacı arkadaşa sokacağı lafları da düşünüyor. sadece lafları düşünmek de yetmez: bunu yaparken ki beden dilini, ses tonunu, kameraya nasıl yansıyacağını aklında hesaplıyor. çünkü rap yarışmaları gerçek yarışmalar değiller, aynı dizi gibiler.

kazananlar bile muhtemeln önceden belli, veya en azından kaybedecekler daha ilk bölüm çıkmadan belirleniyor. daha başvuru sayfasındayken bile katılan adaylardan instagram ve diğer sosyal medya hesaplarını isterler. neden? en çok takipçisi olan adam öne çıkacak çünkü. otomatik olarak kazanmayacak belki, ama daha az bilinen adamın önüne temelli geçecek. o daha düşük takipçisi olan çömez dostumuz jürilere dört dörtlük sakso çekse bile yine de elenecek. kaderi baştan yazılmış çünkü.

ikinci noktaya geri dönelim. bu yarışmalar dizi olarak dönüyor, jüriler de oyuncu gibi ne diyeceklerini önceden hesaplıyorlar demiştik. başka ne demiştik? bu yarışmalar yarışmacıları değil jürileri ve konukları parlatmak için yapılırlar. Bir bakıma pr çalışması. ama bu noktada başka bir husus ortaya giriyor. her bir jüriyi eşit olarak parlatamazsınız, pastadan payı en çok belli birisi yiyecek. peki bunu kim yiyecek? işte bu noktada jüriler arasında adı konmamış, görünmez, sessiz bir rekabet başlıyor. en cool, en zeki, en acımasız, en yardımsever, en şefkatli falan filan diye onlarca alanda jüriler öne çıkmaya çalışıyor. örnek vermem gerekirse, başlığı açmanın sebebi flow360'dı. bu kendini öne çıkarmaya çalışan jüri olarak da khontkar'ı örnek verebilirim. her an ama her fırsatta kendini öne atmaya çalışıyor, farklı ve marjinal kıyafetlerle ortama katlıyor, çok abartı davranıyor.

kariyerini bir yarışmaya katıldıktan sonra inşa etmiş bir rapçi gösterebilir misiniz? gösteremezsiniz.