boğaziçi direnişi

#320442 - bu entryi ortalama 144 saniyede okuyabilirsiniz.
  1. yine haklı çıktım ne yazık ki. iki arkadaşımız tutuklanmış. tck 216-3 yani dini değerleri aşağılamadan mahkemeye sevk ediliyorlar, bu suçun cezası maksimum 1 yıl olduğu için tutuklama yapılamaz. e ama siyasetin istediği olmalı, hemen orada başka bir suç uydurup tutuklamışlar çocukları. operasyon yaptıkları evlerde, kulüp odalarında lgbt bayraklarına bile suç unsuru olarak el koyulmuş. nereden baksan saçmalık, hukuka uygun hiçbir şey yok herhalde ortada ama hukuk uygun olması da kimin umrunda? siyasete uygun olsun yeter.

    tam olarak bunlardan bahsediyorum işte, o kadar yazıp çizdik hukuk guguk edildi, devlet popülizmle yönetilmez diye. ama insanların umrunda mı, değil. popülizm daha cafcaflı tabii. insanların derdi adalet değil, sosyal medyada birkaç like almak daha fazla ilgilerini çekiyor. e ne diyelim, saray elitlerine hayat lay lay lom zaten. hayatında hiçbir zorluk görmemiş adam dinime saygı duy diye boş yere yaygara koparıyor. kendisi güya saygı beklerken de kendinden olmayanlara saygı göstermek bir yana, zulüm görmelerini keyifle izliyor. elitler milletin parasıyla sefa sürerken bu ülkenin gerçek insanları, onurlu insanları bedel ödemeye devam ediyor.

    aynen ne yazdıysam o oluyor, saray sosyetesine memleketin sorunlarından kaçmasını sağlayacak bir iki günlük siyaset malzemesi çıksın diye masum insanların hayatları kararıyor. hayatı lay lay lom değil, hayatı zaten zor olanların hayatı bir kat daha fazla zorlaşıyor. ve şam gibiler de buna ortak oluyor işte. tutuklanan çocuklardan birini tanırdım. eleman lgbt veya hdp'li falan da değil ha, olsa ne fark eder tabii de. örgütlerle işi olmayan, atatürkçü bir tipti; kendince hak aramaya çalışıyordu işte herhalde her onurlu vatandaş gibi. ama hak aramanın bedeli ağır işte bu memlekette. bu memleketin akrebi haksızlığı sever, hak arayandan nefret eder.

    “Akrep gibisin kardeşim,
    korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
    Serçe gibisin kardeşim,
    serçenin telaşı içindesin.
    Midye gibisin kardeşim,
    midye gibi kapalı, rahat.
    Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
    Bir değil,
    beş değil,
    yüz milyonlarlasın maalesef.
    Koyun gibisin kardeşim,
    gocuklu celep kaldırınca sopasını
    sürüye katılıverirsin hemen
    ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
    Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
    hani şu derya içre olup
    deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
    Ve bu dünyada, bu zulüm
    senin sayende.
    Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
    ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
    kabahat senin,
    — demeğe de dilim varmıyor ama —
    kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!”

    feci

    31/1/2021 09:03 ~ 31/01/2021 9:07
        heart_plus : 3 stat_minus_2 : 0