Albümlerin part part çıkması yetmiyormuş gibi şarkıyı ikiye bölme uygulaması çıkmış şimdi de. :-) Gerçi Massaka kendi karakterini de Massaka - Diablo diye ikiye böldü; bu açıdan iki episode'da ayrı ayrı yer alması ve birinde kapanışı, diğerinde açılışı yapması güzel bir düşünce denebilir. Yine de şarkının ikiye bölünmesi ve sinematiklerin şarkıyı sekteye uğratması iyi bir tercih olmamış. Mirac bu hikâyeli klip işine “Hercümerc” ve “Ormanı Sarmış Alev” şarkılarıyla girdi mesela; ikisi bağımsız şarkılar, klipte böyle sekteye de uğramıyorlar. O tarz bir şey düşünülse daha iyi olabilirmiş.
Şarkıya genel olarak bakarsak ayrı telden çalma durumunun bu sefer daha da rahatsız edici olduğu söylenebilir. Ortada hikâyeli bir klip dönüyor, biri ritmik takılıyor, biri piyasaya sallıyor, biri gangsta rap yapıyor, biri bir şeylere isyan ediyor... Biraz daha yakından bakalım:
Anıl Piyancı – Normalde şarkıda denge / dinleyiciyi ısındırma görevi görüyordu ama bu sefer “Her şarkıda olmasına gerek var mı ki?” dedirtti. Katliam 2 ve 3'te daha iyiydi sanki; onlarda Katliam temasından bağımsız takılıp bunda Katliam temasıyla ilgili yazmış olmasına rağmen. :-)
Killa Hakan – Klasik Killa Hakan; ama parça toplu parça olunca kısa kesiyor mecburen. Normal bir şarkısında giriş veya gelişme olabilecek muhabbeti yapıp kapatıyor verse'ü, şarkıda her verse birbirinden bağımsız olduğu için de eksik kalıyor. Yine de Anıl'ın girişinden sonra parçaya ısındırma görevini iyi yapmış.
Eypio - Beat'le güzel uyum sağlamış; arkadan gelenler -Hidra ve Massaka dışında- iyi olmadığı için de parçanın en iyilerinden biri olmuş oluyor. Katliam 3'te Canbay-Wolker için “Bunların ne işi var ki?” demiştik ama parçada güzel bir ağırlıkları vardı; bu şarkıda da Eypio benzer bir his yaşattı.
Hidra – En iyisi denebilir ama o da kısa kesme mecburiyetinden kaybediyor. Eypio'nun kısa kesişinde hiç problem yok mesela; çünkü çok dikkat kesilinmesi gereken sözler yazmamış. Hidra'da ise tam odaklandığımız anda verse bitiyor. Bu da “Episode'un en iyisi kim?” sorusunun cevabında Eypio'yla Hidra arasında kalınmasına sebebiyet verebilir. Ayrıca kısacık verse'te farklı ritimlerde gitmesi de eksi bir taraf denebilir. Girişin kesik kesik olması güzel ama onu takip eden kısmın daha uzun olması gerekirdi sanki.
Yener Çevik – Bir “Her şarkıda olması gerekiyor mu?”yu da Yener Çevik söyletiyor. “'Esnaf'ı duyunca gerisini dinlemedim.” dedirtecek bir verse. Katliam 3'te de parçadan kopuk takılmıştı. Sertlik olarak uyumlu ama tematik olarak ayrı telden çalmış yine.
Selo G – Kendisini ilk defa dinledim. Hakkında yapılan yorumlar rap'te başarılı bulunmayan bir isim olduğunu ve tarzının sevilmediğini gösteriyordu. Açıkçası verse'ü “Olsa da olur olmasa da” tadı verdi. Verse'e beat'e uymayan bir ritimde girmesi, küfretmesi ve “Rap'in sancağı Selo manyağının elinde” diyerek hem iddialı konuşup hem kendini gömüyor olması verse'ünü boşa çıkarmış. Katliam serisi içinde düşünürsek anca Tekmill'den iyi olarak kabul edilebilir. Uyum açısından bakılırsa Yener'in önüne de geçirilebilir.
Joeyoung – Yabancı rap'e hâkim olmadığım ve ne dediğini anlamadığım için değerlendiremiyorum. :-) Farklı dilde bir verse olması farklı bir tat katmış denebilir.
Massaka – Kendi tarzında dinleyiciyi yakalayabilecek şekilde yazmış, bu sebeple ve diğer isimlerin çoğunun epey altta kalması sebebiyle Episode 1'in ilk üçüne adını yazdırıyor.
Episode'un ilk dördü Eypio, Hidra, Massaka ve Killa Hakan. Anıl'la Yener de Selo'ya nispetle iyi; ama üçü de “olmasa da olur” seviyesinde kalmışlar. Joeyoung'u değerlendirmeye katmaya gerek yok.
İkinci episode nispeten daha çok yakalıyor gibi dinleyiciyi. Buna da yakından bakalım:
Diablo – Şarkının başında yer alması iyi bir seçim. Katliam 3'e göre daha iyi gibi ama yine Massaka'nın gerisinde kalıyor. Massaka'nın “Şeytanı kovdum başımdan” demesine karşılık olarak Diablo'nun “Cennetin yolunu bana sorma.” demesi manidar. Massaka kendi içindeki kişilik çatışmasını güzel vermiş. Massaka'yı beyaz taraf, Diablo'yu siyah taraf olarak nitelendirirsek Massaka ağır yaralı olunca ortaya Diablo'nun çıkması Peter Banner - Hulk gibi bir ikilik doğuruyor (uyum açısından bakılırsa Eddie Brock - Venom demek daha mantıklı gerçi); “İyi yanımı öldürürseniz ortaya Diablo çıkar.” demiş oluyor bir nevi. Sinematiğe anlam kazandıran husus da bu diyebiliriz.
Tankurt Manas – İkinci episode'u taşıyanlardan olmuş. Ritmik takılması ayrı telden çalma manasında bir eksi olmak yerine tat katma açısından bir işlev görmüş; episode başında yer alması da dinleyiciyi yakalama adına iyi görev görmüş.
Cashflow – Bir “olmasa da olur” daha. Sonda verdiği sosyal mesaj haklı ama onun da temayla bir alakası yok.
Tepki – Bir “Bunun ne işi var” dedikten sonra şaşırışı da Tepki yaşattı bana. Arada küfür kullanmasa daha iyi olurdu. Episode'un en iyisi.
Tekmill – Katliam 3'te en beğenilmeyen isimdi; burada da sırıtmış yine. Geçen sefer de Hayki'den sonra girerek şarkıyı zirveden en dibe çekmişti; gene aynısını yapıyor. :-) Böyle bir şarkıda Âşık Veysel ve Leyla ile Mecnun muhabbeti yapıp, ayrıca Âşık Veysel'e bir anlamda respect attığı hâlde Leyla ile Mecnun'u küçümsemesi nasıl bir kafanın ürünüdür anlayan beri gelsin. :-) “Bir disstrack yapsam hemen bana küser” nedir ayrıca? Disstrack'lerle hasımların korkutulduğunu, avlandığını, ağızlarının payının verildiğini vs. gördük de birilerinin küstürüldüğünü hiç görmedik?
Canbay-Wolker – Bu sefer paslaşarak okumaları farklı olmuş ama çok gerek var mıydı bilemedim. Sago ve Ceza'ya respect güzel olmuş da parçada Sago'dan hazzetmeyenler adamlar var. Belki böyle bir şarkıda daha cesur bir atak olacağını düşündüler ama alakaya maydanoz bir girişim olarak da görülebilir; bilemedim. Katliam 3'te daha iyilerdi.
Episode 2'nin ilk üçü Tepki, Tankurt ve Diablo. Canbay Wolker Sago-Ceza respect'i haricinde “olmasa da olur”; Cashflow ve Tekmill kötü.
Tek parça olarak değerlendirirsek: Eypio - Tepki - Hidra - Massaka > Tankurt - Killa Hakan - Diablo > Canbay & Wolker > Yener Çevik - Anıl Piyancı > Selo G - Cashflow > Tekmill. Son üç veya beş kişi parçaya girmese Katliam 3 seviyesinde tek bir parça ortaya çıkabilirdi. Böylesi acayip olmuş ve dinlenebilirliği de düşmüş.
Şarkıya genel olarak bakarsak ayrı telden çalma durumunun bu sefer daha da rahatsız edici olduğu söylenebilir. Ortada hikâyeli bir klip dönüyor, biri ritmik takılıyor, biri piyasaya sallıyor, biri gangsta rap yapıyor, biri bir şeylere isyan ediyor... Biraz daha yakından bakalım:
Anıl Piyancı – Normalde şarkıda denge / dinleyiciyi ısındırma görevi görüyordu ama bu sefer “Her şarkıda olmasına gerek var mı ki?” dedirtti. Katliam 2 ve 3'te daha iyiydi sanki; onlarda Katliam temasından bağımsız takılıp bunda Katliam temasıyla ilgili yazmış olmasına rağmen. :-)
Killa Hakan – Klasik Killa Hakan; ama parça toplu parça olunca kısa kesiyor mecburen. Normal bir şarkısında giriş veya gelişme olabilecek muhabbeti yapıp kapatıyor verse'ü, şarkıda her verse birbirinden bağımsız olduğu için de eksik kalıyor. Yine de Anıl'ın girişinden sonra parçaya ısındırma görevini iyi yapmış.
Eypio - Beat'le güzel uyum sağlamış; arkadan gelenler -Hidra ve Massaka dışında- iyi olmadığı için de parçanın en iyilerinden biri olmuş oluyor. Katliam 3'te Canbay-Wolker için “Bunların ne işi var ki?” demiştik ama parçada güzel bir ağırlıkları vardı; bu şarkıda da Eypio benzer bir his yaşattı.
Hidra – En iyisi denebilir ama o da kısa kesme mecburiyetinden kaybediyor. Eypio'nun kısa kesişinde hiç problem yok mesela; çünkü çok dikkat kesilinmesi gereken sözler yazmamış. Hidra'da ise tam odaklandığımız anda verse bitiyor. Bu da “Episode'un en iyisi kim?” sorusunun cevabında Eypio'yla Hidra arasında kalınmasına sebebiyet verebilir. Ayrıca kısacık verse'te farklı ritimlerde gitmesi de eksi bir taraf denebilir. Girişin kesik kesik olması güzel ama onu takip eden kısmın daha uzun olması gerekirdi sanki.
Yener Çevik – Bir “Her şarkıda olması gerekiyor mu?”yu da Yener Çevik söyletiyor. “'Esnaf'ı duyunca gerisini dinlemedim.” dedirtecek bir verse. Katliam 3'te de parçadan kopuk takılmıştı. Sertlik olarak uyumlu ama tematik olarak ayrı telden çalmış yine.
Selo G – Kendisini ilk defa dinledim. Hakkında yapılan yorumlar rap'te başarılı bulunmayan bir isim olduğunu ve tarzının sevilmediğini gösteriyordu. Açıkçası verse'ü “Olsa da olur olmasa da” tadı verdi. Verse'e beat'e uymayan bir ritimde girmesi, küfretmesi ve “Rap'in sancağı Selo manyağının elinde” diyerek hem iddialı konuşup hem kendini gömüyor olması verse'ünü boşa çıkarmış. Katliam serisi içinde düşünürsek anca Tekmill'den iyi olarak kabul edilebilir. Uyum açısından bakılırsa Yener'in önüne de geçirilebilir.
Joeyoung – Yabancı rap'e hâkim olmadığım ve ne dediğini anlamadığım için değerlendiremiyorum. :-) Farklı dilde bir verse olması farklı bir tat katmış denebilir.
Massaka – Kendi tarzında dinleyiciyi yakalayabilecek şekilde yazmış, bu sebeple ve diğer isimlerin çoğunun epey altta kalması sebebiyle Episode 1'in ilk üçüne adını yazdırıyor.
Episode'un ilk dördü Eypio, Hidra, Massaka ve Killa Hakan. Anıl'la Yener de Selo'ya nispetle iyi; ama üçü de “olmasa da olur” seviyesinde kalmışlar. Joeyoung'u değerlendirmeye katmaya gerek yok.
İkinci episode nispeten daha çok yakalıyor gibi dinleyiciyi. Buna da yakından bakalım:
Diablo – Şarkının başında yer alması iyi bir seçim. Katliam 3'e göre daha iyi gibi ama yine Massaka'nın gerisinde kalıyor. Massaka'nın “Şeytanı kovdum başımdan” demesine karşılık olarak Diablo'nun “Cennetin yolunu bana sorma.” demesi manidar. Massaka kendi içindeki kişilik çatışmasını güzel vermiş. Massaka'yı beyaz taraf, Diablo'yu siyah taraf olarak nitelendirirsek Massaka ağır yaralı olunca ortaya Diablo'nun çıkması Peter Banner - Hulk gibi bir ikilik doğuruyor (uyum açısından bakılırsa Eddie Brock - Venom demek daha mantıklı gerçi); “İyi yanımı öldürürseniz ortaya Diablo çıkar.” demiş oluyor bir nevi. Sinematiğe anlam kazandıran husus da bu diyebiliriz.
Tankurt Manas – İkinci episode'u taşıyanlardan olmuş. Ritmik takılması ayrı telden çalma manasında bir eksi olmak yerine tat katma açısından bir işlev görmüş; episode başında yer alması da dinleyiciyi yakalama adına iyi görev görmüş.
Cashflow – Bir “olmasa da olur” daha. Sonda verdiği sosyal mesaj haklı ama onun da temayla bir alakası yok.
Tepki – Bir “Bunun ne işi var” dedikten sonra şaşırışı da Tepki yaşattı bana. Arada küfür kullanmasa daha iyi olurdu. Episode'un en iyisi.
Tekmill – Katliam 3'te en beğenilmeyen isimdi; burada da sırıtmış yine. Geçen sefer de Hayki'den sonra girerek şarkıyı zirveden en dibe çekmişti; gene aynısını yapıyor. :-) Böyle bir şarkıda Âşık Veysel ve Leyla ile Mecnun muhabbeti yapıp, ayrıca Âşık Veysel'e bir anlamda respect attığı hâlde Leyla ile Mecnun'u küçümsemesi nasıl bir kafanın ürünüdür anlayan beri gelsin. :-) “Bir disstrack yapsam hemen bana küser” nedir ayrıca? Disstrack'lerle hasımların korkutulduğunu, avlandığını, ağızlarının payının verildiğini vs. gördük de birilerinin küstürüldüğünü hiç görmedik?
Canbay-Wolker – Bu sefer paslaşarak okumaları farklı olmuş ama çok gerek var mıydı bilemedim. Sago ve Ceza'ya respect güzel olmuş da parçada Sago'dan hazzetmeyenler adamlar var. Belki böyle bir şarkıda daha cesur bir atak olacağını düşündüler ama alakaya maydanoz bir girişim olarak da görülebilir; bilemedim. Katliam 3'te daha iyilerdi.
Episode 2'nin ilk üçü Tepki, Tankurt ve Diablo. Canbay Wolker Sago-Ceza respect'i haricinde “olmasa da olur”; Cashflow ve Tekmill kötü.
Tek parça olarak değerlendirirsek: Eypio - Tepki - Hidra - Massaka > Tankurt - Killa Hakan - Diablo > Canbay & Wolker > Yener Çevik - Anıl Piyancı > Selo G - Cashflow > Tekmill. Son üç veya beş kişi parçaya girmese Katliam 3 seviyesinde tek bir parça ortaya çıkabilirdi. Böylesi acayip olmuş ve dinlenebilirliği de düşmüş.
