klasik istanbulda yaşayan bi mc'nin, istanbulluğundan etkilenip şarkı yazmasını sansar salvo da yaşamış ki böyle bişey yapmış.. yegane seranat albümünde yer alan ilk track.. nakaratında anlatılan şey çok yerinde aslında..
salvo'nun ne kadar canlı bir kalemi olduğunu hatırlatan parçalardan. çok yaşayan tasvirler var parçada; dinlerken salvo'nun yarattığı bir istanbul gününü izliyorsunuz. salvo'ya omuz atan, "ben de onlardan biriyim" dediği serseriyi, lisenin önündeki torbacının sohbetini, sahilde durup dururken bir köpeğin sahibine kurulan varoş genci rolünde salvo'yu, boğazdan esen rüzgarı rahatça zihninizde canlandırabilirsiniz.
daha da tuhafı teknik olarak çok yetersiz sözleri olmasına rağmen böyle. ardı ardına gelen karmaşık rhymelar, ses tekrarları vs. yok. vokal çok iyi değil (ama yaşayarak anlatıyormuş gibi tonlaması çok iyi), kafiye dümdüz. bunların yanında, bahsettiğim şekilde, içeriğin canlılığı tekniğin tüm eksiğini kapatıyor. hani salvo nerede yanlış yapıyor diye düşünen varsa salvo'nun bugünlerdeki en büyük sorunu bu noktada bence.
Bu parçayı dinlemeyeli belki de 15 sene olmuştur. Zamanında çok dinlemiştim. Başlığı görür görmez hatırladım, hatırlayınca da unutmama çok şaşırdım. Eski sansar'ı anlat deseler ki eski sansar muhabbeti de 15 senelik bir muhabbet garip bir şekilde, örnek göstereceğim 3-5 parçadan biri olurdu.
nostaljinin de etkisi var ama hala 15 yıl önceki gibi dinlemesi keyif veriyor.
fark ettiniz mi ankara'yla alakalı buna benzer bile bi şarkı yok. işte bu kadar gereksiz ve olmasa da olur bi şehirdir kendisi. düş yakamdan amk köyü düüüüüş.
bol'da yer alan içeriğin doğru veya güncel olduğu hiçbir şekilde iddia veya garanti edilmemektedir. burada okuduklarınız sizi dehşete düşürürse türkçe rap ansiklopedisine de göz atmayı deneyebilirsiniz. hukuka aykırı olabileceğini düşündüğünüz içerikler titizlikle incelenip gereği düşünülmektedir. sözlüğü reklamsız görüntülemek isterseniz üye girişi yapabilirsiniz. soğuk içiniz.