bugün yaptığım geleneksel olmayan zihni müzik ziyaretimin ardından türkçe rap kutusunda dikkatimi çeken albümleri listeliyorum.
sagopa kajmer - bir pesimistin gözyaşları
silahsız kuvvet - sözlerim silahım
silahsız kuvvet - ihtiyar heyeti
ceza - medcezir
mode xl - mevzu makamı(cdlerin fiyatını sormadım ama bunun ambalajında etiket vardı ve 180 lira... oha a.k.)
evren besta - babafingo
derin darbe - karamsar naralar(ambalajlıydı lan bir de)
ondaon - ondaon'u anlamak
bi' özelliğim vardır sivil polisi 500 metreden tespit ederim. birgün yenibosna metrobüsün merdivenlerinden iniyorum baktım aşağıda duruşu kasıntı tipler, merdivenin iki yanını tutmuşlar ama rutin uygulama gibi de değil, kendilerini gösterip de kimlik sormuyorlar. belli birini arıyorlar. ben de bunlara kitlendim neye bakıyolar hesabı, içlerinden biri de bana kitlendi. "aha" dedim "durup dururken gbt yiyeceğiz". üzerimde de kot ceket kafamda bere. kimliği hazırlayayım bari diye ceketi de hafif arkaya atarak elimi göt cebime attım, bunu yaparken tabii hala memurla göz gözeyiz, o aşağıda ben merdivenin orta noktasındayım. ben elimi arkaya atar atmaz -nasıl eğitimliyse muberek- bi baktım o da ceketi arkaya doğru atıp ceketinin gizlediği tabancaya uzandı. ulan ters hareket yapsak vuracak herif bizi. yavaşça cüzdanı göt cebimden çektim iki elimi vücudumun yanlarına doğru açarak -ve açıkça da dalga geçerek- cüzdanı hava da salladım. eleman elini tabancadan çekti ben de kimliği çıkartıp yanına gittim. efendi gibi gbt yaptı, demin ki manzaradan hiç söz etmeden yolumuza devam ettik.
bu da gbt yerken az daha kurşun yiyeceğim bir hikayemdi.
YTÜ mekatronik okuyorum yemek yapmayı çok seviyorum diyor. Mutfakla ilgili hiç sıkıntım yok elimden her iş gelir 23 yaşındayım diyor. Size taşaklarım kurban olsun hanımefendi. Bugüne kadar mühendisten avrat olmaz diyordum, sizin için bu lafımı bozabilirim. Biz bugüne kadar at ilen eşek ilen sohbet etmişiz aq.
ciğer rahatsızlığından dolayı ameliyat oldum durumum kötüleşti ve yoğun bakıma alındım yoğun bakımda bi hemşire ile tanıştım benimle çok ilgiliydi sonra başka hastaneye sevk oldum. 1 2 hafta geçtikten sonra taburcu oldum telefona bi mesaj geldi selam nasılsın diye tanıyamadım dedim o hemşireymiş neyse biraz konuştuk nasıl oldun falan bana çok yakın davranıyodu garip geldi çok, ben yoğun bakımda o narkotik ilaçların etkisiyle buna biraz yürümüşüm heralde ölmessem sana yemek ısmarlicam falan demişim. biz biraz konuştuk sonra bu bana yürümeye başladı açık açık benden hoşlandığını falan söyledi(özet geçiyom uzun bi süre bu) ben normalde aşka falan inanmam ama o sırada bana çok yardımcı oldu ben 2.ameliyat falan derken iyice bunalıma girmiştim bipolar var zaten depresif atak falan iyice sıkıştırıyodu. ben buna karşı bişeyler hissetmeye başladım(hataymış sonradan anladım) 2.ameliyatı oldum ama sürekli konuşuyoruz hastaneye falan geliyo, iyi geliyo yani bana onun sayesinde kendimi daha hızlı toparladım herşey çok güzel gidiyodu her gün kesin buluşurduk, bi süre sonra bi engel varmış gibi hep geleceğe olumsuz bakmaya başladı. Gel zaman git zaman ben bunun bi sebepten mutsuz olduğunu hissettim sordum üsteledim ilklerde bişi yok seni çok seviyom falan dedi geçiştirdi sonra sıkıştırınca -bazı içinden cikamadigim problemlerim var, Aslında sana en başında bahsetmem lazımdı çok özür dilerim falan dedi noldu amk dedim -ben evliyim dedi. taşak falan geçiyo sandım ciddiymiş amk sonrası yok zaten daha da kimseye güvenemedim sikişe adadım kendimi. viski içiyodum aklıma geldi öyle bi yaziyim dedim
haco gerçekten yıkıldım. lakin şunu söylemeliyim ki sağlık çalışanlarından uzak durmak lazım. bu hikayenin yolunda gitmemesinin tek sebebi hanımefendinin bir sağlık çalışanı olması. onun dışında vardiyalı fabrika işçisi de olsa, kasiyer de olsa bu hikaye mutlu sonla biterdi. kader utansın.
bundan 4-5 ay öncesine kadar haftalık olarak gerçekleştirdiğim bireysel bir etkinliğim vardı.
"eski beatlerimi ve demo kayıtlarımı dinlemek".
bundan inanılmaz bir keyif alıyordum. hatta şöyle bir ritüelim vardı. biricik/buzbağ kırmızı şarap + karelias tütün + namet hindi füme kombinasyonunu tüketerek bu dinleme eylemini gerçekleştiriyordum. fakat bu son 4-5 ay içerisinde hayatımın hiç bir evresinde yaşamadığım mevzular yaşadım, varlığından haberdar dahi olmadığım karakterler tanıdım ve yapmayı aklımın ucundan bile geçirmediğim işler yaptım cart curt. tam bir kolpaçino spin offuydu adeta. her neyse bu yoğunluk sebebiyle bu eylemi gerçekleştiremiyordum ama dün akşam inanılmaz canım sıkıldı ve bunu yeniden yapma kararı aldım. adını bile bilmediğim ama 1 yıldan beri gidip geldiğim tütüncüden karelias tütünümü ve gizeh çarşafımı, muzaffer abimden ise kırmızı şarap + hindi fümemi aldım. geldim eve tüm ortamı ışıkları vs hazırladım sonrasında başladım dinlemeye.
2019-2022’nin başları arasında yaptığım projeleri dinledim içlerinden seçmece yaparak. demo kayıtlar hakkında konuşmam gerekirse: hiç alakam olmayan type beatlerin üzerine zibilyon tane flow denemişim, saçma ama farklı kafiye şemaları türetmişim. kendrick lamar ve jid yoğunlukla dinlediğim dönemlerde onlardan ilham alıp çok farklı vokaller ortaya çıkarmaya çalışmışım. her projenin klasörünün içinde .doc formatında notlar almışım. işte “şurada x yapmaya çalıştım ama bunu y ile daha iyi bir hale getirebilirim. veyahut burada a’nın flowundan ilham aldım ama bunu b şeklinde harmanlayıp daha özgün bir hale getirebilirim, yada yada bu beat tam olarak parçayı yansıtmıyor buna şu ayardan birşeyler yap” gibisinden
aynı mevzu beatler içinde geçerli. sevdiğim parçaların beatlerine aktif dinleme yaparak notlar almış ve o notları kendi beatlerime uyarlamışım. bir sample’ı flip etmek için havada 10 flip atmış ve onu çok daha farklı bir formata çevirmiş, yetmemiş üzerine canlı gitar kaydı almışım ortaya şaka gibi bir beat çıkmış. (akasya durağı + deli vahit dönence + bir adet how to play jazz chords tutorial videosu + bir adet müslüm gürses şarkısından bassline kesmek suretiyle modern bir boombap type beat ortaya çıkarmak gibi örnekler verilebilir)
burada bunları yazarken kendimi alchemist ilan etmeye çalışmıyorum yanlış anlamayın, sadece o dönemde bunları yapmak için harcadığım vakte, yorduğum beyin hücrelerime şaşırıyorum. nasıl bir heves, nasıl bir merak ile bunları yapmışım amını indireyim ona şaşırdım. o vakti harcayacağıma inşaatta çalışıp iş öğrenseydim kanada’ya avrupaya falan gider, amele but good lifestyle takılabilirdim.
her neyse bunları dinlerken şöyle birşey oldu daha öncesinde hiç bu duyguyu hissetmemiştim. eski işlerimi dinlerken hüzünlendim arkadaşlar. boğazımda bir yutkunma güçlüğü, gözlerde çok ıhtan bir yaşarma olduğunu fark ettim. sevdiğin ve ölmüş bir kişinin fotoğraflarına uzun bir aradan sonra yeniden bakmak gibi, bir uzvunu kaybetmişsin ama onun yokluğunun o anda sana çok daha ayrı bir koyması gibi. o zamanlarda onları yapan beni özledim.
harbiden o dönemlerde bir yaşama sevincim, yarının olmasını beklerken bir heyecanım varmış. şu anda ise sadece sinir, stres ve en ufak olaylara bile tahammülsüzlüğüm var. gerçekten yarak gibi bir adama dönüştüğümü başımın ucundan sikim taşşağıma kadar yoğun bir şekilde hissedebiliyorum. bu yüzden düşüncelerini, yaşanmışlıklarını aktarabileceğin birşeyler ile uğraşmak gerçekten güzel bir olay. çünkü o zamanki kendin ile yeniden konuşuyorsun. onun fikirlerini, hayallerini, azmini vesaire birebir yaşayabiliyorsun. dün ile bugün arasında bir karşılaştırma yapıp çıkarımlara varabiliyorsun.
mesela şimdi bir beat yap desen yapamam. cidden kirvem, looperman'den bir loop indirip onun üzerine drum + bass bile dizemem. yada bir beat ver şarkı yaz desen 2-3 sene öncesinde taşşak geçtiğim adamların yaptığı işlerin yanından geçemem, denedim olmadı çünkü oradan biliyorum.
gecenin sonunda az biraz mutlu olayım diye giriştiğim eylemin sonucunda yine derdoya düştüm “ula hayat yaşamak istemiyam” moduna girdim. az biraz entellik olsun diye şarap bardağı almıştım onu da bıraktım direkt şişeden dikmeye başladım. neyse kafamı dağıtmam gerekti ve semtten ezeli tavla rakibimi telefon ile aradım onu bir düelloya davet ettim. allahtan ibneyi 10-1 yendimde moralim biraz yerine geldi. orada da yenilseydim siki tutmuş içimde gezdiriyordum.
25 senelik ömrümde bir arada göremeyeceğim paralar kazandım. o paralarla “siksen yapmam olum manyak mısın” diyeceğim şeyleri yaptım. (klüpte loca tutup tüm arkadaşlarımın ellerini şampanya ile yıkatmak gibi) ama o beatleri, demoları yaparken ki hislerimi yeniden yaşayabilmek için nelerimi vermezdim.
hayata karşı birçok bozuk bakış açısına sahibim. bol sözlük'teki bakış açım ise at gözlüğünü taktığım zaman ortaya çıkıyor. eskiden olsa büyükada'da fayton olurdum.
Manisa'da kafayı yedirtecek ihmali gördünüz mü? Çocuk parkının yanına 50 metre derinliğinde sondaj kuyusu açılıyor. Yeni evli olan çift 2 yaşındaki oğlunu parka götürüyor. Çocuk oynarken kuyuya düşüyor. Baba da kuyuya giriyor. Korku filmi gibi amk. Oraya sadece elleri kolları bağlı olarak girebilirsiniz bir daha da çıkamazsınız. Anne çığlıklar atıyor hemen polis itfaiye geliyor. Lakin adamı ve çocuğu kurtarmak için paralel kuyu açılıyor. Tam 10 saatte. Çocuk ve baba çamura gömülüp nefessiz kalmaktan vefat ediyor. Otuzunda bir kadın eşini ve çocuğunu bir hiç uğruna kaybediyor. Sorumsuzluğun kol gezdiği sahipsiz bir ülke olduk amk. İçim parçalandı ya. Haberde de ailenin beraber çekindiği fotoğrafı göstermişlerdi. Her gün daha da felakete gidiyoruz şu anasını siktigimin sandığı gelsin artık.
bol'da yer alan içeriğin doğru veya güncel olduğu hiçbir şekilde iddia veya garanti edilmemektedir. burada okuduklarınız sizi dehşete düşürürse türkçe rap ansiklopedisine de göz atmayı deneyebilirsiniz. hukuka aykırı olabileceğini düşündüğünüz içerikler titizlikle incelenip gereği düşünülmektedir. sözlüğü reklamsız görüntülemek isterseniz üye girişi yapabilirsiniz. soğuk içiniz.