türk filmlerine yapılan soundtracklerin içinde belki de kullanıldığı filme en uygun parçadır bu parça.
parça, filmden kat kat iyi bana sorarsanız...
musa rami'nin filmin açılışındaki düellodan sonra, eve dönüşünde çalmaya başlıyor şarkı. musa komser ağlıyor da ağlıyor, yağmur da bastırıyor bir yandan. ve ceza giriyor.
kimse bilmez ki, neye, ne için, ne kadar vakit var ?
filmden kat kat iyi bir parça demem, şahsi görüşüm. açıkçası murat menteş okuyup, onur ünlü izleyerek kendini üstün gören bir nesil yarattı bu yeni türk sineması, yeni türk edebiyatı denen yenilikçi akım. hepsi mesaj verme kaygısıyla eserlerinin içine ediyorlar.
bu arada, filmin adı: polis
ceza açık açık belirtiyor filmde verilmek istenen mesajları.
"senin işini senden daha iyi yaptığını sananlar vardır elbet."
millet! ceza'nın gelmiş geçmiş bütün parçalarını unutun ve sadece bu şarkının her cümlesine iyi odaklanın bu adam yine bir numara olur diyeceğinize eminim. 2007'de çıkan başrollerinde haluk bilginer ve özgü namal'ın olduğu polis adlı filmin müziğidir. demiştim ya şarkının her sözü ayrı bir efsanedir ama şu kısımlar özellikle:
Anlatılacak çok şey var paylaşılacak çok şey vardı
Fakat kaldı sende hepsi artık çok geç zaman geçti
Gerçeklerden kaçtıkça gerçeğin de vardın farkına
Üçüncü gözün açıldı ve beyninde kopar fırtına
Ben hep karanlık yerlerdeydim yalnız başıma
Şu an aydınlık önünde ama korkun aydınlıktan fazla
söylerken gerçekleri yüzüme çarptığında gözlerim dolar, tüylerim diken diken olur ve içimden "hayıııııııııııııır" diye haykırırım ama artık çok geç zaman geçmiştir. fazla dinlememeye özen gösteririm.
sıkıntılı zamanlarda dinlenen bir constantine parçasıydı. 2-3 sene aradan sonra tekrar kulağımda çalmaya başlayınca meğer o sıkıntılı günlerin tekrar içinde olduğumu fark ettim.
kimse bilmez ki, neye, ne için, ne kadar vakit var?
istesen de sırası yok ki ölümün, ölmem sanan yar.
neler için harcarsın ömrünü? neler için akar gider?
arkada kalana mı üzülürsün? bence giden de çok beter,
mecbur kalıp yaptığın hatalar mı sana kaldı kâr?
dönüp baktığında verdiğin zarar elbet bir yerden de patlar
sıranı beklerken büyür şans beynindeki bir ur gibi,
hayat bazen de tatlı bir güzele yapılmış kur gibi.
bilmeceleri tek tek çöz, yorgun olan bir çift göz.
üzgün olan her bir kimse düzgün olan hiç iş yok,
farkına var, doğru sensin, essin daim rüzgarın.
öyle çok yorulmuşsun ki, saplanmış sanki bir ok.
nakarat
senin işini senden daha iyi yaptığını sananlar,
vardır elbet bazen sen de kendini en iyi sanırsın.
zaten sınırlar çizilmiştir çoktan, buna inanırsın.
mecbur kalınca denize düşmeden de yılana sarılırsın.
en son aldığın sayfaya ilk yazdığın sözler bunlar.
sen de bu defter gibiydin önceden, beyaz ve tertemiz.
şimdi bir müsvedde gibi hissetmektesin silmek imkansız.
birçok şey, ve sen aynı bu kalem gibi oldun günbegün.
aynı bir kalem gibi tükenip bitecek her ömür,
ve geriye kalansa tahta sıraya kazılı ismimiz olur belki.
anlatılacak çok şey var, paylaşılacak çok şey vardı
fakat kaldı sende hepsi, artık çok geç ,zaman geçti .
gerçeklerden kaçtıkça, gerçeğin de vardın farkına
üçüncü gözün açıldı ve beyninde kopar fırtına.
ben hep karanlık yerlerdeydim yalnız başına,
şu an aydınlık önünde ama korkun aydınlıktan fazla.
niçin yazmaya başladığımı da hatırlamıyorum,
bir gün birleşti kağıt kalem ve ben
o gün bu gündür yazıyorum.
bugün o gün olsa keşke.
zaman bir geriye dönse şöyle, vicdandaki azap da kalmazdı
kader bu böyle yazılmış.
ege çubukçu da, araları bozuk olduğu dönemde yaptığı cennet bekleyebilir isimli cevap dissinde bu altyapıların benzerliği mevzusuna dikkat çekiyordu.ama aynen şarkıyı kopyalamış tarzında bir durum yok ortada. iki ayrı güzel şarkı var. bir bağcıların kızları taş vakası değil yani.
bol'da yer alan içeriğin doğru veya güncel olduğu hiçbir şekilde iddia veya garanti edilmemektedir. burada okuduklarınız sizi dehşete düşürürse türkçe rap ansiklopedisine de göz atmayı deneyebilirsiniz. hukuka aykırı olabileceğini düşündüğünüz içerikler titizlikle incelenip gereği düşünülmektedir. sözlüğü reklamsız görüntülemek isterseniz üye girişi yapabilirsiniz. soğuk içiniz.