son zamanlarda indigo'nun sokak köpeği, ados'un vertigosu ve şimdi de u.l.a.ş'ın taçdeleni... okeye 4 kim olacak bakalım.
ilk dinlediğimde "ulan bu kadar bekletti, bu muydu?" dedim. fakat garip bi şekilde döngüye dahil etti kendini bu albüm. kendi yolunu buldu.
öncelikle -kesinlikle iyi anlamda- farklı bi albüm olmuş.
buram buram rap var mı?
kelimenin tam anlamıyla
dibine kadar hüzün var mı?
yıkık mavi köşkve
derin
o meşhur storytelling olayına devam mı?
taçdelen
koş adında bir parça var albümde. dinlediğim gibi nas'ın i can parçası geldi aklıma. eksiği yok fazlası var.
keza
yeni bir günkulaklığı takıp dinlediğinizde, müthiş bi klibe göz kırpar. ikinci bir klip çekilecekse kesinlikle bu parçaya olmalı. öyle yataktan makyajlı kalkılan kliplerden olmamalı tabiki, çok farklı değerlendirilebilir bu arsa.
özlediğimiz u.l.a.ş mı? kesinlikle..
bu albüm beni tatmin etti gayet.
umarım yazmaya ve üretmeye devam edersin u.l.a.ş; bunlara ihtiyacımız var. -en azından benim ihtiyacım var-
peşin edit: "pontus rum"dur!!
*
peşin edit2: sözlükte rakının yanında sadece yener'in dinlecebileceğini yazıyodu bir başlıkta. ben hala rakının yanına rap'i yakıştıramam. fakat yıkık mavi köşkün altyapısı hafif hafif rakıya göz kırpıyo sanki
*
peşin edit3: taçdelen'in girişi
kapısı kapalıyı anımsatmadı değil
*
edit: "zorla popüler kılınan bilinçaltıdır sanat" u.l.a.ş'ın bu cümleyi açmasını çok isterdim. olur ya, okur burayı belki.