run>>
öncelikle rıza nur dedikleri uyduruk dediğin kişi cumhuriyet döneminde milli eğitim bakanlığı(eski adıyla eğitim bakanlığı) yapmış bir kişidir dostum ne yani kulaktan doğma bilgilerden daha somut değil mi bu adamın yazdıkları?
kaynaklar mevcut ancak söylemekte zorlanıyorduk, öyle ki sen yaşamadın galiba sadece akp hükümetini gördüğün için bilmiyor olabilirsin o zamanları run ama ben akp hükümeti zamanında bile aynı sorunları yaşadım. sanırım 5 veya 6. sınıfa giderkendi galiba bir resim dersinde öğretmen serbest çizim yapabilirsiniz bir şey belirleyin ve çizin dedi benim de aklıma Atatürk portresi geldi resme ilgim ve lakam vardır ilkokul 2. sınıf civarından beri çizerim. resmi yarıya getirdiğim sırada hoca ne çiziyorsun dediğinde Atatürk'ü öğretmenim dedim çünkü en beğenilen resimler sınıfta asılır. sevinmiştim hoca tebrik edecek diye ama öyle olmadı ailen zor durumda kalır bunu ilgili yerlere iletirlerse falan bir dünya uyardı beni ve yakmamı söyledi tabi ben de çocuk aklımla üzüldüm ama yaktım da. kötü olması korkusuyla çizimi bile endişe uyandırıyordu oysa henüz bir çocuktu kötü olmasının ne gibi bir sakıncası olabilirdi ki?
daha sonraları buna benzer bir iki uyarı daha aldım. ayrıca akp hükümetinden önceki hükümetlerde bu şarkıda anlatılanları anlatan sadece necip fazıl Kısakürek vardı onu da hapse atıp durdular sürekli hatta en son davasında 16 aylık hapis cezası varken vefat etti üstad. o devir öyleymiş diyebilirsiniz ancak 1940'tan değil 1985 civarı yıllardan bahsedelim isterseniz necip fazılın kendisi vefat ettiği halde kitaplarını bulunduranlar hapse atılıyor kitaplar yakılıyordu bunu bizzat yaşayanlardan dinledim, kulaktan doğma bilgiler değil yani söylediklerim.
alfabe mevzuuna gelecek olursak %5 i cahildi demek gerçekten bilmeden konuşmaktan başka bişey değildir dostum zira onca alim ilim irfan sahibi insan Osmanlı içerisinden çıkmıştır ve çok zengin bir dildir Osmanlıca. farsça ve Arapçanın zenginliğini taşır içerisinde. latin alfabesine geçince kelime hazneleri düştü insanların. buna şu an da dahil aslında çok dar bir hazneye sahibiz. günlük hep aynı kelimelerle konuşuyoruz çünkü dar bakıyoruz. zenginliğimizi henüz yakalayamamışız.
gelelim musul Kerkük lozan olayına. musul Kerkük esasen biraz daha uğraşılsa bizde kalması içten bile değildi çünkü bilirmisiniz bilmem musul Kerkük halkının o zamanlarda da büyük bir çoğunluğu Türkmenlerden oluşuyordu. Wilson ilkelerine göre dahi bizde kalması aklı selim bir durumdu ama kalmadı. her anlaşma zafer olacak diye bir şey söz konusu değil çocuk oyuncağı değil bu illaki mağlubiyetler olacak. sorun bunların kabul edilmemesi, kötünün kötüsüne razı olmak bir nevi sınırları daraltmak, yada mecbur kalmış olmak her ne derseniz.
sevrin imzalanması hususunda Osmanlı hanedanının suçu yoktur tek suçlu damat Ferit'tir. evet sevr hezimettir ancak sorumlusu sadece bir kişidir oda damat ferittir.
her şeyin bir aileye ait olduğu dönemdeki huzuru şu anda tüm dünya arıyor bilmem farkında mısınız. Osmanlı Devletinden sonra bossnada sırplar tarafından, Hocalıda ermeniler tarafından, filistinde İsrail tarafından, afganistanda ve ırakta abd tarafından katliamlar yapıldı bunlar insanlık suçudur ve ucu Osmanlının yıkılışına kadar dayanır. dünya barışı o dönemde vakıf olduğu için özlem duyuyor olabilir insanlar değil mi.
her neyse bunlar kitaplarda yazan şeyler ama resmi kitaplardan bahsetmiyorum tabiiki nutuk dahi henüz gizleniyorken sansürleniyorken resmi tarihten pek ümitli olmamakta fayda var bana kalırsa.
öncelikle rıza nur dedikleri uyduruk dediğin kişi cumhuriyet döneminde milli eğitim bakanlığı(eski adıyla eğitim bakanlığı) yapmış bir kişidir dostum ne yani kulaktan doğma bilgilerden daha somut değil mi bu adamın yazdıkları?
kaynaklar mevcut ancak söylemekte zorlanıyorduk, öyle ki sen yaşamadın galiba sadece akp hükümetini gördüğün için bilmiyor olabilirsin o zamanları run ama ben akp hükümeti zamanında bile aynı sorunları yaşadım. sanırım 5 veya 6. sınıfa giderkendi galiba bir resim dersinde öğretmen serbest çizim yapabilirsiniz bir şey belirleyin ve çizin dedi benim de aklıma Atatürk portresi geldi resme ilgim ve lakam vardır ilkokul 2. sınıf civarından beri çizerim. resmi yarıya getirdiğim sırada hoca ne çiziyorsun dediğinde Atatürk'ü öğretmenim dedim çünkü en beğenilen resimler sınıfta asılır. sevinmiştim hoca tebrik edecek diye ama öyle olmadı ailen zor durumda kalır bunu ilgili yerlere iletirlerse falan bir dünya uyardı beni ve yakmamı söyledi tabi ben de çocuk aklımla üzüldüm ama yaktım da. kötü olması korkusuyla çizimi bile endişe uyandırıyordu oysa henüz bir çocuktu kötü olmasının ne gibi bir sakıncası olabilirdi ki?
daha sonraları buna benzer bir iki uyarı daha aldım. ayrıca akp hükümetinden önceki hükümetlerde bu şarkıda anlatılanları anlatan sadece necip fazıl Kısakürek vardı onu da hapse atıp durdular sürekli hatta en son davasında 16 aylık hapis cezası varken vefat etti üstad. o devir öyleymiş diyebilirsiniz ancak 1940'tan değil 1985 civarı yıllardan bahsedelim isterseniz necip fazılın kendisi vefat ettiği halde kitaplarını bulunduranlar hapse atılıyor kitaplar yakılıyordu bunu bizzat yaşayanlardan dinledim, kulaktan doğma bilgiler değil yani söylediklerim.
alfabe mevzuuna gelecek olursak %5 i cahildi demek gerçekten bilmeden konuşmaktan başka bişey değildir dostum zira onca alim ilim irfan sahibi insan Osmanlı içerisinden çıkmıştır ve çok zengin bir dildir Osmanlıca. farsça ve Arapçanın zenginliğini taşır içerisinde. latin alfabesine geçince kelime hazneleri düştü insanların. buna şu an da dahil aslında çok dar bir hazneye sahibiz. günlük hep aynı kelimelerle konuşuyoruz çünkü dar bakıyoruz. zenginliğimizi henüz yakalayamamışız.
gelelim musul Kerkük lozan olayına. musul Kerkük esasen biraz daha uğraşılsa bizde kalması içten bile değildi çünkü bilirmisiniz bilmem musul Kerkük halkının o zamanlarda da büyük bir çoğunluğu Türkmenlerden oluşuyordu. Wilson ilkelerine göre dahi bizde kalması aklı selim bir durumdu ama kalmadı. her anlaşma zafer olacak diye bir şey söz konusu değil çocuk oyuncağı değil bu illaki mağlubiyetler olacak. sorun bunların kabul edilmemesi, kötünün kötüsüne razı olmak bir nevi sınırları daraltmak, yada mecbur kalmış olmak her ne derseniz.
sevrin imzalanması hususunda Osmanlı hanedanının suçu yoktur tek suçlu damat Ferit'tir. evet sevr hezimettir ancak sorumlusu sadece bir kişidir oda damat ferittir.
her şeyin bir aileye ait olduğu dönemdeki huzuru şu anda tüm dünya arıyor bilmem farkında mısınız. Osmanlı Devletinden sonra bossnada sırplar tarafından, Hocalıda ermeniler tarafından, filistinde İsrail tarafından, afganistanda ve ırakta abd tarafından katliamlar yapıldı bunlar insanlık suçudur ve ucu Osmanlının yıkılışına kadar dayanır. dünya barışı o dönemde vakıf olduğu için özlem duyuyor olabilir insanlar değil mi.
her neyse bunlar kitaplarda yazan şeyler ama resmi kitaplardan bahsetmiyorum tabiiki nutuk dahi henüz gizleniyorken sansürleniyorken resmi tarihten pek ümitli olmamakta fayda var bana kalırsa.
