türk rapçilerin genel sorunları

#365370 - bu entryi ortalama 313 saniyede okuyabilirsiniz.
  1. size üzücü bir sır vereyim, şu an piyasaya hakim tipler dinleyici profilinin bire bir yansıması. o yüzden dinleyicilerdeki sorunları sıralamak aynı zamanda rapçilerin sorunlarını da görmek demek. ne demek istediğimi şöyle anlatayım;

    - kötü dinleyici olmak: buradaki amacım "çok boktan şarkılar dinliyorlar yae" sığlığı yapmaktan ziyade müzik konusunda yeterli bir olgunluğa ulaşmamış olmalarını belirtmek. günümüzde hem mcler hem de dinleyiciler genel manada müzik piyasasından ve diğer janrlardan bihaber durumda. @burada çok güzel değinmiş konuya. şahsen şöyle bir ekleme yapacağım, farklı müzik türleri veya yurtdışı piyasalarını geçin, çoğu türkiye piyasasından bile bihaber. özellikle fanatik dinleyici kitleleri en tepeye koydukları mc ve onun birlikte iş yaptığı insanlar hariç kimseyi oturup dinlemiyor. kaldı ki o mcye herhangi bir şekilde laf atan veya dokunduran bir mc çıkmasın, direkt siliyorlar ismini playlistlerden. bu kafada bir dinleyicinin rafine müzik zevki oluşturmasını beklemek biraz saflık olur. mc de piyasayı yalnızca "banger iş bulam da türkçe'ye çevirem" kafasıyla takip edip garantici takıldığı için ya sürekli arak şarkılar ya da farklı beatler üzerine aynı flowları sıralayan tipler prim yapıyor.

    - genel kültür zayıflığı: hem dinleyici hem de mc tarafında ciddi bir genel kültür sorunu mevcut. burada kastettiğim şey kitap kurdu olmak değil, herhangi bir ilgi alanlarının veya üzerine araştırıp okudukları bir konunun bulunmaması, güncel dünya gündeminden uzak olmaları. internet kültürünü de yalnızca "meme"ler üzerinden takip ediyorlar. bu da ister istemez lirikal olarak çıtayı çok aşağılara çekiyor. özellikle son dönemlerde çıkan popüler mclere baktığımızda genelinin yalnızca ağzı iyi laf yapan tipler olduğu bariz. lirikal olarak göze batan unsur gangsterlik, çetecilk, semt çocuğu olmak gibi alt kültür kavramları veya tamamen eğlencelik yarı ingilizce yarı türkçe safsatalar* şarkılarda herhangi bir kelime oyunu veya insanı oturup düşünmeye iten bir referans veren kimse yok (futbolcu ve boksör referanslarını s.klemiyorum). örneklemek gerekirse, logic’in xxl freshman videosunda “e equals mc square? nah, e equals eaters of mcs beware” şeklinde bir barı var. bu barda hem einstein’in kütle enerji eşderliği güzelce kullanılmış, hem de güzel bir kelime oyunu var. bizde durum lolitalar, mamacitalar, fantalı pepsiler, hayali mermiler.. özetle yabancıların youtube’da falan "omg that barz" diye kendini yediği durumlar bizde çok geçerli değil maalesef. hatta şaşırtıcı derecede açılımında "poetry" geçen bir müzik türünde "abi napçan liriği ya" diyen bir dinleyici kitlesi bile türedi. böyle olunca da lirikal olarak benzer işler prim yapıyor.

    - hırsızlık konusu: bu benim canımı en çok sıkan mesele. mc de dinleyici de artık işi iyice yüzsüzlüğe vurmuş durumda. bu “mixtape kafası ya” denip halı altına süpürülemeyecek bir durum. adam oturmuş youtube’un başına, türkiye’de çok takip edilmeyen piyasalardaki banger işleri bulmuş, flowuna kadar araklayıp instagram hikayelerinde hypelayıp salıyor; dinleyici ise bırak adamı gömüp üstüne beton atmayı, orijinal parçanın youtube yorumlarına çöküp “aga ... diye bi çocuk var, şarkıyı senden daha iyi yapmış haberin olsun” diye kendilerince trollüyorlar, şaka gibi. lan daha şarkı çıkmadan insanlar araklanan parçayı bulup paylaşıyor bakıyorsun flowuna kadar bire bir kopya. insanda biraz utanma olur yahu, alayı “bulunursa bulunsun ya s.kerler” modunda.

    - vurkaççılık: ülkenin ekonomik şartları ve kültürel olarak geri kalmışlığı sebebi ile kısa yoldan para vurma, bir koyup beş alma sevdası 50-60 yıldır insanımıza kodlanmış durumda, bu yüzden ülkenin dolandırıcısı, ponzisi eksik olmuyor malumunuz. bu zihniyette insanların arasında yetişen ve çay simit yaparken instagramda çatır çatır para ezen tipleri izleyen yurdum genci de normal olarak kolay paranın peşinde koşuyor. kimsenin uzun vadeli bir planı yok, herkes en kısa sürede vurabildiği kadar parayı vurup ezme derdinde. e bu da müziğe bakışı etkiliyor ister istemez. yeni çıkan tiplerin de tamamına yakını müzisyenliği meslek olarak görmediklerini, tek amaçlarının “parayı vurmak” olduğunu 100km öteden belli ediyorlar. bu yüzden günü kurtarmalık işler yapıp, piyasa nereye çekerse oraya gidiyorlar. son dönemlerde gerçekleşen trap – afro trap – drill geçişleri buna çok güzel bir örnek mesela, bir sonraki popüler alt janrda hepsini görmeye devam edeceğiz.

    - aşırı özgüven ve ego: sosyal medyanın getirdiği beğeni sevdası ve benmerkezcilik yüzünden gencinden yaşlısına herkes kendi dünyasının tanrısı olmuş vaziyette, kimse burnundan kıl aldırmıyor. kendi görüşlerine karşı bir argümana denk geldikleri an görüşün doğruluğuna veya yanlışlığına bakmaksızın krizler geçirip agresifleşiyor insanlar. toplum ve dinleyici bu haldeyken bizim mc kardeşlerimiz de bundan ister istemez etkileniyor. one hit wonder tipler daha şarkıları patlar patlamaz “en iyisi benim” triplerine girip kendinden öncekileri yok sayma çabasına giriyor, eleştiriye açıklık sıfır.

    neyse daha yazılacak çok şey var ama biraz daha devam edersem soğuyup tüm playlistlerimi silme noktasına geleceğim, o yüzden temel problemlerde kalmak kafi.

    son olarak, amacım kesinlikle “eski iyi, yeni kötü” şeklinde bir dinozorluk değil. dinleyici eskiden de aşırı kaliteli değildi*, veya salak saçma lirik yazan, dünyadan bihaber tipler eskiden de piyasadaydı** ama bu tipler görece daha dar bir kesimi oluşturduğundan şikayet edilecek kadar göze batmıyorlardı. şimdi oturup piyasaya baktığımda o dönem niş diyebileceğimiz kitle -hele ki teknoloji çağında- ana akımı ele geçirmiş durumda, şikayetim yalnızca buna.

    kingu

    20/9/2021 16:29 ~ 20/09/2021 16:30
        heart_plus : 9 stat_minus_2 : 0