@feci harika yazmış eline sağlık. özellikle twitterda inanılmaz provokatör hesaplar var. baştan söyleyeyim, iktidarın mülteci politkasına da karşıdan pkkdan ve siyasi uzantılarından da nefret ediyorum. doğal afetlerden sonra oluşan paranoya ve etnik çatışmalarla ilgili (bkz: 1923 kanto depremi) gibi bir vaka var ve sözlükçü dostlarımla paylaşmak isterim.
japon modernleşmesi japonya için çok sancılı bir süreçti, asla dışarıdan borç almadılar ve halkın sırtında hem vergi hem başarı baskısı vardı. basıncı artan bir boruyu sürekli tıkadılar, 1945te o basınç nanking katliamı ve iki atom bombasıyla sona erdi. her neyse. 1923 yılında kanto eyaletinde bayağı şiddetli bir deprem oluyor. yangınlar çıkar vesaire. 90.000'e yakın kişi ilk depremden sonra, bu sayının yarısı kadar insan artçılarla ölüyor. ülke içerisinde ise hali hazırda koreli göçmen nefreti yüksek seviyededir (tanıdık geldi değil mi) sol grupların kore işgali karşıtı hareketleri de vardır.
deprem sonrası japonlar arasında non-japon gruplar için "suları zehirliyorlar", "yangın çıkartıyorlar" gibi söylentiler yayılır. polisler milis güçlerine etnik şiddet izni verir. siviller silahlı kontrol grupları kurup (muğlada da kurulduğuna ilişkin haberler videolar var) gelenin geçenin ırkını öğrenir. çinliler, koreliler, ryuukyulular öldürülür. bu katliamları mazeret gösteren imparatorluk fırsattan istifade orduyla muhalefetin üstüne çöker. liderler asılır, sürülür, sol muhalefet tamamiyle silinir. ırkçılığın japonyada yükselişine büyük katkıda bulunan kanto depremi, 1945'e giden yolda döşenen taşlardan biri olur.
adalar'da yakın çıkarmak isteyen 3 kişi haberi atılıyor ortaya, belediye başkanı yalanlıyor. mülteciler ülke için büyük bir problem olsa da yalan haberler ile sorgulama olmadan ihaleyi onlara itelemeye çalışan bir kitle var. belki iklim krizinden kaynaklı belki pkk. doğru düzgün araştırılırsa öğreneceğiz. şu an en önemlisi, bu yangınları bitirebilmek, yangınların bu raddeye gelmesine sebep olan hükümetten hesap sormaktır.
umarım tez vakitte bu felaketi atlatabiliriz. memleketim milas kül oldu. çok üzgünüm dostlarım, çok.
ps: bu noktada gevrek gevrek gülüp toki faiz muhabbeti yapan "yetkililer" de keşke evini barkını kaybetseydi. yüzsüz herifler.
japon modernleşmesi japonya için çok sancılı bir süreçti, asla dışarıdan borç almadılar ve halkın sırtında hem vergi hem başarı baskısı vardı. basıncı artan bir boruyu sürekli tıkadılar, 1945te o basınç nanking katliamı ve iki atom bombasıyla sona erdi. her neyse. 1923 yılında kanto eyaletinde bayağı şiddetli bir deprem oluyor. yangınlar çıkar vesaire. 90.000'e yakın kişi ilk depremden sonra, bu sayının yarısı kadar insan artçılarla ölüyor. ülke içerisinde ise hali hazırda koreli göçmen nefreti yüksek seviyededir (tanıdık geldi değil mi) sol grupların kore işgali karşıtı hareketleri de vardır.
deprem sonrası japonlar arasında non-japon gruplar için "suları zehirliyorlar", "yangın çıkartıyorlar" gibi söylentiler yayılır. polisler milis güçlerine etnik şiddet izni verir. siviller silahlı kontrol grupları kurup (muğlada da kurulduğuna ilişkin haberler videolar var) gelenin geçenin ırkını öğrenir. çinliler, koreliler, ryuukyulular öldürülür. bu katliamları mazeret gösteren imparatorluk fırsattan istifade orduyla muhalefetin üstüne çöker. liderler asılır, sürülür, sol muhalefet tamamiyle silinir. ırkçılığın japonyada yükselişine büyük katkıda bulunan kanto depremi, 1945'e giden yolda döşenen taşlardan biri olur.
adalar'da yakın çıkarmak isteyen 3 kişi haberi atılıyor ortaya, belediye başkanı yalanlıyor. mülteciler ülke için büyük bir problem olsa da yalan haberler ile sorgulama olmadan ihaleyi onlara itelemeye çalışan bir kitle var. belki iklim krizinden kaynaklı belki pkk. doğru düzgün araştırılırsa öğreneceğiz. şu an en önemlisi, bu yangınları bitirebilmek, yangınların bu raddeye gelmesine sebep olan hükümetten hesap sormaktır.
umarım tez vakitte bu felaketi atlatabiliriz. memleketim milas kül oldu. çok üzgünüm dostlarım, çok.
ps: bu noktada gevrek gevrek gülüp toki faiz muhabbeti yapan "yetkililer" de keşke evini barkını kaybetseydi. yüzsüz herifler.
