dejuf arkadaşımız uzun uzadıya açıklamış ama bir noktada hataya düşmüş; “toplumdaki genel algı”da bir sıkıntı yok. Futboldaki dakika mantığı yaşa girme mantığıyla örtüşüyor, yaş bitirme mantığıyla değil. Dakika 63.23 iken spiker “64. dakikadayız” der, evet; ama “Maç başlayalı kaç dakika oldu?” denince “64” yerine “63” diyecektir. Bir yaşı bitirmek ile o yaşa girmek de böyle. “Kaç yaşındasın?” demek “Sen doğalı kaç yıl oldu?” / “Kaç yıldır yaşıyorsun?” demektir, “Hayattaki kaçıncı yılını doldurmaktasın?” demek değildir. “Yaşın içerisinde olmak” diye de bir şey yok, yılın içerisinde olmak var. Yaş, bitirilen yıla göre söylenir, hatta bu sebeple buçuklu da söylenebiliyor. Ocak 2000 doğumlu birine temmuz ağustos aylarında “Kaç yaşındasın?” dendiğinde “21,5” diyebilir mesela. “21” derse yanlış sayılmaz ama “22” derse yanlış olur. Yaşa girme muhabbeti de doğum ayının civarında anlamı olan bir muhabbettir; yani deminki kişiye şubat ayında “Kaç yaşındasın?” dendiğinde “22'ye girdim.” demesi mantıklıyken temmuz ayında “22'ye girdim.” demesi saçma olacaktır.

İçinde bulunulan yıldan doğum yılını çıkarmak o yıl doğum gününüzü geçtiyseniz doğru sonuç verir. Yılın ilk çeyreğinde doğduysanız sıkıntı yok ama diğer çeyreklerde, hele de son çeyrekte doğduysanız bu hesap yanlış sonuç verir.

Bunların dışında bir de takvim meselesi var tabii. Hicrî takvim 354 gün olduğu için kabaca 32 miladî yıl 33 hicrî yıla tekabül eder. Yani miladî hesapla 32 yaşında olan biri hicrî hesapla 33 yaşındadır, miladî takvime göre 16,5 yaşında olan biri hicrî takvime göre 17 yaşındadır vs. Hatta bu takvim farkı peygamberimizin yaşı söylenirken de hataya sebep olur; örneğin “63 yaşında vefat etti.” denir, ama miladî hesapla (632-571) 61 yaşındaydı. Peygamber olduğunu öğrendiği yaş da miladî hesapla (610-571) 39 oluyor, ama hicrî hesaba göre 40. Yani yaş meselesine çok takılmayın, takvim değişince yaşınız da değişiyor. :-)