cidden anlam veremediğim ve anlamakta güçlük çektiğim bir olay. üçüncü nesil yazar demek z kuşağı demektir. peki siz sayın adminler. hangi cüretle bu işin altına imza attınız?
bilindiği üzere sözlük yönetiminin yaş ortalaması tamı tamına otuz. evet yanlış duymadınız. bir avuç pişmaniye götlü adamdan bahsediyorum. otuz yaşına gelmiş birisinden bazı beklentilerimiz olur. artık yaşı kemale ermiştir. olgunluğa,dinginliğe ulaşmıştır. haytalıktan elini ayağını çekmiştir. işinde gücündedir artık. üstüne güzel de bir yuvası olur. yoksa da olması için bi temel atmışlığı olur. ama bizim moruklar öyle mi? halen serserilik peşindeler. ama bu iş böyle gitmez. birisinin çıkıp gerçekleri söylemesi gerekli.
artık kabul edin şunu. üstünüzde metal yorgunluğu var. eskisiniz. kafa artık almıyor kardeşim. yönetim şekli değişti halen adam kendine mod diyor. yarın öbür gün üçüncü nesil yazar geldiğinde ne olacak biliyor musun? ben sana söyleyeyim. "moruq chill parça yha" "vibe aqıyor mq" "u r t-r-i-g-g-e-r-ed" "bu adam bangerların alla" şeklinde entry girecekler. sonra sen de bu entrylere bakıp ne diyor bu amcık ağızlılar diyip çat diye entry patlatacaksın. "içerik başlıkla uyumlu değil". bazen yazdıkları küfür gibi gelecek. o zaman da çat! "hakaret" diyeceksin. bu çocuklar bizim gibi büyüğümüzdür abimizdir falan dinlemez. çemkirerek ararlar haklarını. bizim gibi bi sen söyle bi ben söyleyeyim diye münazaraya girmezler. en ufak bi "aq" lafında mitoz bölünmeyle çoğalır sülük gibi yapışırlar adama. hadi bizden geçiyor. bizim de sonumuz sizin gibi olacak. beş seneye kalmaz ben de sözlüğe despot suratla girip tek elle başlık açar halde bulurum kendimi.
son olarak yazar kardeşlerime itiraf etmek istediğim bir husus var. yıllarca tek başıma verdim bu savaşı. belki hatadır,bilemiyorum. ama başaramadım. değiştiremedim bu morukları. şartları o kadar zorladılar ki pes etmek zorunda kaldım. neden mi? çünkü ne zaman kendileriyle muhatap olsam yerin dibine giriyorum. kendimi dumanlı hava sahasının tam ortasında,mahalle kahvesindeymiş gibi hissediyorum. yaptığı espriye gülen göbekli dayılardan bi kahkaha tufanı patlıyor kulağımın ortasında. bel altı şakalara ise hiç girmiyorum. almanya'dan gelen vhs kasetleriyle büyümüş,çift çanaklı hotbird uydu yayınlarıyla gelişim göstermiş ve torrent devrimini ucundan yakalayabilmiş bu fosillerin çağ dışı muhabbetlerinden hicap duyuyorum. utancımdan yüzüm kıpkırmızı oluyor. geçen gün yine bilgisayar başında otururken annem beni işi gücü var zannetti. işimi bölmemek adına çayımı yanıma getirdi. yanıma geldiğinde suratımın rengini gördü. oğlum sen iyi misin dedi. ben de moruklarla konuşuyorum diyemedim kem küm ettim. kadıncağıza izah edemedim durumu. sizin yüzünüzden bütün gün bilgisayar başında bi boklar çeviriyor bakışına maruz kaldım. ama artık bu zulüm bitsin istiyorum. moruklarla aynı çatı altında daha fazla yaşamak istemiyorum. gelecek nesle ayak uydurabilecek, genç ve dinamik bir yönetim istiyorum.
bilindiği üzere sözlük yönetiminin yaş ortalaması tamı tamına otuz. evet yanlış duymadınız. bir avuç pişmaniye götlü adamdan bahsediyorum. otuz yaşına gelmiş birisinden bazı beklentilerimiz olur. artık yaşı kemale ermiştir. olgunluğa,dinginliğe ulaşmıştır. haytalıktan elini ayağını çekmiştir. işinde gücündedir artık. üstüne güzel de bir yuvası olur. yoksa da olması için bi temel atmışlığı olur. ama bizim moruklar öyle mi? halen serserilik peşindeler. ama bu iş böyle gitmez. birisinin çıkıp gerçekleri söylemesi gerekli.
artık kabul edin şunu. üstünüzde metal yorgunluğu var. eskisiniz. kafa artık almıyor kardeşim. yönetim şekli değişti halen adam kendine mod diyor. yarın öbür gün üçüncü nesil yazar geldiğinde ne olacak biliyor musun? ben sana söyleyeyim. "moruq chill parça yha" "vibe aqıyor mq" "u r t-r-i-g-g-e-r-ed" "bu adam bangerların alla" şeklinde entry girecekler. sonra sen de bu entrylere bakıp ne diyor bu amcık ağızlılar diyip çat diye entry patlatacaksın. "içerik başlıkla uyumlu değil". bazen yazdıkları küfür gibi gelecek. o zaman da çat! "hakaret" diyeceksin. bu çocuklar bizim gibi büyüğümüzdür abimizdir falan dinlemez. çemkirerek ararlar haklarını. bizim gibi bi sen söyle bi ben söyleyeyim diye münazaraya girmezler. en ufak bi "aq" lafında mitoz bölünmeyle çoğalır sülük gibi yapışırlar adama. hadi bizden geçiyor. bizim de sonumuz sizin gibi olacak. beş seneye kalmaz ben de sözlüğe despot suratla girip tek elle başlık açar halde bulurum kendimi.
son olarak yazar kardeşlerime itiraf etmek istediğim bir husus var. yıllarca tek başıma verdim bu savaşı. belki hatadır,bilemiyorum. ama başaramadım. değiştiremedim bu morukları. şartları o kadar zorladılar ki pes etmek zorunda kaldım. neden mi? çünkü ne zaman kendileriyle muhatap olsam yerin dibine giriyorum. kendimi dumanlı hava sahasının tam ortasında,mahalle kahvesindeymiş gibi hissediyorum. yaptığı espriye gülen göbekli dayılardan bi kahkaha tufanı patlıyor kulağımın ortasında. bel altı şakalara ise hiç girmiyorum. almanya'dan gelen vhs kasetleriyle büyümüş,çift çanaklı hotbird uydu yayınlarıyla gelişim göstermiş ve torrent devrimini ucundan yakalayabilmiş bu fosillerin çağ dışı muhabbetlerinden hicap duyuyorum. utancımdan yüzüm kıpkırmızı oluyor. geçen gün yine bilgisayar başında otururken annem beni işi gücü var zannetti. işimi bölmemek adına çayımı yanıma getirdi. yanıma geldiğinde suratımın rengini gördü. oğlum sen iyi misin dedi. ben de moruklarla konuşuyorum diyemedim kem küm ettim. kadıncağıza izah edemedim durumu. sizin yüzünüzden bütün gün bilgisayar başında bi boklar çeviriyor bakışına maruz kaldım. ama artık bu zulüm bitsin istiyorum. moruklarla aynı çatı altında daha fazla yaşamak istemiyorum. gelecek nesle ayak uydurabilecek, genç ve dinamik bir yönetim istiyorum.
