türkiye ekonomisinin türkçe rap üzerindeki etkisi

#277275 - bu entryi ortalama 194 saniyede okuyabilirsiniz.
  1. esnaf ağzıyla girip dolar şu kadar euro şu kadar olmuş gibi tabirlerle değil, stüdyo ekipmanları ya da müzik programlarına biçilen fiyatların bir müzisyeni ne kadar etkilediğinden artık biz dinleyicilerin de bu konuda en azından bi’şeyler söylemesi gerektiğini düşünüyorum.

    iyi müzik, iyi üretim gücünden geçer. yani ekipman olarak, yazılım olarak kaliteli ve hatrı sayılır derecede bilgi birikiminizin olması gerekiyor. bu kesin.

    çünkü artık müzik dünyasında bir şekilde var olabiliyorsunuz. ve bu, müzik piyasasının elastik bir yapıda olduğunun göstergesi. milyon dinlenmeler, tıklanmalar hepsi bi tarafa dursun gerçekten özgün ve kaliteli bir iş çıkardığınız zaman alıcısını bulmak hiç zor değil.

    öte yandan iyi müziklerin perde arkasına baktığınızda üzerine odaklanılmış bir sürecin olduğunu tahmin etmek aşikar. dolayısıyla o sürecin içerisindeki kullanılan materyallerin de iyi olduğu da bilinen bir gerçek.

    kaldı ki bu bütün dünyada geçerli ve kabul edilebilir bir veri.

    olayı biraz daha spesifikleştirdiğimizde, yani olaya türkiye penceresinden bakacak olursak geldiğimiz noktada ‘imkan’ denen olgunun ne kadar yetersiz kaldığını hep beraber görüyoruz. dinleyici olarak, bu yetersizliğin gözler önünde olmasını bir müzik eleştirmeni ya da bu işlerden anlayan birileri olmadığımız için görmemiz mucizelere kalıyor.

    eğer durum benim yaptığım bu yorum gibi değilse ne ala. yani herkesin iyi müzik için götünü yırttığını ve stüdyosunun içeriğini son model teçhizatlarla süslediğini düşünürsek; ben yanılıyorum. ve imkan imkanı doğurur sözünden yola çıkarak müzikten kazanılan paranın bir kısmını tekrar müziğe yatırılmasını somut şekilde göremediğim için kötü müzik olarak değerlendirdiğim tracklere rastlıyorum.

    ya imkan var yetenek yok
    ya imkan yok yetenek yetersiz kalıyor
    ya da ne imkan vaaar ne de yetenek..

    ama artık türkiye ekonomisi tabanında olaylara bakış açımızı değiştirmememiz gerektiğini düşünüyorum. evet bu konuda da.

    yani;

    alım gücü zayıflığı, maddi kaygıların yol açtığı psikolojik sıkıntılar, müzikal kaygı vs. gibi etkenlerin müzisyenler/rapçiler üzerinde yarattığı baskı ister istemez müziklerine de yansıyor.

    paran varsa; keeşşş mani mani, bugatti offf en çok bende para
    imkanın yoksa; ve şimdi hakan napar, maaşı kaç lira

    gibi liriklere denk gelebiliyoruz. kayra hastasıyım ama bu barda kullandığını sadece aradaki dengeyi mizaha dökmek amaçlı yazdım.

    ve artık 2020 türkiyesinin ekonomisindeki yaratılan derin sessizlik, bu çerçeve içerisinde olan her şeye olduğu gibi müzik piyasasına da olumsuz yönde ambargo koymuştur.

    mikrofon, ses kartı, pc, yalıtım, mixer...

    sıfırdan bir stüdyo inşa etmeyi düşünsenize...

    o yüzden dinleyici açısından hava ne kadar hoş görünse de bunların da bir imkan tabanlı olduğunu unutmamak lazım.

    rezil ekonomide müzik yapmak tamamen işinin o olduğu için onu yapma, bi noktadan sonra yabancılaşmayı beraberinde getirecektir. nitekim müzikal kariyerini sonlandıran çoğu insanın muhtemelen metalik kaygısı temelli bu sorunu hayatına zerk ettiği bir evredeyiz, istemeden.. bu yazık bir durum.

    bu benim kendi düşüncem.

    rezil ekonomiler, şaklabanlıklar ve imkansızlıklardan doğan kötü müzikler.. umarım hepsi bir gün son bulur.

    etik fanatik

    30/9/2020 00:30 ~ 30/09/2020 0:42
        heart_plus : 11 stat_minus_2 : 0