alve'nin kabuk tutmuş yaraları tırnaklarla kazıdığı şarkı. kulak mememizin bile çaresiz kaldığı şarkı.
(soundcloud: 216380835)
edit:
kovalardı kötülükler karanlıktan kaçardım
kör sabaha tek başıma sevincimi saçardım
anlatmak isteyince içimdeki bir şeyi
anlatmam hiç istenmezdi içimde yaşardım
lakin organ bohçasında açılmayan düğümler
çocuk saklar bu sırrı açarsan görürler
öyle seslenirdim işte duyulmazlar içinde
sağır sokak bana bağır olmayan resimler
hepsi yansır bir bakıma aynayım kağıtlara
hepsi büyük eserlerdir emekleri yok sayan
bakışlara hükmü veren yok dilimden anlayan
benim içimde bir nehir var kaynayıp azalmayan
şimdi tenim kuru toprak yok bulutta damlayan
çürür nefesim ve yarınlar tazelik aranmayan
umuda karşı bağışıklık kazandığım yılların
inan yok telafisi ikinci bir olmayan
yaşananlar kağıtlara yansıtırdı sözlerimi
yüzümdeki derin kuyu ikinci'nin tablosu
yalnızlık hep bir şey alır vermemeli ikinci'yi
ruhum müzik kangreni karantina bandosu
şimdi doğru seçeneklerin önümde tezgahı
tekme vurmak istiyorum gerçekleri yok sayıp
içimde mum kadar yanan kalanların izleri
binalar yapmıştım zamanla deprem oldu külleri
ruhum maalesef olumlu duygulara mezarlık
istediğim bir şey olsa zombilerle yaşardım
attığım adımların yok zeminde bir yeri
bu boşlukta çokça hiç varsa bilsem kayardım
oksijen alsam ayıp mı havayla tanışmadım
dört duvarda yedi sene geçti hiç alışmadım
kaybettiğim çok şey oldu sanma değer bilmedim
yazdıklarım çöpe gitti sanırım değişmedim
nakarat:
adım atsam yer küreye ne değişir
gökyüzüne ulaşmaya daha zaman var
bugün burada olmamın da var elbet bir nedeni
yaşam için geç kalındı ölmek için zaman var