yak

#256238 - bu entryi ortalama 432 saniyede okuyabilirsiniz.
  1. Patron - Sagopa ve Joker - Mirac düetlerinden sonra Tepki - Ceza düetinin gelmesi eski isimlerin alt devreyle işbirliğinin yürümesi adına güzel olmuş, üçünde de ev sahibi alt devre isimler zaten; ama Tepki - Ceza düeti tarzından dolayı diğer ikisinin altında kalmış bana göre. Güzel bir parça olmuş ama on numara da değil.

    Ceza “Beatcoin”de “Ateşi yakın, aleve verin her yeri, ben derinden gelen o deli” demişti; bu yakma mevzusunu -mahiyetini biraz değiştirerek de olsa- tümden bir parça olarak genişletmeleri iyi olmuş mu bilemedim. Bir de şarkının girişinde (“Ateş ol, karanlığı yak” cümlesi) yadırgatıcı bir anilik var sanki, ritme tam oturmamış galiba.

    Tepki'nin kullandığı bazı ifadelere yakından bakalım:

    “Saman alevleri yak” - Saman alevi çabuk söner, neden böyle bir cümle kurmuş ki Tepki? “Saman alevlerini ortadan kaldır”manasında söylemiş galiba, söndürmek yerine de yakmayı kullanmış; ama işte o zaman da saman alevi yakmazsın, saman alevlerini yakarsın. (Belirtili nesne - belirtisiz nesne farkı)

    “Beren, kepin ve kapüşonun” - Hepsi kafaya takılıyor bunların; birbirlerini tamamlamazlar, ayrı ayrı takılırlar. Burada birbirini tamamlayan öğeler seçilse daha iyi olurdu. “Onu da takan var, onu da” anlamı varsa o zaman da “ve” yerine “ya da” kullanılması gerekir.

    “Takın tavır, gezin tozun” - Gezip tozmak diye bir fiil vardır, gezinmek diye de bir fiil vardır, ama tozunmak diye bir fiil -bildiğim kadarıyla- yoktur. “Gezin tozun” cümlesini anca ikinci çoğul şahıs cümlesi olarak kullanabiliriz; ama Tepki burada ikinci tekil şahsa “gezin tozun” diyor. Olmaz arkadaşım. :-) Ayrıca tavır takınmak belli bir durum karşısında yapılır ve kısa sürelidir. “Havaya gir” / “Rapçi duruşu sergile” gibi bir anlamda kurmuş bu cümleyi ama istenen manayı tam karşılamıyor sanki.

    (Edit: Gezip tozmak haricinde gezinip tozunmak diye de bir kullanım var bu arada; ama bana yanlış bir kullanım gibi geliyor. Gezip tozmak daha geniş çaplı, daha uzun süreli bir eylemken gezinmek daha kısa çaplı ve/veya daha kısa süreli olur, dünyayı gezebilirsiniz ama dünyayı gezinemezsiniz, gibi. Dolayısıyla gezinip tozunmak ibaresi de kulağımı tırmalıyor, baktığım sözlük sitelerinde de sadece “gezip tozmak” ikilemesi çıkıyor; ama yine de böyle bir kullanım olduğu için direkt “Tepki yanlış kullanmış.” dememek lazım. Ayrıca “tozunmak” diye de bir fiil varmış, anlamı “abuk sabuk söylenmek” olarak çıkıyor.)

    “Bir gün iyi bir gün bad'sin” - Kafiye olsun diye veya ritme oturtmak için -aşırılığa kaçmamak kaydıyla- İngilizce kelime kullanılabilir, ama tezadı iyi - kötü yerine iyi - bad şeklinde söylemek kulak tırmalıyor.

    “Seninle ben, benimle sen” - Bu kısım ilgili aralığı doldurmak için gereksiz tekrar gibi dursa da Ceza'nın “Fark Var” nakaratını hatırlatan bir tekrar olmuş, bu sebeple rahatsız etmiyor. Ama arkadan gelen “kuzularla kurtlar” çoğul olduğu için “sen- ben”le uyumlu değil.

    “Kardeşleri sürüyor sefa, abileri ödüyor bu b*ka bedelini” - Tepki burada kendisi ve MOB'yi kastediyor, onların prodüksiyon işlerini vs. üstlendiğinden bahsediyor; ama nedense ilk duyduğumda aklıma Patron'la Saian geldi. Hayki “Seni abin bile dinlemiyor” diyordu, Mirac “Kural”da “Bir milyonluk jeep'e binen solcu rapçi” falan dedi, bunlar gibi bir gönderme sanmak üzereydim ki arkadan gelen cümleler manayı tamamladı. Zaten Tepki'yle Patron arayı düzeltmişlerdi, onu da unutmuşum bir anlığına. :-)

    “İstediklerimle yapamadıklarım aynı şeyler” - Güzel cümle ama manayı zora sokmuş. Mübalağa olduğu için “İsteyip de yapamadığın hiçbir şey yok mu?” demeye gerek yok; ama “yapamadığın her şeyi istiyo'n mu sen?” diyebiliriz. :-)

    “Sen fast food gibi hazır yedin” - Kelime oyunu güzel ama karşıdakine “hazır yiyici” demek için çok dolambaçlı bir cümle seçilmiş ve eksik kurulduğu için de kusurlu olmuş. Araya “önündekileri” / “önüne konanları” gibi bir nesne gelseydi daha anlaşılır olurdu sanki.

    “Sen mumsan ben cehennemim” - Karşılaştırma alevler üzerinden olmalıydı. Cehennem deyince cehennem alevi akla gelir, orası alevden müteşekkil çünkü; ama mum alevden müteşekkil değil, mum ile mum alevi farklı şeyler.

    Ceza'ya geçelim:

    “Kalk, yat, ye, uyu, bir daha yat” - Sıralama bir gün içinde yapılanlar sıralaması, ama “uyu, bir daha yat” kısmı olmamış; önce yatılır, sonra uyunur çünkü. Uyanık olunduğu zamanlar da ayakta uyunduğu kastedilmiyorsa yanlış bir kullanım olur. Flow ve kafiye gereği böylesi tercih edilmiş olabilir, ama arkadan “ayıl, bak” ifadesi geldiği için, buradaki “uyu”yla ayakta uyumanın kastedildiğini düşünebiliriz.

    “Çoğu taklit, papağan, fake be kanka” - Kim onlar ve neyi taklit ediyorlar acaba? Birtakım dinleyiciler “Trapçiler Amerikan rap'ini kopyalıyor.” diyorlar, “Niye onlarla aynı parçada yer alıyorsun?” diyorlar, Ceza ise “Rap zaten Amerika'dan çıkmadı mı?” diyor. Dolayısıyla Ceza'nın bu kısımda kimleri eleştirdiğini pek anlayamadım. Ayrıca Tepki de yeni neslin eski nesle saygı duyması gerektiğini belirtmiş, ama onun tayfasıyla Joker arasındaki mevzularda da Joker'e saygısızlık edilmiş olmadı mı? “Önce MOB'ye baksa ya” diyecektim ama entry'lerden öğrendiğime göre oradan ayrılmış zaten. :-)

    “Taşlaşmayın” - Bu cümle duyguların yitirilmesiyle bağlantılı bir ifade olarak da yorumlanabilir, büyüklere el kaldıranlara “Elin taş olur” denmesi benzeri bir gönderme olarak da yorumlanabilir. Güzel bir kullanım.

    “Aynı sayın bakanımın da dediği gibi 'Bana hiç yaklaşmayın'” - Bu kısım ilk dinlendiğinde “Nereden nereye” dedirtiyor ama Ceza'nın maksadı farklı sanki. Sağlık bakanına respect var, evet; ama ona corona sürecinin ilk zamanlarında muhalefetten respect gelmişti zaten. Ceza da “Bu dünyada seçenek yok, ya sağdasın ya solda” (“Kime Anlatsam”) diyerek kutuplaşmaların karşısında olduğunu belirtmişti; buradaki cümleyi de bu manada alabiliriz. Ayrıca sağlık bakanı yeri geldiğinde espri yapan bir insan ve bu açıdan kendi partisinden epey farklı bir yerde durduğu söylenebilir. Partinin başındaki şahıs “Falan filan dizilerin son bölümlerini izleyelim, sonra yasak getirin.” esprilerine karşı “Onlar dizi izleyip film çeviredursun, biz tarih yazmaya devam edeceğiz.” gibi cevaplar yazıyor mesela. Ciddiyet iyidir ama gerekmediği yerde ciddiyet, kasıntılıktır. “Roman, şiir, bunlar adamı içirir.” diyen birinin böyle cevaplar vermesi çok da şaşırtmıyor aslında, ama bu partiden olup da esprili bir dil kullanan bakan biraz şaşırtıyor. Ceza da bu respect'le dinleyenleri şaşırtıyor, ama bahsettiğim şekilde yorumlamaya çalışınca şaşırmayabiliriz.

    Cümle kurulumuna da bakalım: “Aynı” ile “gibi” beraber kullanılabiliyor, orada bir sıkıntı yok; ama “aynı” ile “de/da”yı beraber kullanmaya gerek yok, “sayın bakanımın da dediği gibi” ya da “aynı sayın bakanımın dediği gibi” denmeli. Ritim aralığını doldurmak için öyle kullanmış olmalı.

    Ceza'nın verse'ünün sonundaki “yak” kısımları şarkının genel tonundan farklı, melankolik olmuş. Ceza klasik felsefî ağırlığını bu kısımda daha belirgin şekilde koymuş parçaya, ama genel havayı bozduğu için biraz yadırgatabilir. Ayrıca buradaki muhabbet biraz kısa kesilmiş, üç yerine dört şeyden bahsedilse daha dolu olurdu sanki.

    “Yazdığın tüm yalan yanlış sayfaları” - “Yalan yanlış”, kulaktan dolma veya uydurma sözlerle ilgili bir ifade, “üstünkörü” manası da var; ama yapılan hatalar hakkında “yalan yanlış” denir mi emin değilim.

    “Şarkıyı Tepki taşımış.” diyenler var ama bu, büyük ölçüde nakarattan ve Tepki'nin temaya daha sadık kalmasından kaynaklanıyor denebilir. Ayrıca Tepki'nin sözlerini irdelediğimizde özenli yazan birinin pek düşmeyeceği ifade kusurları olduğunu görüyoruz; Ceza'da da bir iki tane bulduk gerçi ama onlar daha kabul edilebilir seviyede. Bu noktayı göz önünde bulundurursak Ceza'nın daha iyi yazmış olduğunu söyleyebiliriz.

    yorumlayan adam

    31/7/2020 03:49 ~ 31/07/2020 12:49
        heart_plus : 3 stat_minus_2 : 1