kalitenin dinlenmeye bağlı olmadığını ısrarla anlamamak

#242345 - bu entryi ortalama 406 saniyede okuyabilirsiniz.
  1. “Kalite ile başarı aynı şey değildir, daha kalitesiz olan daha başarılı olabilir.” gibi bir bakış açısıyla hareket ediyor bazı arkadaşlar; böyle bakınca haklılar diyebiliriz de “başarı” genel bir kelime. Hangi konuda “başarı”? Kendini geliştirme konusunda mı, değişik beğenilere hitap edebilme konusunda mı, ele aldığı konuyu iyi şekilde ele alma konusunda mı, ritimde mi?.. Bunlar kalitenin konusu gibi gelebilir ama sanatta başarı kaliteyle olur, rağbet görmekle veya rağbet görene yönelmekle değil. Bir sürü ünlü ressam var yaşadıkları zaman hiç kimsenin dikkatini çekmeyen, ama günümüzde tabloları milyon dolarlara satılıyor; bu adamlar başarısız mı şimdi? (Bunu yazarken psycho deaf arkadaşımızın #242082 no'lu entry'sini görmemiştim; aynı şeyi düşünmüşüz bu noktada.) Hayır, başarısız değil, “kaliteli ama başarısız” da değil; insanların onları geç fark etmesiyle alakalı bir durum bu. Yani sıkıntı onlarda değil, onları fark etmeyenlerde diyebiliriz. Mesela resimde olduğu gibi kötü şarkıya az, iyi şarkıya çok paha biçilseydi kalite ticari anlamda da daha fazla kazandıracaktı ve kaliteli olan ticari anlamda da başarılı olacaktı. :-)

    Dünya rekorlarını düşünelim mesela; biri yüksek atlama rekoru kırıyor, biri bir dakika içinde bilmem kaç hamburger yeme rekoru kırıyor, biri dünyanın en uzun böreğini yapma rekoru kırıyor vs. Bunların hepsi rekortmen, ama hepsini aynı kefeye koyabilir miyiz? Hepsinin yaptığı işin aynı ölçüde anlamlı ve faydalı olduğunu iddia edebilir miyiz?

    İnsanların hedefleri de önemlidir ve başarı, bu hedefe erişip erişememekle de alakalıdır. “Ceza ülkenin en çok dinlenen rapçisi olmayı en büyük hedefi yaptı, Fero da yaptı; sonuçta Fero daha çok dinleniyor.” gibi bir durum söz konusu olsaydı Fero'yu Ceza'dan -bu anlamda- başarılı kabul edebilirdik. Ama bildiğim kadarıyla Ceza'nın böyle bir amacı yok, en azından artık yok. Ceza - Norm konusunda da mesela “Ceza Norm'u piyasadan silmeyi amaçladı, ama başaramadı.” diyebiliriz; ama başaramamasının sebebi nedir, Norm'un sıkı savunma yapması mı yoksa destekçilerinin çok olması sebebiyle piyasadan silinmesinin diss'e miss'e bağlı olmaması mı?

    İnsanlar kalitesiz olanı seviyor, basit olanı seviyor diye kalitesize, basite yöneliyorsanız bu sizi “başarılı” yapmaz. “Onlar bu müziğe yöneldiğinde çok dinlenmek için yönelmediler, eğlencesine yaptıkları iş tuttu.” diyorsanız da başarı yine onların başarısı olmuyor, istenmeden elde edilmiş bir zafer var dediğiniz gibi ortada. Yani bu müziğin başarısını örneğin Recep İvedik filmlerinin başarısıyla bir tutamazsınız. Recep İvedik filmleri de başarılıdır; ama Şahan ne yaptığını, nasıl yapacağını bilerek girmiştir bu işe. Kalite yönünden zayıftır, ama başarılıdır. Yine de insanlar buna gülüyor diye küfürle, el hareketi çekmekle güldürmenin adını “başarı” koyuyorsak bunu sadece hedefe ulaşmak, geniş kitleye hitap edebilmek, yatırımının karşılığını fazlasıyla almak vs. anlamlarda bir başarı sayabiliriz. Mesele geniş kitleye hitap edebilmek yerine o kitlenin kendini geliştirmesi için bir şeyler yapmak, onlara onların istediği boş beleş işler yerine kaliteli işler sunmak vs. olduğunda neyin başarı, neyin başarısızlık olduğu değişir. Sen bireysel anlamda başarılı olacaksın diye insanların kalitesizi sevdiği ortamın ekmeğini yersen bu seni anca tırnak içinde başarılı biri yapar; yüksek kârlara sırtını dönüp, kaliteli olanı yapmaya devam edebilmek de başka anlamda bir başarıdır. Ha, bu tarzı yapan herkes ille dinlenecek, büyük paralar kazanacak gibi bir durum söz konusu olsaydı belki çoğu kişi bu yeni tarza yönelecekti; konumunu değiştirmeyen herkesi de şahane ilkeli insanlar olarak sayalım demiyorum o yüzden. Ama trap'e yönelmeyenlere “Kendini geliştir/e/miyor”, dinlenmeyenlere “başarısız oluyor” vs. demek mantıklı değil. Senin başarı olarak gördüğün şeyi başarmak istemiyor adam / kadın; niye oradan vuruyorsun ki? Hani yukarıda rekorlardan bahsettik ya, elemanın biri bir dakikada on iki hamburger yiyebiliyorsa, ben yiyemiyorsam bu beni onun karşısında başarısız mı yapar? Ben ona bu konuda meydan mı okudum veya kendi kendime onun rekorunu mu geçmeye çalıştım ki bu konuda “başarısız” olayım? Herkes neyde iddialıysa / hangi arenaya adımını atıyorsa ona göre tartılır (Hiçbir şeyde iddialı olmamak, her şeyden geri çekilmek de başarısızlıktır da o ayrı bir tartışma konusu.). Ahmet tavlada iyi, Mehmet satrançta diyelim; ikisinin başarı durumu aynıdır. Biri diğerini kendi iyi olmadığı oyuna davet edip yenilirse o anlık başarısız olur; burada “Ama o da diğer oyunda iyi.” ayakları yapmayıp durumu kabul etmemiz gerekebilir; ama ikisi de diğerini kendi iyi olduğu oyuna davet edip sonra da dalga geçemez. Ayrıca tavlada şans başarısı da var; Ahmet'e düzgün zar gelmezse tavlada da yenilebilir yani. Bu durumda da “Mehmet ikisinde de iyi.” ayağına yatamayız.

    “Onların 'Biz rap'te kaliteliyiz.' iddiaları yok zaten; o yüzden kaliteyi kıstas alarak onlara da 'başarısız' diyemeyiz o zaman.” diye düşünebilirsiniz; ama adımlarını attıkları arena rap arenası; buranın da kriterleri belli. (Ya da onları rap değil trap olarak kabul edin ve kendi içinde kıyaslayın.) Yemek yarışmasında veya şarkı yarışmasında ilk başlarda herkese aynı yemeği yaptırırlar, aynı şarkıyı söyletirler mesela; sonra farklılaşır ama kalibre de ona göre artar. Başlarda yaptığınız basit yemeklerle veya çok inişli çıkışlı olmayan parçalarla çok ilerleyemezsiniz. Bir ön elemede menemen yaptırmışlardı mesela; üç kişi arasından en iyi menemeni yapan kişi de üst elemelere çıkmıştı, ama sonra ilk haftada elenmişti. Fero'nun rap'ini menemen gibi düşünün, Ceza'nın rap'ini de sushi gibi. :-)

    Futbolda birinci lig şampiyonu da var, ikinci lig şampiyonu da, üçüncü lig şampiyonu da. Hepsi şampiyon, ama ikinci ligin şampiyon takımı (yani en başarılı takımı) birinci ligin en vasat takımıyla anca boy ölçüşebilecek seviyede belki. Bir sene şampiyon olup üst lige çıkıyor ve ertesi sene tekrar küme düşüyor mesela. Bunun gibi, Ceza'yla Ben Fero aynı ligin veya aynı sıkletin adamları değil; dolayısıyla Fero'nun daha başarılı kabul edilmesi çok saçma oluyor.

    @5 Başka bir başlıkta bu "Kişiye göre değişir." mevzusuna değinmiştim (#237455 no'lu entry'nin son paragrafında). Bir konuda kimin daha iyi olduğu kişiden kişiye göre değişebilir; ama iddiada bulunduğumuz yere göre görüşlerimizi kabul ettirecek seviyede olmamız gerekir. Üzerine alınma ama bu "görüşüne itibar edilme" mevzusuyla ilgili şöyle bir fıkra var: Akıl hastahanesindeki hastalardan biri Mazhar Osman'a "Sen delisin." demiş, o da "Senin bana deli demen önemli değil ama ben sana deli dersem buradan asla çıkamazsın." demiş. :-)

    Mevzu yetenek, kalite vs. olduğunda buna karar verecek kişiler herkes değil; ortamına göre herkes fikir beyan etme hakkına sahip tabii de... Yerine göre yetenek de ölçülebilir bir şey, sanatla ilgili bölümlere alım yapılırken buna göre eleme yapılır mesela. Ama herkes söz sahibi olunca işin rengi değişiyor; ne demiş Contra: "Köpeğe 'halktan yetenekli' diyen mi suçlu yoksa halk mı, neyse lanet olsun!" :-)

    yorumlayan adam

    29/6/2020 02:27 ~ 29/06/2020 2:41
        heart_plus : 2 stat_minus_2 : 0