ulaştığı hazla kendisine mutluluklar dilediğim yazar.
ama ağaçkakan başlığında ufaktan bana da kaymış, sağlık olsun. herkes aynı fikirde olacak diye bir şey yok tabi. mesela ben teoman karadenizi sol kısımda görünce dayanamıyorum, inme geliyor, dilimi ısırıyorum sinirden.
ama başka birisi de o başlığa teo hakkındaki hoş fikirlerini yazıyor ve sol kısma çıkmasını sağlıyor.
ama o kişiye kalkıpta " bazılarının yüzündeki sahteliği göremediği adam " demiyorum.
çünkü ben birisine " bu " ya da " bazıları " diye hitap etmeyi hakaretle bir tutuyorum.
dar kafalı demiş, nema problema.
ama dar kafalı kalıbını bir açması gerek hele.
acaba ben mi dar kafalıyım ? yoksa özgünlükten yoksun bir farklılıkla piyasaya çıkan ağaç mı ?
he, müşkülpesent progresif hiphop he...
progresif kavramı nerelere düşmüş diye düşündüm. şimdi ağaçkakan da progresif diye anılıyor, camel adlı şahane progresif rock grubu da.
evet, biz salağız anlamıyoruz. fakat kendisi bir mütedahi, bizim göremediğimiz şeyleri görüyor, bizden daha bilgili ve bizim sıçtığımız klozete sıçmayacak kadar da kibirli.
ağaç olsa şimdi " bukowskinin bu konu hakkında çok güzel bir lafı var, ' benim bokum bana herkesin bokundan daha bok kokar ' " derdi ve entelliğini masaya vururdu.
şahsen ağaçkakan benim gözümde timur karaca denen o genç yeraltı yazarı diye sunulan zippo tipli gençle bir.
bu ne dar kafalılıkla açıklanabilir, ne anlamamakla.
çünkü adam saçmalıyor !
bence saçmalıyor ! anlayabiliyor musun ? ben böyle düşünüyorum.
senin gibi düşünmek zorunda değilim.
mesela bir arkadaşım fernweh midir nedir, onu çok beğendi, hastası oldu. ben beğenmedim. o neden beğendiğini anlattı, ben neden beğenmediğimi anlattım, konu kapandı.
ama ne o bana " dar kafalısın moruk " " anlayamıyorsun, sen salaksın. müzikten, müşkülpesentten, progresiften ne anlarsın. işin gücün yarak kürek adamlar dinlemek " demedi.
ben de kalkıp ona " asıl dalyarak sensin, anlamadığın şeyleri anlıyormuş gibi yapıp kendini yüceltmeye - bakın ben ağaçkakanın bahsettiği kavramları biliyor, adeta yaşıyorum - demeye çalışıyor ve bana hakaret ediyor, beni küçük düşürmeye çalışıyorsun " demiyorum.
ayrıca biz birbirimize " bazıları " demiyoruz.
göte göt diyoruz.
ama ağaçkakan başlığında ufaktan bana da kaymış, sağlık olsun. herkes aynı fikirde olacak diye bir şey yok tabi. mesela ben teoman karadenizi sol kısımda görünce dayanamıyorum, inme geliyor, dilimi ısırıyorum sinirden.
ama başka birisi de o başlığa teo hakkındaki hoş fikirlerini yazıyor ve sol kısma çıkmasını sağlıyor.
ama o kişiye kalkıpta " bazılarının yüzündeki sahteliği göremediği adam " demiyorum.
çünkü ben birisine " bu " ya da " bazıları " diye hitap etmeyi hakaretle bir tutuyorum.
dar kafalı demiş, nema problema.
ama dar kafalı kalıbını bir açması gerek hele.
acaba ben mi dar kafalıyım ? yoksa özgünlükten yoksun bir farklılıkla piyasaya çıkan ağaç mı ?
he, müşkülpesent progresif hiphop he...
progresif kavramı nerelere düşmüş diye düşündüm. şimdi ağaçkakan da progresif diye anılıyor, camel adlı şahane progresif rock grubu da.
evet, biz salağız anlamıyoruz. fakat kendisi bir mütedahi, bizim göremediğimiz şeyleri görüyor, bizden daha bilgili ve bizim sıçtığımız klozete sıçmayacak kadar da kibirli.
ağaç olsa şimdi " bukowskinin bu konu hakkında çok güzel bir lafı var, ' benim bokum bana herkesin bokundan daha bok kokar ' " derdi ve entelliğini masaya vururdu.
şahsen ağaçkakan benim gözümde timur karaca denen o genç yeraltı yazarı diye sunulan zippo tipli gençle bir.
bu ne dar kafalılıkla açıklanabilir, ne anlamamakla.
çünkü adam saçmalıyor !
bence saçmalıyor ! anlayabiliyor musun ? ben böyle düşünüyorum.
senin gibi düşünmek zorunda değilim.
mesela bir arkadaşım fernweh midir nedir, onu çok beğendi, hastası oldu. ben beğenmedim. o neden beğendiğini anlattı, ben neden beğenmediğimi anlattım, konu kapandı.
ama ne o bana " dar kafalısın moruk " " anlayamıyorsun, sen salaksın. müzikten, müşkülpesentten, progresiften ne anlarsın. işin gücün yarak kürek adamlar dinlemek " demedi.
ben de kalkıp ona " asıl dalyarak sensin, anlamadığın şeyleri anlıyormuş gibi yapıp kendini yüceltmeye - bakın ben ağaçkakanın bahsettiği kavramları biliyor, adeta yaşıyorum - demeye çalışıyor ve bana hakaret ediyor, beni küçük düşürmeye çalışıyorsun " demiyorum.
ayrıca biz birbirimize " bazıları " demiyoruz.
göte göt diyoruz.
