rap müzikte neden barış olması gerektiği

#215809 - bu entryi ortalama 352 saniyede okuyabilirsiniz.
  1. Yukarıdaki arkadaşlarımızın da değindiği gibi, rekabet barış ortamında da yürütülebilecek bir şeydir. Ayrıca bir insan ille karşısındakiyle rekabet etmez, kendisiyle de rekabet eder. Rekor denemelerini düşünelim mesela; bir kişi her zaman başkaları tarafından kırılmış bir rekoru geçmeyi denemez, kimi zaman kendi rekorunu ilerletmek için de denemede bulunur. “Kendini aşmak” diye de bir tabir vardır. Ama aslandan kurtulmak için “Dursun'u geçsem yeter” diye düşünen Temel'in mantığıyla hareket edilirse kimse kendini aşmaya çabalamaz.

    Rap'in karşısında bir zamanlar pop kültürü vardı. Rap, kendi içinde barışla -veya en azından “ortak amaç” çerçevesinde barışla- hareket ederse pop'u yenemese de pop'u zayıflatması veya karşısında kendini kanıtlaması kolay olurdu. Ama kendi içinde didişip duran bir grup karşısındakini alt etme başarısını gösteremez. Rap'in kendi içindeki savaş battle rap furyasını ilerletti; bunun bazı sınırların dışına çıkması da “Rap = küfür” algısını besledi. Kendi içinde mücadele etmek de rap'in doğasında olan bir şey belki; sonuçta herkesle barış içinde yaşayamazsınız. Belki belli bir seviyenin altında gördüklerinizi ringin dışına atar (“piyasadan silmek”), ringde kalanlar olarak uyum içinde bir başka mücadelenize yol alırsınız. Ama rap ringinde bu mücadele bir türlü bitmedi denebilir. Bu didişmeden bıkanlar rap'in kendi içinde ve dışarıya karşı verdiği mücadeleyi bir kenara bırakıp kendi yollarını çizdiler. Rap'teki o ne zaman kazanılacağı bilinmeyen mücadele için uğraşıp duracaklarına kişisel mücadelelerini kazanmayı seçtiler. Ve -başta düşündükleri şekilde olmasa da- kendilerini kanıtladılar. Rap mücadelesinin argümanlarına şarkılarında yer vermeyi hâlâ sürdüren ve bir zamanlar “Teknik yoksunu rap'lerin hepsini yok et”mek isteyen Ceza dahi teknik yoksunu rap'iyle gerçek rapseverlerin tepkisini toplayan Fero'nun yanında yer alır oldu. Ceza - Sagopa olarak düşünürsek elbette barış yanlısı oluruz; ama Ceza - Ben Fero söz konusu olunca bazı şartlarda barışın mantıksız olduğunu düşünmeye başlarız. Ha, koca koca adamları birbiriyle savaştırmaya veya barıştırmaya çalışacak hâlimiz yok, tercih onların. Biz içimize sinmeyen bazı şeyleri belirtiriz; oluyorsa olur, olmuyorsa olmaz. :-)

    Rap müzikte barış meselesine geri dönersek; kişinin rap gereği veya rap'in içindeki mücadele gereği birilerine savaş açmasıyla gerçekten savaş açması arasında fark vardır. Ceza X Sagopa çekişmesiyle Joker X Anıl Piyancı, Sansar X Pit10 çekişmesi aynı şey değil mesela, bunu zaman gösterdi. “Gerçek hayatta barış, rap içinde çekişme, dışarıya karşı savaş” gibi bir model de düşünebiliriz. Ama husumet gerçek hayatla ilgili olduğunda orada kimse barışık kalamaz. İkinci tür çekişme de bir noktadan sonra anlamsızlaşıyor, çünkü amaç kendini ve rap'i geliştirmek olmalı. Ama bütün mesainizi çekişmeye ayırırsanız yaptığınız rap Joker'in rap'ine döner, battle yapacağım diye hayalî düşmanlarla savaşırsanız da Allame'ninkine (Ben öyle olduğundan emin değilim de rivayetler öyle. :-) ). Bu hayalî düşmanlara saydırılan şarkılarda dinleyiciye güzel bir ürün sunulmaktadır belki, ama karşımızda gerçek bir meyve tabağı değil de plastik meyveler bulunan bir tabak bulunması gibi bir his de yaratabilir.

    “Rakip olmasın, herkes mainstream kitleye saçma sapan şarkılar besteleyip para cukkalasın diye mi?” - Bunu “Kriz kriz kaos piyasanızın tek istediği inanın.” diyen Tepki'ye yönelik olarak söyleyebiliriz; ama Türkçe rap'i temsil eden herkeste henüz bu tür bir anlayış olmadığı için tümden bir barış ortamı da yok. Her yapılana eyvallah demeyecek kişiler hâlâ mevcut. Ayrıca yukarıda dediğim gibi, rekabetin kızışması daha çok battle'ı ilerletir; battle rap dışında da saçma sapan olmayan rap türleri mevcut. Melankolik rap'in ilerlemesi için rap'in kendi içinde bir mücadeleye her zaman gerek yok mesela, hayat mücadelesi yeterli. :-)

    Rap'in içinde mutlak bir barış olmamasına rağmen herkesin -tabir-i caizse- poz kesmesindeki sebebe gelelim: İnsanlar şarkılardaki, dizilerdeki, futboldaki... çekişmeyi şiddet olarak gerçek hayata taşıyabilmekte, şarkının sadece şarkı olduğunu, futbolun sadece oyun olduğunu, dizinin sadece kurmaca olduğunu unutanlar var. Fanların birbirine girdiği (Joker & Flowart), taraftarların rakip takım taraftarlarına sayıp sövdüğü, dizideki sevilen karakteri dizide öldüren oyuncunun gerçek hayatta dayak yediği... bir ülkede tabii ki kendi içinizde mücadele içinde olsanız da barış çağrısı yapmak durumundasınız. Ha, bu tür çağrılar kimi zaman “Ben insanlara saygı duyayım ki insanlar da bana saygı duysun. Kimse tavuğuma kış demesin.” minvalinde yapılır, ama sonuç olarak bir anlamı vardır. Norm gibi herkese kafa tutacağınıza böyle bir anlayışla da olsa barış yanlısı olun, bu bazen daha iyi. Ama en başta siz barışı ihlâl ediyorsanız ya da kişilere karşı olmasa bile sanatın kendisine saygısızlık ediyorsanız “İlk Kural Saygı” demeniz bir tür çarpıtma olur.

    Muhalif'in bir sözü var; “Arası herkesle iyi olanlar yav***tır” diyor (Şeyt6n). Bu, herkesle barışık yaşanmasının mantıklı olamayacağını güzel özetleyen bir söz; çünkü herkes bir değil. Herkesin sizinle aynı görüşte olduğu yerde herkesle barışık yaşayabilirsiniz, belli meselelerde görüş ayrılığınız olan yerde de bu mümkün; ama taban tabana zıtlığın olduğu bir yerde barış mümkün değildir. Çatışma ortamı yaratmayabilirsiniz ama bu da her zaman barış demek değildir.

    Kişiler arası çatışmaların şarkılara taşınmadığı, battle rap'te küfürlerin edilmediği, fanların kızıştırılmadığı bir ortam isteyerek “barış” demek mantıklı; ama bu herkes birbiriyle iyi geçinecek, kimse kimseyi eleştirmeyecek demek değil; çünkü öyle bir şey mümkün değil. Bir rapçi tasvip etmediği tarzları, tasvip etmediği rapçileri, tasvip etmediği dinleyici kitlesini her zaman eleştirecektir ki hakikaten rap yapmış olsun. Diğerleri kendi mücadelelerini kazanışlarının muhabbetini yaparken rap'i kelimenin manasına (sert eleştiri) sadık kalarak icra edenler battle ve protest rap'ler yapmaya devam edecektir. En azından iki tane kutup var ve bu kutuplardan biri kendini diğerine uydurmadıkça tam anlamıyla barış olmaz. Dinleyiciler açısından da bu böyle, belli tarzları sevmeyenler her zaman olacaktır, dislike'lar hep atılacaktır.

    yorumlayan adam

    20/4/2020 14:39 ~ 20/04/2020 14:40
        heart_plus : 0 stat_minus_2 : 0