killa hakan

#190923 - bu entryi ortalama 483 saniyede okuyabilirsiniz.
  1. bu giriyi kreuzberg-killa hakan-rap üçgeninde yazacağım. meraklısı olan okur, merakı olmayan da yarıda bırakır o yüzden ilginiz yoksa boşuna zamanınızı çalmak istemem.

    Kreuzberg nasıl oluştu?

    Türkiye'den gelen Türklerin çok küçük bir kısmı Berlin'e gidiyordu. Almanya'da işlerin yolunda olduğu çokça eyalet vardı ve insanlar buralarda yaşamını kurmayı daha sağlıklı buluyordu. Sonrasında Berlin Hoş geldin parası veya ayakbastı parası gibi bir para vermeye başladı. Berlin'e giden bir Türk aldığı Hoşgeldin parası ile eve çıkabiliyor aile yaşantısı kurabiliyordu. Bu yüzden çok cazip geldi. Berlin ise yaşamındaki sorunlar nedeniyle bu sayede insanları işçileri şehrine çekebildi. Buradaki türkler ise kreuzberg semtinde toplanmaya buralarda yaşam kurmaya başladı derken kocaman bir türk mahallesi oldu. Kreuzberg ise o dönemde Berlin'in en ucuz en girilmeyecek adeta Bağcılar'ın arka mahallesi tadında bir yerdi Almanya için. İş konusuna gelirsek firmalar, işyerleri vs tamamen seni kapmak için yarışır bir haldeydi. Olağanüstü bir işçi talebi vardı. İş ayağına geliyor derler ya tam olarak öyleydi. Kapitalizmin güzel seneleriydi.

    Killa Hakan'ın nesli, kimdir, nelerle karşılaştı?

    Buraya giriş olarak dedemden başlamak istiyorum. Dedem Türkiye'deyken köy ensitüsülerinde okumaya başlıyor ancak kapanınca da eğitimi yarıda kalıyor. Üstüne de babası ölüyor, annesini zaten çok küçük yaşta kaybetmişti. Uzun süre tek başına ailesine bakıyor, Yalnız ve altı kardeşi var. Dedem köydeki kooperatifi hem kurdu hem de yönetti. Daha sonrasında almanya işçi almaya başladığında ilk olarak kooperatifteki insanları istiyorlar. Dedem ve küçük kardeşi yanlmıyorsam 20'li yaşların sonlarındaydı. Toplandılar iki kardeş gittiler. Dedemin o dönemde iki çocuğu da var. eşi ve çocukları da türkiye'de. Bir süre böyle devam ediyor, babam vs türkiye'de büyüyor sonrasında ise Almanya'ya taşınıyor. 8 yaşında türkiye'de eğitimine başlamış köyden başka bir hayat görmemiş bir çocuk almanya'ya gidiyor. Dedem de nenemde günde iki vardiya çalışıyorlar. Niyetleri kazanç sağlamak ve kısa sürede Türkiye'ye geri dönmek. Ortalama bir evde iki aile ya da yanyana tutulmuş dairelerde kardeşler kalıyor ve kuzenler de kardeş gibi büyüyor. Sabah 5 gibi çıkıp eve gece 11-12 gibi dönüyorlar. Bu arada da çocuklar yalnız başına büyüyor Kreuzberg'te. Bu sırada dedem tüm kardeşlerine de bakıyor, hepsine para da gönderiyor eğitimini de sağlıyor. Bu kardeşlerinden birisi vali, ötekilerinin hepsi de öğretmen oluyor. Bunlar da dedem ve nenemin almanya'da afedersiniz it gibi ve en rezil işlerde çalışmalarıyla gerçekleşiyor. Aynı şekilde dedemin neslindeki birçok insan ailelerini kardeşlerini açlıkla sınanmaktan kurtarabiliyor. Bu sırada feda edilen ise çocukları oluyor. Kreuzberg gibi bağcılar'dan bozma bir semtte kendi kendilerine yol bulmaya çalışıyorlar. Kat sayısı çok keskin bir yaşam, doğru yöne gidersen inanılmaz olanaklar var, kötü yöne gidersen seni öldürecek yüzlerce seçenek var. köyde kalmış olsaydın ya okurdun ya da çiftçilik yapardın ama Kreuzberg'te veya diğer şehirlerde de hayat çok başka olanaklar sunuyor. İlk neslin birçok çocuğu bu dönemde -killa hakan ile yaşıt- uyuşturucu, alkol veya binbir türlü çeşit mafyacılık ile canlarını kaybetti. Daha iyi yaşam için gelen aileler çocuklarını kendi evinin içinde kaybettiler resmen. Bu çok acı, tarif edilemez. Buna Alman hükumeti çok sonra uyandığında ise spor kulüplerinin kurulmasına aynı şekilde sanat evlerinin arttırılması ve gençlerin sokaktan öte bir uğraş ile zaman geçirmelerini sağladı. Ama bu arada kaynayan nesil kaynadı. Kısaca Killa Hakan'ın geldiği nesil gerçtekten kayıp bir neslin fotoğrafı gibi. Bu altyapıya baktığımda bazı davranışlarını vs kendi içinde anlamlandırabiliyorum.

    Türk mahallelerinin çok baskın olmadığı yerlerde Türk aileler almanya ile daha iyi uyun sağladı. Çocukları daha iyi eğitim alabildi. Bir şekilde bir alman çocukla tanışmak arkadaş olmak insanı daha iyi yapabiliyor ve yön bulmasına da yardımcı olabiliyordu. Türk çocuklarının beraber okuduğu sınıflarda ise iki boşluk birleşiyor üç boşluk birleşiyor karadelik gibi oluyordu.

    Düşünce dünyası killa hakan gibi olan bir nesil var Almanya'da. Birçok çelişkiyi de iyiliği de kötülüğü de içinde barındırıyor.

    Ben Almanya'dan Türkiye'ye geldiğimde hemen hemen tüm tepkiler olumsuzdu. Ama dönüp baktığımda, almanya'ya gittiğimde eski arkadaşlarımı gördüğümde şanslı da hissetmiyor değilim. Kimisi facebook'ta mercedes'te yönetici kimisi ikea mobilya tamircisi kimisi ise tamamen yolunu kaybetti, tutunamıyor, kimileri de maalesef yaşamını uyuşturucu boku yüzünden kaybetti. Aşağı yukarı 30 arkadaşım var hala ortaya çıkan fotoğraf çok uçlarda. Seni iyi yola götürecek olan o kelebek etkisini yakalaman gerekiyor. Onu yakalayınca da işler inanılmaz kolay oluyor. Okuyacağım dediğinde okuyabiliyorsun ve iyi paralar da kazanabiliyorsun ama zihinsel altyapısı çok sakat bir bölge hala Kreuzberg.

    Boe B – Killa Hakan ve Rap

    Boe B rap yapmaya başladığında ingilizceydi. Öylesine de değildi bu rap. O dönem Almanya'da bulunan askerler de dinliyordu, rap'i takip eden Berlin'deki camia da dinliyordu, kısaca kaliteli bir iş ortaya koyuyordu. Sonrasında türkçe yapmaya başladı. Rap ve ticaret, o dönemde edebiyat ve ticaret kadar aptalcaydı o yüzden hiphop daha çok sokaktan kurtulmak bir uğraş edinmek bir spor bir hobi gibi görünüyordu. Bir gencin kafasına yarın takılacağı çakal sürüsü değil hiphop olsun spor olsun sanat olsun vardı. Boe B ise Killa Hakan'ı sokakta kaybolmasın gelsin hiphopla uğraşsın diye bu işe soktu. Temelinde iyi rap veya kötü rap gibi bir durum yoktu. Boe B öldükten sonra Killa Hakan bırakmadı hepimizin bildiği gibi devam etti. Boe B bayrağını killa'ya vermek gerçekten çok büyük bir yük olur. Killa'yı eleştirdiğim nokta ise hep bu çıkış noktası oldu. Boe B'nin işleri daha profesyonel daha hiphopla ilişkili ve edebi olarak da çok kuvvetli bir rapti. Yaşamış olsaydı muhtemelen bugün Kreuzberg'in Entelektüel yüzü olduğu gibi gurbetçilere yönelik olan haklı antipatik bakış açısı da bir parça kırılırdı bir ihtimal.

    Killa Hakan ve Rap

    Killa Hakan'ın rapini beğenmiyorum. Yaptığı türü de dinlemiyorum daha doğrusu. Bence olmaması gereken olsa bile çok az yapılması gereken bir tür. 2 ay kulağım killa duymasın sonrasında ortalama bir işini dinleyim güzel gaza getiriyor ama iki üç parçasını arka arkaya dinleyemiyorum. Eğer rap'in konusunu 360 derece olarak düşünürsek Killa Hakan sadece 10 derecelik bir alanda. Geçen konuştuğumuz çok yönlü rapçi meselesi gibi hiç değil. Çakılı defans oyuncusu gibi Killa Hakan. Bulunduğu semtte yaşanan sorunları, gelecek kaygılarını, neslini, hasreti vs anlatabilecek birçok konusu varken işi sadece vurdu kırdı oldu.

    Kariyerine de yanlış devam ediyor. Bu kadar yükselmesinin arkasında Ceza da var. Sahip olduğu yeteneğin çok üzerinde bir noktaya taşıdı Killa'yı. Bu da bir parça zarar. Süper ligde Alanyaspor'da iyi top oynayan bir futbolcuyu şampiyonlar ligi çeyrek finaline koymak gibi. Killa Hakan biraz daha kültürün içinde kalması gereken bir renk olarak düşünüyorum. Tüm türkiye'ye açılma gibi hevesleri kendisine ters vurdu, vuruyor da.

    Kaşarlanmış gazetecilerin konuk olduğu programda her soruya atladı, içinden geldiği gibi cevap verdi. Politik düşünmedi, Bir şey olur mu düşünmedi. Oto-konrolsüz bir şekilde Cengiz'in ekmeğine yağ sürdü. Ne albümünü konuştu ne de son klibini konuştular. Varsa yoksa dissler ve çatışma yaratan konular konuşuldu. Benim sempati duyduğum Killa, biraz daha işin içinde olan, kültürün içinde kalandı. O kafayı dışarı çıkardığında maalesef rap dinlemeyen sadece olanı yiyen kitle tarafından yeni boys anılar gibi görünüyorsun ve bu da çok zoruma gidiyor.

    Vurdulu kırdılı konuşmalarının arkaplanında neler olduğunu biliyorum ama netd aboneleri veya Cengiz Semercioğlu takipçileri bilmiyor. Bu yüzden de alaya alınan bir rapçi oluyor.

    Dinleyicilerine sunması gereken iki şey var şu aralar. Tüm hayat hikayesi, ne kadar röportajı varsa hepsi boys36 ve sokaklar üzerine. Hapisten o kadar bahsediyorsan neden o kadar girip çıktın bir şekilde dinleyicilerine sunman gerekiyor. Polis seni rastgele almaz içeriye. Twitter'da paylaşıyorsan tam olarak niçin olduğunu da paylaşman gerekir. Diğer bize anlatması gereken ise doğrudan rap; dedikodulardan disslerden sıyrılmış kemiksiz bir şekilde flow radyodaki gibi bir röportajlar gibi bir röportaj gerekiyor.

    Samimiyetine 100 üzerinden 100 veririm. Kalbi temiz, içinde farklı iyilikleri ve kötülük diyebileceğimiz şeyleri de barındırıyor. Aslında bir şekilde geldiği neslin sesi de sayılabilir. Müziği Berlin'de de böyle bir ses var olarak kalsaydı daha çok severdim. Mainstream'i taşıyabilecek kültürel donanımı da medya yönetimi de yok maalesef.

    yazıda imla hataları ve anlam düşüklüğü bolca vardır, bu yüzden özür dilerim.


    anonim

    17/9/2019 17:32
        heart_plus : 7 stat_minus_2 : 0