killa hakan

#190881 - bu entryi ortalama 240 saniyede okuyabilirsiniz.
  1. Besbelli ki yanlış anlaşılmalar olmuş. Suriyelileri kınamıyoruz. İnsan, her şeyi yapabilir. Yaptığı şeylerin altında korkunç bir nedensellik silsilesi vardır ki akıl almaz. Zannımca kader denen şey de budur ve kişi iddaasıyla imtihan edilir, Eyvallah. Zaten hali hazırda Suriye'de ülkesi için savaşan insanlar var. İstanbul'un işgal yıllarında ahalinin bir kısmı sosyetik partilerde işgalci subaylarla kırıştırırken, bir kısmı Anadolu'ya silah kaçırıyordu. Hatta pek bilinmez ama cephe dışında silah kaçırırken tespit edilip, şehit edilmiş nice büyüğümüz vardır.
    Büyük konuşmak iyi midir kötü müdür bilemem. Bazen bir motivasyondur. Bazen bir imtihandır. Ama belki de imtihan olmak gerekir. şu kısa hayat zarfında hasbel kader ölüm korkusunu yaşadığımı düşünüyorum. Defalarca tehdit de edildim, eli silahlı bir ordu adamla burun buruna da geldim. Bunun pek detayına girmek istemiyorum ama Türkiye'de bu işler en uç hangi boyutta olabilecekse onu yaşadım diyebilirim. Ne kadar berbat bir şey biliyorum. Sonra şu noktaya geldim. Biz milyar küsür insandan sadece biriyiz. Ölümümüzün pek de bir ehemmiyeti yok. Büyütmenin de bir lüzumu yok. Ayrıca ölüm korkusuyla yaşamaktansa öleceğin davayı kendi seçmenin daha büyük bir his olacağını düşünüyorum.
    Gelelim kınama mevzuna, bir insan veya toplum yanlış yaptığında bunun yanlış olduğunu görmek ve söylemek ile kalpten kınamak farklı şeylerdir. Ben bunu kırmadan anlatınca ve altındaki nedenselliği ifade edince onu kınamış olmuyorum ki. Kırılıyorsa da çok kırılgandır kusura bakmasın. Kırılgan insanların da biraz ben böyle bir şey yapıyorum ama ne tepki alırım diye düşünmesi gerekiyor. Kimseyi kırmadan yaşamanın yolu yok. Kısacası yanlışın Yanlış olduğunu görmen veya söylemen elzem. Çünkü etrafından ibret almazsan etrafındaki hale uyum sağlarsın, sen de yanlış yaparsın.
    Taraf seçme kısmına gelelim. Ben isim dahi vermeyeceğim. Tenezzül edin, ister burada ister Avrupa'da sokağa çıkın ve gördüğünüz her suriyeliye suriye'de hangi tarafı destekliyorsun diye sorun. %99 aynı cevabı alacaksınız. İşte o cevap doğru cevap.
    Dünya'da teknik gelişiyorsa, sende uyum sağlamakla yükümlüsün. Devletleşme kültürünün koşullarından biri de bu. Bu zamanın savaşı o zamanın savaşından zordu diye pes edemezsin. Tüfek çıktığında Köroğlu'muz tüfek icad oldu mertlik bozuldu demiş. İstiklal Harbi'ni tüfek devrinden çok çok sonra kazandık. Çanakkale cephesindeki devasa Avrupa zırhlılarını, sayıları, teknik üstünlükleri düşünün. bugünki suriyeye harbinden çook daha büyüktür o günki düşmanımız. Belki hava kuvvetleri olarak şimdiye göre çok zayıflardı. Mühim değil.
    15 temmuz bahsine gelirsek. Şehir dışındaydım, ne yapardım bilmiyorum. Ama 78 yaşındaki dedem haberi aldığı gibi sokağa çıktı. Bir sürü fotoğrafları var tankların üstünde. Bir sürü arkadaşıma ateş açıldı. Bir sürü arkadaşımın gözünün önünde oluk oluk insanlar öldürüldü. O insanların kaçışırken bir görüntüsü var mı?
    Son alarak fen bero; "siz milli mücadeledeki gibi farklı devletler arasındaki bir savaşla iç savaşı karıştırıyorsunuz. İç savaş kapı komşunun elin keleşle karşına dikilmesi demek" demiş. Birincisi biz milli mücadelede devlet değil örgüttük. Osmanlı hanedanı işgal altında ve eli kolu bağlı idi. Örgütlendik ve savaştık. Savaşı kazandıktan sonra Türkiye Cumhuriyeti'ni kurduk. Yani ortada iki devlet arasında savaş yoktu. Sivil örgütlenme ile devasa batı emperyallerinin savaşı vardı. Nereden baksan Suriye harbinden daha zordur. Peki o dönemde iç karışıklıklar olmadı mı zannediyorsunuz? Kars'da Erzurum'da Ermeni'ler tarafından öldürülmüş minik bebeleri bilir misiniz? Peki balkan harbindeki yunan, bulgar, falan filan çeteleri bilir misiniz? Ya seksen? Babamın gözü önünde canından çok sevdiği yegane arkadaşı vuruldu. Dedemin babası daha Gazi Paşa henüz Samsun'a çıkmadan sivil imkanlarla çeteleşip Fransız'ı kovmuştu. İşte devletleşme kültürü bu. Bin türlü bela yaşasan bile atlatabilmen, toplanabilmen, dağılmaman, belki de iç karışıklıklar geri dönülmez raddelere gelmeden olaya el koyman.
    Kısacası Suriye iç harbini çok dramatize etmeyin bence. Dünya'da ne acılar yaşandı. Sıraya koysan sıra gelmez suriyeye. vesselam

    Tanım: suriyelileri aşağılamamış olan rapçi.

    anonim

    17/9/2019 14:08 ~ 17/09/2019 16:04
        heart_plus : 0 stat_minus_2 : 0