wu-tang: an american saga

#188701 - bu entryi ortalama 445 saniyede okuyabilirsiniz.
  1. evet, dizi 04.09.2019 tarihinde hulu'dan ilk üç bölümünü yayınladı ve bunun üstüne de malum ortamlardan indirilebilir hale geldi. ilk 3 bölüm özelinde genel olarak çok beğendim, hoşuma gitmeyen yönleri de var bunları aşağıdaki spoiler ibaresinin içinde inceleyeceğim. ilk 3 bölümün herhangi birini izlemediseniz aşağıdaki yazıları okumanız size wu-tang clan hakkında bilgi verecek olsa da an american saga hakkında da fazlasıyla spoiler verecektir.

    --- ilk 3 bölüm itibariyle spoiler ---

    çevre: new york eyaleti. genellikle staten island'ın stapleton ve clifton mahallelerinde geçmekte. park (killer) hill adlı toplu konut clifton'da yer alıyor.

    her şeyden önce karakterlerden başlamak yararlı olacaktır. zira hiçbiri günümüzde kullandıkları mc isimleri ile karşımıza çıkmıyorlar.

    bobby (rza): stapleton'lı olmasına rağmen mahalleci değil. wu-tang'in beyni olarak nitelendirilen bu arkadaşı sinirli ergen bakışları ve bunları tamamlayan hareketleri olan bir arkadaşımız canlandırıyor. şu ana kadar vokalini çok duyamasak da rza'nınkine pek benzetemediğimi söylemem gerek.
    sha (raekwon): killer hill'den. bobby'nin bebelikten arkadaşı. bu arkadaşı canlandıran oyuncuyu raekwon'un fiziksel yapısına uyduramadığım için hep bir soru işaretiyle izlesem de oyunculuğunu ve vokal tekniğini beğendim.
    dennis (ghostface killah): stapleton'lı. canlandıran oyuncuyu başarılı buldum, gfk'in umursamaz tavırları var. tekniği ve sesini benzer buldum.
    ason (ol dirty bastard): esasında brooklyn'li olan odb'yi staten island'lı gibi göstermelerine anlam veremedim. belki benim bilgi eksikliğimdendir ama istanbul'da yaşamayıp 3 istanbul takımından birini destekleyerek her hafta deplasman hayatı yaşayan başarı aşığı taraftarcıklara benzetilmiş. ek olarak oynayan oyuncu tam anlamıyla inanılmaz. hareketleri, vokalleri ve geri kalan her şeyiyle odb'yi kendi oğlunun oynadığını düşünmek işten bile değil. **
    shotgun (method man): killer hill'den olmasına rağmen mahallecilik yapmayan bir başkası. dave east ödevini iyi yapmış ve ortaya çok iyi bir meth performansı çıkmış. kendisi de mc olduğu için meth'in flow'larını tekniğini öğrenip buna göre yapsa da, ses değişik kalıyor. bunun için de yapacak bir şey yok.
    gary (gza): brooklyn'li. kendisine ilişkin çok bir şey daha göremesek de tekniği ortalamanın üstünde gibi.
    rebel (inspectah deck): daha piyasada yok, credits'ten yazdım. ama çok sevdiğim bir mc olan joey badass oynamış. ben iyi olacağını düşünüyorum.

    divine: bobby'nin abisi. dennis, ason ve nispeten de olsa bobby'nin patronu.
    power: sha'nın patronu.


    dizi bir drive-by sahnesiyle başlıyor. evinde iki engelli kardeşi ve alkolik annesiyle yaşayan dennis, kardeşlerini beslerken power ve sha dennis'in evini tarıyorlar ancak hiç kimse zarar görmüyor. bunun üzerine dennis patronu divine'a bu durumdan bahsedip misilleme yapmak istediğini söylese de, divine bunu kabul etmiyor. sonrasında anlıyoruz ki power ve divine staten island'daki iki farklı torbacı ve aralarında bir iş rekabeti söz konusu. başarısız saldırıdan sonra sha, saldırıda kullandığı tec-9'ı bobby'ye bırakıyor ve hazır da oraya gitmişken bir süredir beatini ufak ufak duyduğumuz 7th chamber'ın ilk verse'ünü kaydediyor. divine, kardeşi bobby'yi de yanında çalışan dennis ve ason gibi işe çekmeye çalışsa da bobby aklı beş karış havada sürekli müzikle ilgilenen bir genç olarak resmediliyor. hatta, dennis ve ason kendisinin müziği bu kadar önemsemesiyle baya taşak geçiyorlar.

    özgürlük heykelinin hediyelik eşya kısmına iş konuşmak için gittiklerinde karşımıza kaset çalarda rap dinleyip söz yazan mağazanın müdür yardımcısı clifford "shotgun" smith çıkıyor. dennis'e mekanında gayrimeşru kovalanmasını istemediğini belirtip kibarca herkesi mekandan kovuyor. gitmeden önce bobby, shotgun'a bir ara uğramasını ve kayıt yapmalarını söylüyor. bunun üstüne bring da pain'in ilk verse'ü kaydediliyor. bu sırada bobby sha'yı oraya çağırıp kendisinin de bir verse okumasını istese de, sha zehir tacirliğiyle meşgul olduğu için gelemiyor.

    burdan sonrasını daha hızlıca anlatacağım. bobby'nin alması gereken bir teslimatı, elektronik mağazasında yeni drum machine'i çalarken enselendiğinden çağrı cihazını kapatan bobby almadığından, bu esnada da bobby'nin kız kardeşiyle sevişen dennis'e de ulaşılamadığından divine kendisi gidip enseleniyor ve hapse giriyor. bütün iş bobby ve dennis'e kalıyor. bir süre işlerini götürüyorlar, bu esnada bobby çok istediği makineyi alsa da power ve sha, bobby ve dennis'in bütün parasının ve malının bulunduğu zulasını yaktığı için makineyi satıp abisine avukat parası yapıyor. bu esnada bir yer de sha'yı taş pişirirken görüyor ve power'ın ona "chef" dediğini duyup tebessüm ediyoruz.

    bu olaylar devam ederken bir yandan, dennis'in yakın arkadaşı jah-son'un torba işinin büyük babası jamaikalı abiyi manitasıyla kendisini iş üstünde videoya çekerken basıyor ve pahalı mücehverlerini çalıyor. bunun sonucunda jah-son ölüyor ve dennis cenazeye sarhoş gelip tedarikçilerini tehdit ediyor, bunun üstüne de bobby ve dennis oyun dışı kalıyor. bobby aslında hiç yapmak istemediği uyuşturucu meselesinden çıktığı için sevinse de abisine para gerektiğinden dolayı ne yapması gerektiğini düşünüyor.

    bu sırada, jah-son'u öldürdükleri için staten island toplumu tarafından öcü ilan edilen tedarikçiler, arkadaşları olan ve o dönemde yeni çıkmış çok popüler olan follow the leader'ın sahibi eric b. ve rakim'i getiriyorlar. gecenin büyük ödülü olarak da battle'ı kazanana $5.000 verileceği söyleniyor. yalnız buradaki battle iki taraf arasında değil, mc'lerin hepsi sırayla çıkıp bir şeyler söylüyor. ason, dennis, gary, shotgun sahne alıyor ardından bobby çıkacakken brooklyn'den gelen üç hebele hübele jamaikalı geliyor ve eğlenceli flow'lu ama boktan sözlü (bugünkü yarrak gibi rap'lerin atası) söyledikleriyle ortamı baya canlandırıyorlar. bobby çıkıp kendi yaptığı beat'i dj'e veriyor ancak kaset bozulduğundan dinleyiciye ritim tutturuyor. sonrasında kendisinin nasıl binlerce sperm arasından ta buralara kadar geldiğini dolayısıyla doğuştan kazanan olduğunu anlatan parçasıyla dinleyici tarafından çok da olumlu bir tepki görmüyor.

    etkinliği düzenleyen ekipte bulunan ancak son zamanlarda bu uyuşturucu mevzusundan pek de hoşlanmadığını anladığımız sha, bobby'ye destek olmak için yanına geliyor ve bobby niye katılmadığını sorunca ufak bir iki rap yapıp gidiyor. bölümün sonunda ise, battle'da yarışanlar bir aradayken bobby brooklyn bebelerinin kazanmalarının en büyük nedeninin bireysel olarak değil de ekip olarak yarışmaları olduğunu söylüyor ve wu'ya göz kırparak bölümü kapatıyor.

    "i want to rub your ass to the moon shine", "how you ain't got my shit when i let you hold it", "good morning vietnam" ve daha hatırlayamadıklarım gibi wu'nun şarkı sözlerine çakılan selamlar da ayrıca çok hoş olmuş.

    şimdi eleştireceğim noktalardan ilkine geliyorum. bu u-god nerede? sonuç itibariyle bu adam albüm kayıt edilirken hapiste olsa da, da mystery of chessboxin'de verse'ü var ve çeşitli skit'lerde de kendisini duyuyoruz. sezonun sonlarına doğru çıkmazsa zaten sinirli olduğum rza'ya daha da sinirlenirim. tamam, wu-tang clan'in oluşumunun büyük bir bölümü rza'yla alakalı bunu herkes kabul ediyor. ama rza'nın hayat hikayesini, bebeyken yaşadığı sıkıntıları görmek de gereksiz geliyor diziyi izlerken, dolayısıyla da yukarıda hiç yer vermedim görüldüğü gibi. hiç zannetmiyorum ama, umarım rza'nın ben yaptım tavrı ilerleyen bölümlerde azalır da şarkıların hikayeleri, wu'nun oluşumu gibi aslolan şeyleri daha fazla görürüz.


    --- spoiler bitti gönül rahatlığıyla okuyunuz ---


    evet, benden bu kadar. altyazıya ihtiyaç duymayanlar bir an önce izlesin, duyanlar da izlesin hatta. hem çok ağır bir ingilizce yok hem de ingilizce altyazı sayesinde ingilizceleri gelişir. dil öğrenmenin önemine ilişkin kamu spotunu da yaptığıma göre bu yazıyı noktalıyorum. gelecek bölümlerle alakalı bir şeyler de karalarım diye düşünüyorum.

    felax

    5/9/2019 10:05 ~ 05/09/2019 10:47
        heart_plus : 5 stat_minus_2 : 0