olasılıklar

#185963 - bu entryi ortalama 694 saniyede okuyabilirsiniz.
  1. Sözler:

    Sansar Verse

    Şimdi bütün olasılıklar da yine benim
    İnsanların tehlikesi benim için gibi
    Benim için oynuyorsa oyununu biri
    Bilin: Elimine ederim, “Bedeli benim.” derim

    Tüm yeni okula: Benim tavsiyemi bilin
    Kuralları bilin, bir de kuralları yenin
    Krallarım benim, kararlarım benim benim
    Değil derin yalanlarım, bir tek benim değil

    Değinmedim dediğimde yine meyil verin
    Değinmedim dediğimde yine değin derim
    “Bilindiğim yerdeyim her daim” dedim dedim
    Bilindiğim biriyim, işimi bilin bilin

    Şu kafamın içindeki sorunlara gelin
    Bana çözümlerle gelin bir de doğruları verin
    Ama doğrulara değindiğimde bir de deneyim
    Konulara eğildiğimde yine deneyim; aaa.


    Odry G verse

    Benim hayallerim yok, realde daha iyi
    Çünkü hayal biter ama gerçek ise daim
    Sistem senin haklarına, hayatına sahipken
    Öldürdüğün hayallere gerekmiyo' fail

    Bu benim sorunum mu bi' tek ha'di bak bana
    Bidatlara uyar isen geleceğin kapkara,
    Bi' dak'kada bir patlama bi' şans ara; kitaplara
    bi' bak, çünkü bu dünyada yaşamanın bi' nedeni var

    Para pul seni senden alıp gider ama
    onu bul seni sen yapamıyorken konumun
    Konuların hiç önemi yok; sonumuz
    iki metre çukur olur, işte konu bu!

    Bu benim istediğim gibi
    Bütün odakların ortasında beklediğin için
    Çünkü zorlanırsın bitirmeye başladığın işi,
    bir de meyve veren ağaçları taşladığın için


    Char Lee verse

    Ben deli oluyorum bu düzene, deli
    Eli tutup kolu alır, iter geri geri
    Gidiyorum ama sonu ne olacak?
    Toparlayamadım aklım başımdan gittiğinden beri

    Serin tutuyorum kafamı, hep serin
    Yürüyorum yolumda ben, yolumdan geçip
    gidenlere bakıyorum tek tek seçip
    Sonra geleni de yakıyorum hep hep kesip

    Sonu kesin değil hayatımın
    İçindesin deyim yerindeyse
    B*ku yemiş gibiyim
    Biliyo'sun bunu sen de, di' mi?

    “Ah” çekerek olmaz, yürü be koşma
    Savaşım boş, yo ışıklar loş
    Bak, karanlık hoşsa geceler coşsa
    Ecelim olsa, olamam korkak
    (Olamam korkak)


    Sansar Salvo Şarkılarına Şerh Denemeleri - 2 (1 için bkz. #177642)

    Sansar Salvo deyim yerindeyse tekerleme tadı veren bir verse yazmış. Ama amacı kelime oyunu yapmak değil, “bir şeyler anlatırken kelime oyunu yapmak”. Yani sadece hüner gösterisi yapmayı amaçlamıyor; hem bir mevzuya değiniyor, hem de hüner gösterisi yapıyor.

    “Şimdi bütün olasılıklar da yine benim” - “Her an her şey olabilir” mesajı veren bir cümle. Sagopa Kajmer “Kendim İçin”de “Bugün ölebilirim / Şu an ölebilirim / Her an ölebilirim” diyordu. Sansar Salvo da başına türlü iyilikler ve kötülükler gelebileceğini söylüyor. “Yine benim” diyerek de bu ihtimaller silsilesinin geçmişten beri var olduğuna ve o zamandan beri bunun bilincinde olduğuna işaret ediyor.

    “İnsanların tehlikesi benim için gibi” - İnsan hayatta bazen bütün okların kendisini hedeflediği düşüncesine kapılabilir. Çevresindeki insanların öfkesi, nefreti, kıskançlığı... sanki hep ona yönelikmiş gibi, insanların ona garezleri varmış gibi hissedebilir. “Tehlike” kelimesi olayı istek boyutundan zarar verme potansiyeli boyutuna taşıyor tabii. Bizim için tehlikeli olan insan, bize zarar vermek isteyen ve bu isteğine üç aşağı beş yukarı ulaşma imkânına sahip olan insandır. (Ya da sadece ismen insan. Her neyse...) Sansar da kendisine doğrultulduğunu düşündüğü oklardan bahsetmiş. Gerçek hayatta böyle bir hisse kapılmasına gerek yok; bazen gerçekten yaşamadığı şeyleri de anlatır bir sanatçı.

    “Benim için oynuyorsa oyununu biri / Bilin: Elimine ederim, 'Bedeli benim' derim” - Bir önceki cümlede genel bir tehlikeden bahseden Sansar bu kez çerçeveyi daralttı. “İnsanların tehlikesi benim için gibi” derken içinde bulunduğu duygu durumundan bahsediyordu; ama şimdi “Hislerim beni yanıltmıyorsa, gerçekten de benim için kötülük düşünen birileri varsa” hesabı bir geçiş yaptı. Elimine etmek ortadan kaldırmak demek. Yani “Ben bu oyunu bozarım.” diyor. “Bedeli benim” de “Karşında beni bulursun.” demek. Tuzağa düşürülmeye çalışılan av genelde uzaktan izlenir. Bu av bire bir karşılaşmaya cesaret edilemeyecek bir av olabilir. Sansar da “Tuzağına düşmem ve karşına çıkarım.” diyor. “Yaptığının bedelini misliyle değil, kendi yapabileceğimle öderim.” demek istiyor.

    Sansar ilk dörtlükten sonra rap'le ilgili sözlere geçmiş. Yeniyetme rapçilere tavsiyeleri var:

    “Tüm yeni okula: Benim tavsiyemi bilin” - “Dediklerimi uygulamayacak olsanız da en azından haberiniz olsun. Söyleyeceklerim önemli.” diyor.

    “Kuralları bilin, bir de kuralları yenin.” - Oyunun bazı kuralları vardır. Bunların bir kısmı gereklidir; bir kısmı da mantıksız olsalar bile yürürlüktedir. Ama belli bir yere kadar oyunu kurallarıyla oynamak gerekir. Sansar “Kuralları bilin.” derken hepsini kastediyor. Mantıklı olanlara riayet edilmesini istiyor. “Kuralları yenin” diyerek de, mantıksız olan kuralları imkân olunca yürürlükten kaldırılmalarını ve yeni kurallar getirmelerini istiyor. Riayet edilmeye değer kurallar rapin gerçekten rap olarak kalmasını sağlayan kurallar ve saygı sevgi vs., mantıksız kurallar da borusu ötenlerin borularını öttürmelerine katkı sağlayan kurallar olmalı.

    “Krallarım benim, kararlarım benim benim” - Krallar rapte ona yol gösterenler. O da ona sahip çıkanlara sahip çıkmak için “Krallarım benim” diyor. “Kararlarım benim” diyerek de, hayatta aldığı kararları birilerinin dayatmalarıyla, empozeleriyle almadığını, ona yol gösterenlerin tavsiyelerine uysa da aklını kiraya vermediğini, kararlarının son tahlilde ona ait olduğunu belirtiyor. “Krallarım benim, kararlarım benim” şeklinde birleşik olarak düşünürsek de, kararlarını krallarından öğrendiği doğrulara göre verdiğini söylemiş oluyor.

    “Değil derin yalanlarım, bir tek benim değil” - “Herkes yalan söyler” demiş Sansar; ama bunlara herhangi bir yüksek anlam atfetmemiş (Beyaz yalan, pembe yalan vs.). İnsan bazı durumlarda yalan söylemeye mecbur kalabilir; “derin yalan” tabiriyle bağlantılı olarak da mesela Rocky 3 filminde Rocky'nin, ölüm döşeğindeki koçuna maçı kaybettiğini söylememesini hatırlayabiliriz. Bir de kişinin sadece kendi çıkarı için söylediği yalanlar vardır. Sansar burada çıkarları için yalan söyleyen biri olduğunu iddia etmemiş ama kendi yalanlarının ona özel tarafları da olmadığını, herkesin benzer durumlarda benzer yalanları söyleyebileceğine işaret etmiş. Yalan bir tür kaçıştır, hesap vermekten kaçış. Herkes bazı zamanlarda çevresine hesap vermekten kaçmak isteyebilir.

    “Değinmedim dediğimde yine meyil verin / Değinmedim dediğimde yine değin derim” - Sansar rap hayatı boyunca yüzlerce şarkı yaptı. Bu şarkılarda değindiği mevzular var. Yeni nesil rapçilerin de değineceği mevzular olacak; ama Sansar onlara özellikle işlenmemiş konulara yönelmelerini tavsiye ediyor. “Meyil verin” derken, işlenmemiş bir konu hakkında düşünmelerini istiyor. “Değin derim” diyerek de bu işin sadece düşünce planında kalmamasını, pratiğe aktarılmasını istiyor. Elbette rapte “işlenmemiş konu” bulunabilir mi pek bilemeyiz. Ama kişinin özgün olması, kendi yaşadıklarından yola çıkması dinleyiciler için de önemli bir kriterdir. Kişi her ne kadar kendisi düşünüp yazsa da öncekilerin anlattığından hâllice olan anlatılar pek beğenilmez. Türkçe rapte tabir-i caizse temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp dinleyicinin önüne konulan mevzular da vardır. Bir kısmı “Bu iş böyle yapılıyor. Bunlardan bahsetmek lazım” düşüncesiyle yapılıyor da olabilir. Sansar Salvo “Benim değinmediklerime değinin” derken bu noktaya dikkat çekmek istiyor olmalı. “Değinin” yerine “değin” demiş ama ritme uydurmak için. Bir de kelimeyi türemiş fiil olarak değil, kök fiille kullanmış oluyor.

    “Bilindiğim yerdeyim her daim dedim dedim” - Sansar Salvo, onu sevenlerin kafalarında ona tahsis ettikleri konumdan uzaklaşmadığını, hâlâ aynı yerde olduğunu söylüyor. “Bir gün öyle, bir gün böyle” takılan birisi olmadığını belirtiyor. “Dedim dedim” şeklindeki ikileme hem kelime / ritim doldurmak için, hem de her daim “Eski Sansar'ı özledik.” diye gezinen insanlara sürekli açıklama yapmak durumunda kalışını yansıtacak şekilde kullanılmış.

    “Bilindiğim biriyim” - Bir insanı farklı kişiler farklı şekillerde tanımlayabilir. Bu tanımlar birbirine çok yakın ya da çok uzak da olabilir. Birinin “Çok iyi adam” dediği birine diğeri “Sevimsizin teki” falan diyebilir. Bazen de kişi dışarıya yansıttığı kişilikten / kişiliklerden apayrı bir iç dünyaya sahip olabilir; “içi dışı bir” değildir yani. Sansar da kendisi hakkında kafalarda yaratılan birden fazla kişilik olduğuna ama bunlardan tamamen ayrı biri olmadığına gönderme yapmış. “Bilindiğim biriyim.” demiş; bu sizin Sansar'ınız da olabilir, başkasının Sansar'ı da. Eğer kafanızda gerçek Sansar'dan başka bir Sansar yarattıysanız bunda sorumluluk sahibi olan kişi siz olabilirsiniz. Ama Sansar, “doğru Sansar”ı bulmanızın imkânsız olmadığını söylüyor. :-)

    “İşimi bilin bilin” - Sansar ortaya koyduğu işlerle bilinmesi gerektiğini söylüyor. “Bilindiğim biriyim” cümlesiyle bağlantılı olarak düşünürsek, işlerini doğru şekilde yorumladığımız zaman gerçek Sansar'a tanıyabileceğimiz anlamını çıkarabiliriz.

    “Şu kafamın içindeki sorunlara gelin / Bana çözümlerle gelin, bir de doğruları verin” - Bir insan, ancak içinde boğuştuğu sorunlar anlaşıldığı zaman anlaşılabilir. Onu kendi iç dünyasında boğuştuğu sorunlardan bağımsız değerlendirip hakkında doğru bir hüküm veremezsiniz. Empati yapabilmeniz gerekir. Sansar da kim olduğu hakkındaki düşüncelerden sonra kendi iç dünyasından bahsetmeye geçiyor ve dıştan içe doğru gitmiş oluyor: dıştan görünüşü / algılanışı - yaptığı işler - kafasının içi. Onu anlamaya başlayan kişinin ona yardım etmesini de istiyor Sansar, “Bana çözümlerle gelin.” diyor. Bazı insanlar vardır; “Seni anlıyorum” der ama sorunlarınızı gerçekten anlamaktan uzaktır, herhangi bir çözüm önerisi de sunmaz. Sansar “Beni anlamanız tek başına yeterli olmaz, çözüm bulun.” diyor. “Doğruları verin” ifadesi de metaforik bir ifade; doğruları elle tutulur, somut bir nesne olarak düşünüyoruz. Birine doğruları söylemek başkadır, vermek başkadır. Doğruları “söylediğiniz” zaman, kişinin yine onlara ulaşmak için belli bir yol kat etmesi gerekir. Bir anahtarın, bir hazinenin... yerini birine söylediğimizi düşünün; kişinin gidip onları bulunduğu yerden alması / çıkarması gerekir. Sansar ise artık arayış hâlinden yorulmuş bir hâlde “Doğruları verin.” diyor. Yolunu şaşırmak veya doğrulara giden yolda yorulmak istemiyor. O doğruları öğrenmek ve direkt uygulamaya geçmek istiyor.

    “Ama doğrulara değindiğimde bir de deneyim” - Sansar bu uzun yolda (rap / hayat) tecrübenin “doğrular”dan geçtiğini kabullenmiş. Tecrübe genelde yanlışlarla ilişkilendirilen, “yanlış sonrası”nda edinildiği düşünülen bir şeydir; ama o yanlışı yaptıktan sonra öğrendiğimiz “doğru” bizi tecrübeli biri yapar. Hayatın zorlukları vs. vs. hepsi birer tecrübedir; ama bir şekilde formüle edilmiyorsa, pratiğe dökülmese bile teoriye aktarılmıyorsa yaşanmışlığın kendisi “tecrübe” teşkil etmez. (Bir işte ustalaşmak da tecrübeyi oluşturur, orası ayrı. Ama orada da yavaş yavaş ilerletilen bir teknik söz konusudur. Başlangıçtan itibaren mükemmel olamazsınız; temelde bir eksik, bir yanlış bulunur.) Sansar da rapine sadece ona verdiği emekle bağlantılı olarak değer atfetmiyor; “doğrular”dan bahsetmeyi değerli görüyor ve bu yolda edindiği doğruların işini değerli kıldığını, ona tecrübe kazandırdığını söylüyor. Her zaman derin işler ortaya koymak gerekmiyor tabii; ama sürekli eğlenceye dönük işler yapmak da işi ticari plana hapseder. İnsanlara anlatacak bir şeyiniz olmalı ki işinizde Sansar'ın kastettiği manada bir deneyim sahibi olabilesiniz.

    “Konulara eğildiğimde yine deneyim” - Hayatta hep “doğru”lardan bahsetmeniz şart değildir. Sadece tasvir planında kalarak da insanlara çok şey anlatabilirsiniz. Yani her zaman öğüt vermenize gerek yok; bazen bir yaşanmışlığı çok güzel ifade ettiğiniz zaman o da sanatınıza artı değer katar. “Konulara eğilmek” derken de belli bir mevzusu olan işler ortaya koymaktan bahsediyor. İnsanlara dinleyecekleri bir ürün sunmak ve karşılığında para kazanmak işin ticari yönüdür; ama işlenmesi gereken bazı konular vardır. Bu konular kişisel de olabilir, toplumsal ve insani planda da olabilir. Sansar bu tür konuları işlemenin de sanatını ileriye taşıdığını ifade ediyor. Ona göre deneyim işin bu yönüyle ilgili; sadece bu işe zaman harcamakla ilgili değil.

    Bu kadar kelime oyunu yapar hâlde anlatmasa daha iyi olur belki; ama yine de temelde anlattığı bir mevzu var. Kelimeleri mevzuya göre mi seçiyor, mevzu mu kelimelerin gelişiyle dallanıp budaklanıyor diye sorarsak da, ikincisi ağır basıyor diyebiliriz. Öyle ya da böyle, güzel bir verse ve müzikle uyumlu. :-)

    yorumlayan adam

    16/8/2019 23:46 ~ 17/08/2019 14:21
        heart_plus : 3 stat_minus_2 : 2