allame için yapılan şarkı bitince "ne anlattı bu şimdi ?" minvalinde yapılan yorumlara katılmıyorum. arkadaş, "sen anlamıyorsundur" cevabını göze alarak giriyorum entry'i demiş zaten, eyvallah. ben sadece kendi çapımda ufak bir analizle allame'nin gerçekten bir şeyler anlattığını ve suya sabuna dokunduğunu anlatmak istiyorum. ama şuna katılırım kesinlikle, anlatmak istediği şeyi karşıya çok açık bir şekilde anlatmıyor. bunun sebebi de savaş albümünden bu yana kullandığı abstract anlatım..
özellikle savaş albümü ve sonrasındaki çoğu şarkısında kendi iç hesaplaşmalarını, kendisiyle savaşını, günümüz modernitesi içerisinde gördüğü kendince haklı sıkıntıları dile getiriyor... bir kaç şarkısına ufaktan bakalım..
mesela savaş albümünden "ivedi" parçasından ufak bir kısım:
"aldırma yık ve kendin oluştur kendini, ne bileyim isimlerini dahi kendin koy, etrafındaki neyse baştan anlam yükle ol vekil hayatın için..." çoğu insanın istemeden maruz kaldığı toplumsal veya ailesel dayatmalar, kalıplar.. toplumumuzda bu, çok sık görülen bir sorun gerçekten.. özellikle muhafazakar bir çevrede yetişen gençlerde, lise ve üniversite çağında görülüyor bu durum. gençler yapmak istediği şey ile yapmak zorunda bırakıldığı şey arasında kalıyor ve bu durum buhranlara yol açıyor.. şarkı genel olarak zaten, dikkatli dinlerseniz eğer, sistemin sıkıntılı durumlarını ve bu sistem içerisinde kendi yaşadığı buhranları anlatıyor..
anakronik albümü baya dolu bir albüm bu açıdan; dayan, deli ozan, soru şarkılarında kapitalizmin getirdiği yozlaşmanın insanı nasıl değersizleştirdiğini ve bu sistemdeki para babalarının insanları nasıl kendi menfaatleri için kullandığını anlatıyor.. gölgeler, bavul şarkılarında da bu sistem eleştirileriyle birlikte ruh halini anlatmaya çalışıyor.. tek tek şarkılara lyric analizi yapmaya üşendim açıkçası çünkü parçalarda bir çok şeyden bahsediyor mesela bir dizede bir sistem eleştirisi yaparken bir iki dize sonrasında sistemdeki yozlaşmaların, sorunların ruh halini nasıl etkilediğini anlatıyor.. bunun zirve yaptığı şarkıları ise av albümünde bulunan "ışıklar" ve "kavga"..
mesela "ışıklar" şarkısına bakalım:
"Sıkıl, kılı kırk yararak seçil ve bir köşeye otur, al verilen notu. Yap emredileni, soru sorma azad ederler. Maazallah ilan ederler seni deli, kim firar ederse. İtaatsizin uçar ensesi, bunun en baba metaforu dişler ve pense. O zaman uzağı hayal etme otur evinden, bi' değişim olur mu dersin? " çok çarpıcı değil mi gerçekten şu anlatılmak isteneni böylesine akıcı bi flowla anlatmak.. ilk dinlediğimde tüylerim diken diken olmuştu bu kısımda.. dışlanma, allamenin tabiriyle azad edilme veya deli ilan edilme, korkusuyla kimse süregelen sistemden memnun olmamasına rağmen sistemi değiştirmek adına bir şey yapmıyor ve sistemin kendisine çizdiği rolü oynuyor. fakat bir yandan da sistemden aşırı şikayetçi ve değişmesi gerektiğini savunuyor.. şuan ki toplumumuzun büyük bir kısmının özeti şu 4-5 cümle..
ışıklar genel olarak bu minvalde ilerleyen bir şarkı, zaman zaman hayat ve ölüm gibi en hakiki şeylerden de bahsediyor..
yine "kavga" şarkısı da çok etkileyici bu yönlerden..
" Farkın var mı ki tutsaktan? Tutsaklığını unutsan da. Haram, helal her şey kursakta. Yasaklı biri diğerini zor yutsan da. Peri masalı güzel hayalleri kurmak şart. Ama gerçekleşmesi çok zor
Sabredip aziz ol, yaşama izin yok. Duygularını dışa vursan da
Boş sözlere vaktim yok. İcraat gerek hiç rahat değilsin. İç gece boyu dünya değişsin. Dikkatli bak insanlar biçimsiz. Ölünce bi'kaç gün sürer ağlamaları. Dünyaya dahil misin, nesin? Ben, beni gömmek için doğdum. Mezarcılar yolumdan çekilsin " sonrasında da muhteşem bir flow giriyor zaten araya.
yani aslında bu adam çoğu şarkısında bir şeyler anlatıyor, hatta çok şey anlatıyor.. hepimizin zaman zaman yaşadığı o buhranları, iç hesaplaşmaları ve benliğimizin sistemin yozluğuna karşı istemsizce gösterdiği tepkileri anlatıyor.. tabii bu anlatım açık bir anlatım değil, ilk dinleyişte anlaşılabilecek bir anlatım değil.. özellikle şarkılarında kullandığı flow yapısı itibariyle.. belki de şarkıları dinlerken içinde bulunduğum ruh hali sebebiyle ben bu anlamları çıkardım şarkılardan, o da olabilir tabii.. ama bence allame, "şarkılarında bir şey anlatmıyor" ya da "suya sabuna dokunmadan rap yapıyor" diye eleştirilecek bir mc değil..
özellikle savaş albümü ve sonrasındaki çoğu şarkısında kendi iç hesaplaşmalarını, kendisiyle savaşını, günümüz modernitesi içerisinde gördüğü kendince haklı sıkıntıları dile getiriyor... bir kaç şarkısına ufaktan bakalım..
mesela savaş albümünden "ivedi" parçasından ufak bir kısım:
"aldırma yık ve kendin oluştur kendini, ne bileyim isimlerini dahi kendin koy, etrafındaki neyse baştan anlam yükle ol vekil hayatın için..." çoğu insanın istemeden maruz kaldığı toplumsal veya ailesel dayatmalar, kalıplar.. toplumumuzda bu, çok sık görülen bir sorun gerçekten.. özellikle muhafazakar bir çevrede yetişen gençlerde, lise ve üniversite çağında görülüyor bu durum. gençler yapmak istediği şey ile yapmak zorunda bırakıldığı şey arasında kalıyor ve bu durum buhranlara yol açıyor.. şarkı genel olarak zaten, dikkatli dinlerseniz eğer, sistemin sıkıntılı durumlarını ve bu sistem içerisinde kendi yaşadığı buhranları anlatıyor..
anakronik albümü baya dolu bir albüm bu açıdan; dayan, deli ozan, soru şarkılarında kapitalizmin getirdiği yozlaşmanın insanı nasıl değersizleştirdiğini ve bu sistemdeki para babalarının insanları nasıl kendi menfaatleri için kullandığını anlatıyor.. gölgeler, bavul şarkılarında da bu sistem eleştirileriyle birlikte ruh halini anlatmaya çalışıyor.. tek tek şarkılara lyric analizi yapmaya üşendim açıkçası çünkü parçalarda bir çok şeyden bahsediyor mesela bir dizede bir sistem eleştirisi yaparken bir iki dize sonrasında sistemdeki yozlaşmaların, sorunların ruh halini nasıl etkilediğini anlatıyor.. bunun zirve yaptığı şarkıları ise av albümünde bulunan "ışıklar" ve "kavga"..
mesela "ışıklar" şarkısına bakalım:
"Sıkıl, kılı kırk yararak seçil ve bir köşeye otur, al verilen notu. Yap emredileni, soru sorma azad ederler. Maazallah ilan ederler seni deli, kim firar ederse. İtaatsizin uçar ensesi, bunun en baba metaforu dişler ve pense. O zaman uzağı hayal etme otur evinden, bi' değişim olur mu dersin? " çok çarpıcı değil mi gerçekten şu anlatılmak isteneni böylesine akıcı bi flowla anlatmak.. ilk dinlediğimde tüylerim diken diken olmuştu bu kısımda.. dışlanma, allamenin tabiriyle azad edilme veya deli ilan edilme, korkusuyla kimse süregelen sistemden memnun olmamasına rağmen sistemi değiştirmek adına bir şey yapmıyor ve sistemin kendisine çizdiği rolü oynuyor. fakat bir yandan da sistemden aşırı şikayetçi ve değişmesi gerektiğini savunuyor.. şuan ki toplumumuzun büyük bir kısmının özeti şu 4-5 cümle..
ışıklar genel olarak bu minvalde ilerleyen bir şarkı, zaman zaman hayat ve ölüm gibi en hakiki şeylerden de bahsediyor..
yine "kavga" şarkısı da çok etkileyici bu yönlerden..
" Farkın var mı ki tutsaktan? Tutsaklığını unutsan da. Haram, helal her şey kursakta. Yasaklı biri diğerini zor yutsan da. Peri masalı güzel hayalleri kurmak şart. Ama gerçekleşmesi çok zor
Sabredip aziz ol, yaşama izin yok. Duygularını dışa vursan da
Boş sözlere vaktim yok. İcraat gerek hiç rahat değilsin. İç gece boyu dünya değişsin. Dikkatli bak insanlar biçimsiz. Ölünce bi'kaç gün sürer ağlamaları. Dünyaya dahil misin, nesin? Ben, beni gömmek için doğdum. Mezarcılar yolumdan çekilsin " sonrasında da muhteşem bir flow giriyor zaten araya.
yani aslında bu adam çoğu şarkısında bir şeyler anlatıyor, hatta çok şey anlatıyor.. hepimizin zaman zaman yaşadığı o buhranları, iç hesaplaşmaları ve benliğimizin sistemin yozluğuna karşı istemsizce gösterdiği tepkileri anlatıyor.. tabii bu anlatım açık bir anlatım değil, ilk dinleyişte anlaşılabilecek bir anlatım değil.. özellikle şarkılarında kullandığı flow yapısı itibariyle.. belki de şarkıları dinlerken içinde bulunduğum ruh hali sebebiyle ben bu anlamları çıkardım şarkılardan, o da olabilir tabii.. ama bence allame, "şarkılarında bir şey anlatmıyor" ya da "suya sabuna dokunmadan rap yapıyor" diye eleştirilecek bir mc değil..
