müzik zevki ve iq ilişkisini inceleyen araştırma

#185625 - bu entryi ortalama 279 saniyede okuyabilirsiniz.
  1. “(...) Racevska yine de çalışmanın sınırlı olduğunu ve yaş, eğitim seviyesi gibi çeşitli unsurları içermediğine dikkat çekti.” denerek araştırmanın sınırlılıkları olduğuna dikkat çekilmiş. Bulgular bir şekilde rap dinleyenlerin iq'sunun düşük olduğunu gösteriyor diyelim. Ama her birey farklıdır; genelde bulgular her bireyi bağlamaz. Ayrıca bu durum müzik türlerinin birbirine göre avantajını, dezavantajını belirleyecek bir araştırma da değil. Çünkü bulgu “Zeki kişiler klasik müziği tercih ediyor” ve “Rapi tercih edenler nispeten düşük zekâ seviyesine sahip.” demekte. Yani “Klasik müzik zekâyı geliştirir.” veya “Rap müzik insanı aptallaştırır.” gibi bir sonuca ulaşılmıyor. Kaldı ki iq seviyesi ne olursa olsun, farklı zekâ türleri mevcut. Kimisinin mantıksal/matematiksel zekâsı yüksektir, kimisinin sözel/dilsel zekâsı, kimisinin ritmik/müziksel zekâsı... Ayrıca sözsüz müzik dinlemenin beyne pozitif etkileri olduğu bir yana bırakılırsa, sözler de insana çok şey katabilmektedir. Bazı rap sözleri insanlara pek çok şiirdekinden daha estetik gelebilmektedir. İnsanların hayata dair söyleyecekleri ve başkalarından dinlemeye ihtiyaç duyduğu şeyler de vardır. Ama tabii biz düşünce tembeli olup “Benim yerime şu düşünsün” mantığıyla hareket eder, “Adam ne güzel söylüyor, çok zeki adam” gibi cümlelerle insanları şişirir, kendi hayatımızla ve dünyanın gidişatıyla ilgili olarak sadece alıntılar yoluyla (yani kopyala - yapıştır tekniğiyle) düşünürsek, hayata başkalarının gözlüğünü takarak bakarsak bu tabii ki de bizim kendi zekâmızı kullanma konusunda köreldiğimiz anlamına gelir. (Zekâya sahip olmaktan değil, sahip olunan zekâyı kullanmaktan bahsediyorum.) Rap içinde de türler var; siz rap diye sürekli aşırı küfürlü battle parçalar dinliyor, beğenilerinizi dahi küfürle ifade ediyor, kaos çıktığında seviniyor, basit kafiyelerle yapılmış şarkıları büyük bir hayranlıkla dinliyor, bir öncekinin neredeyse aynısı olan bir parçayı da yere göğe sığdıramıyor ve birilerini ilah seviyesine yükseltip, onun hoşlanmadığı kişileri de yuhalıyorsanız herhâlde zeki insan davranışı sergilemiyorsunuzdur. (İnsanların bu tür davranışlar sergiliyor olmasında pek çok etken olabilir tabii. “Üzüm üzüme baka baka kararır” diye de bir şey var.) Biz bunlara ara ara dikkat çekiyoruz ama “Rap ergenlerin / aptalların işidir.” falan demiyoruz. Çünkü her birey farklıdır, “her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır.” Yoğurdun da türleri var; kimisi besleyicidir, kimisi de raf ömrü uzasın diye bakterilerden arındırılmıştır. :-)

    anti matter arkadaşımız çok güzel bir noktaya değinmiş: “Zamanında millet rap dinliyor diye kendisini zeki zannediyordu.”. Bu durum bana şu özlü sözü anımsatıyor: “Başkalarının bilgisiyle bilgin olabilsek bile ancak kendi aklımızla akıllı olabiliriz.”. Pop müzik tekerlemelerden ve sakız manilerinden hâllice sözler içerdiği için aptal işi olarak görüldü, “söyleyecek çok şeyi olan” rap ise zeki işi. Elbette karmaşık bir anlatının derinlerine gizlenmiş anlamlar varsa onları bulup çıkartmak zekâyı kullanmakla ilgili olabilir; ama biz başkalarının söyledikleri üzerinden kendi zekâmızın derecesini kanıtlayamayız. “Algı” seviyesinden “özümseme / yorumlama / ders çıkarma”... seviyelerine geçebilmemiz gerekir. (Bunlar alınan eğitimle de alakalı şeyler. Eğitilmeyen zekâ körelir.) Klasik müzikte yoruma varabileceğimiz bir içerik yok, popta da genellikle böyledir. Kurduğumuz cümlelerin süslü, sanatlı olması da -alıntı olmasalar bile- bizim çok zeki olduğumuz anlamına gelmez. Zaten zekâmızla vs. hava atmaya çalışmak ve başkalarını eleştirerek kendimizi tatmin etmek de zeki insan davranışı olmasa gerek. :-)

    Eğitim sistemi, ideolojiler, edebî eserler ve kısmen din gibi pek çok etken sebebiyle hangi konulara kafa yoracağımız ve bu konularda ne düşüneceğimiz -bir ölçüde- önceden belirlenmiş diyebiliriz. Nasıl ki sınavda test tekniği öğrencilerin zekâ gelişimini olumsuz etkiliyorsa, hazır düşünce kalıpları da insan zekâsını olumsuz etkiliyor diyebiliriz. (Dinin kendisi insanları düşünmeye çağırır aslında; ama insanlar çoğunlukla hazır şablonu alırlar.) Sıfırdan bir konuya odaklanmak, sıfırdan bir düşünce ve/veya sanat eseri üretmek yerine önümüze sunulanlardan bir seçim yapmak, seçtiğimiz bu şıkkı sorgulama ve sınırlarını genişletme gayreti içerisine girmemek bizi “taklit” seviyesine indirir. “Özgür irade” denen şeyin aslında ne kadar özgür olabildiği problemi de burada başlıyor zaten. Dolayısıyla, ne dinlediğimizden çok nasıl dinlediğimiz önemlidir. Ve bugün işimize yarayacak olan şey şu müziği veya bu müziği, şu kitabı veya bu kitabı tercih etmek değil; bunların bize katacağı şeyleri almak ve kendi hesabımıza üzerine bir şeyler koyabilmektir. İnsanların aptallaştırılması da onların zekâsını ellerinden almakla değil, o zekâyı kullanmalarını engellemekle olur. (Bunun ne gibi yöntemleri olduğu uzun bir tartışma konusu tabii.) Potansiyel başka bir şeydir, o potansiyelin doğru ve etkili kullanılması başka bir şeydir. Bu tür araştırmalar da -gördüğüm kadarıyla- sadece sınıflandırmaya ve tespite yarıyor, herhangi bir soruna çözüm üretmeye yaramıyor.

    yorumlayan adam

    14/8/2019 00:31 ~ 14/08/2019 0:36
        heart_plus : 2 stat_minus_2 : 0