tgbnin türkçe rap yazısı

#180270 - bu entryi ortalama 389 saniyede okuyabilirsiniz.
  1. Bu yazıyı yazan kişi kimdir, necidir, orası beni ilgilendirmez; düşünce özgürlüğüne saygı duyuyorum. Rap'le ilgili mütalaa yürüttüğü için, yazıdaki bir iki noktayla ilgili eleştirilerim olacak.

    1- “(...) (Rap müzik) 2000'li yılların başından itibaren Sagopa Kajmer, Ceza, Fuat Ergin, Dr. Fuchs, Norm Ender gibi rapçilerin ortaya çıkmasıyla birlikte Türkiye'de istikrarlı bir dinleyici kitlesine kavuşmaya başlamıştır.” - Sagopa, Ceza vd. 2000'li yıllarda değil, 90'ların sonlarında rap icra etmeye başlamışlardır. Norm Ender 2000'li yıllar, evet; ama Ceza, Sagopa, Fuchs, Fuat'ın yanında Norm'un ne işi var? Ezhel, Khontkar, Ben Fero, Burry Soprano'nun yanında da Gazapizm'in? Bir de Ceg ner'de Ceg? :-)

    2- “Auto-tune rap olarak ifade edilen bu yeni tarz” - Tarzın adı trap veya mumble raptir. Auto-tune bir efekttir; tarz değildir.

    3- “Ceza ve Norm Ender gibi rapçiler birçok şarkısında toplum içerisindeki sınıfsal çelişkileri, kapitalizmin yarattığı çıkarcı insan tipini işlemişlerdir.” - Norm Ender'in “birçok” protest şarkısı yoktur; bir iki tane vardır. Ayrıca Ceza ve Ender'in eleştirilerinin odak noktası çıkarcı insan tipi falan değildir. Kapitalizmle bağlantılı olan konu da daha çok siyasetle bağlantılı olarak işlenir. Norm “Çıktık Yine Yollara”da “İlgisiz bu devletin bak ilgisiz konutları”, “Boldur ülkemin politikayla kuyu kazanları”, “Dinleyin siyasetin tepkisiz esirleri / Caddelerde boş gezen, çaresiz nesilleri / Yarattınız, ne yaptınız bu topluma, bi' çık da gör” gibi sözler söyler. Yani bu yazının deyimiyle rap'in özendirdiği “serkeşlik”i yaratan şey, Norm'a göre sistemin kendisidir (Özellikle eğitim sistemi). Verilen diğer örnekler de belli kesimlerin ilgileneceği sözlerden seçilmiş; ama genel skalayı tam yansıtmıyor. Ayrıca Sagopa'nın bahsedilen dönemdeki duruşu siyasi bir duruş değildir; o zamanlar sanatını dinî-tasavvufî çizgide icra etmekteydi.

    Ayrıca çıkarcı insan tipini kapitalizm yaratmamıştır. Her tür olumsuz karakter özelliği gibi çıkarcılık da insanın doğasında yer alan kötülük potansiyelinden kaynaklanır; ezelden beri vardır. Kapitalizm böyle bir tip yaratmamış; çıkarcılık kapitalizmi beslemiş ve büyütmüştür. Kapitalizmin ortaya çıkardığı bir insan tipi varsa o da “emeğinin karşılığını alamayan emekçi” tiptir. Bu insanlar “tip” olarak genellemeye müsait de değillerdir, aslında sağlam karakterlidirler; ama Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisini hatırlarsak “kendini gerçekleştirememiş” bireyler oldukları söylenebilir. Onların hakkını savunmak isteyen, Cemre Demirel'in tabiriyle “dert seçen” insanların bir kısmı ise “tip” özelliği gösterebilir.

    4- “Amerikan tipi rap Türk gençliğine yönelik bir istila başlatmıştır.” - “İstila başlatmış” denemez; dinleyici kitlesinin çoğunluğunun basit olanı, dandik olanı sevmesiyle alâkalı bir durumdur bu. Millet bu kadar el üstünde tutmasaydı piyasada bu tür bir eksen kayması yaşanmayacaktı. Gitsin düzgün olanlarını dinlesinler; zorla mı dinletiyor Ezhel kendini? Ayrıca yazılı - basılı medyada kendisine yer verilmeyen rap nasıl bir yöntemle istila başlatacak? Yeni neslin gazete ve televizyondan çok sosyal medya ve internetle haşır neşir olmasının sonucudur bu durum. Bunun önüne geçmek için de insanların doğru yönlendirilmeleri gerekir. (Onun veya bunun doğrularıyla değil; şaşmaz doğrularla. Öyle bir yol tutturmak da pek kolay değil maalesef.)

    5- “Türk gençliğinin büyük bir çoğunluğunun bu tip şarkıları dinlediği ve bu rapçilere özendiği bir gerçektir” - Türk gençliğini etkisi altına alan pek çok olumsuz örnek var. Dizilerdeki kabadayılar, aptal âşıklar ve tiki karakterler vs. Pop müzik de öteden beri basit bir dünya görüşünü yaygınlaştırmakta ve müstehcenlik satmaktadır.

    6- “Popüler kültür emperyalizm kaynaklı bir dayatmadır.” - Evet; istisnasız her kesimden televizyon da izleyicilere mal mal içerikler sunmaktadır. Bu da “kültür emperyalizmi”dir. Bunun Amerikan yanlısısı, Rus yanlısısı vs. yoktur. "Para nerede, insanlar orada" olduğu müddetçe kesim fark etmeksizin yanlışın peşinden gider herkes.

    7- “Ergenlik dönemi bir insanın karakterinin şekillenmeye başladığı bir dönemdir. (...) Zararlı olan bir şeye yönlendirmenin sanat ya da fikir özgürlüğü kapsamında olduğunu savunmak cinayetin, tecavüzün, hırsızlığın da birer özgürlük olduğunu savunmakla eşdeğerdir.” - Çok haklı söylemler; ama insanların doğru şekilde yönlendirilmesi için ne yapıldı ki şimdiye kadar? Eğitim sistemi çocukları yarış atına çevirmekten, diplomalı işsiz yetiştirmekten başka bir şey yapmıyorsa gençler tabii ki popülaritenin etkisinde kalacak, tabii ki “kolay para”nın peşinden koşacaklar. Bu sadece “rap” meselesi değil; eğitim ve medya meselesi.

    8- “Hâlbuki Türkçe rap toplumsal sorunlara, sınıfsal çelişkilere değinmesi ve yaratıcı doğası itibarıyla esasında ileridir. Gençliğin önemli bir kısmının gündemine toplumsal sorunları sokarak 90 neslinin politikleşmesine katkı sağlamıştır.” - Bu nasıl bir fayda anlayışı böyle? İnsanlar kafasını politikayla meşgul edince, klasik “sınıfsal çelişki” düşüncelerinin peşinden gidince akl-ı selim, ilerici bireyler mi oluyorlar? (Farkındalık başka bir şey, fikirlerin peşine takılmak ve papağanlık yapmak başka bir şeydir.) İnsanın karakterine olumlu etkisi olan diğer fikirler ve din, ahlâk gibi hususlar nerede kalıyor? Ayrıca Türkçe rap'in protest tavrı sadece bahsi geçen bu noktalarda mı belirgindir? Bir de “sınıfsal çelişki” diyorsak Ceza'dan, Norm'dan değil; Patron'dan falan bahsetmek lazım. Norm da zamanında ergen gençleri kötü etkileyen cinsiyetçi şarkılarıyla popülerleşmiştir. Son dönemlerde de popüler kültürün peşinden giden nesli eleştireceğim diye “Kezban” diye bir şarkı yapmış; ama onunla da alaydan öteye gidememiştir. Konuyu Norm üzerinden yürütmek biraz mantıksız olmuş.

    Rapteki eksen kaymasından rahatsız olunmasını ve birtakım yaptırımlar gerektiğinin düşünülmesini haklı buluyorum. Ama “Türkçe rap”i belli bir kalıba sokmanın âlemi yok. Dinleyici kitlesinin önemli bir bölümü böyle saçmalıkları dinliyor diye “Türkçe rap kötüdür.” demek mantıklı bir görüş değil. Bu bakış açısı her türlü kesimi içinde bulunan olumsuz tiplerden hareket ederek sınıfta bırakabilir. (Her kesim de aynı şeyi yapıyor zaten. Bazı kişiler kendi kesimindeki hatalıları “Onlar tüm kesimi temsil etmiyor.” gibi söylemlerle ayrı bir yerde tutar, başka kesimdeki hatalıları göstererek de “Bunlar hep böyle” der.) Mesele farkındalık meselesidir. Burry Soprano “Ben o şarkıyı çizgi film karakteri hakkında yaptım.” diyerek yakayı sıyırabiliyorsa bu bazı insanların ayakta uyuduğunu gösterir. Medya aracılığıyla insanların davranışlarının yönlendirilmesine karşı ayakta uyuyanların, meseleye sadece bir tarafından bakanların, insanların dertlerine tek taraflı kurtuluş reçeteleriyle deva arayanların yapabileceği pek bir şey yok maalesef. Rapteki bu saçmalıkların bitmesini ben de isterim (ve sözlükteki birçok kişi de ister) elbette; ama meseleyi bir Ezhel-Khontkar meselesi olarak görürsek ve belli kalıplar çerçevesinde yaklaşırsak bu işin içinden çıkamayız. Bir de rapi düzeltmekle tamamen hallolmayacak bir mesele bu; rap düzelir, diğerleri eğri kalırsa yine sıkıntı.

    yorumlayan adam

    20/7/2019 23:26
        heart_plus : 1 stat_minus_2 : 0