uzun zamandır yazmıyordum. okuluydu şarkıydı cd iydi vs çok kalabalıktı kafam olayları rastgele seçe seçe yazacam biraz dağılsın kafam.

evdeyim bu sabah kahvaltı üstüne duş alıp çıktım evden. dışarıda boş beleş takılmacalar vs. eve döndüm, daha soluklanmadan "çiğköfte yer misin" dendi. yerim niye yemiyim, "git al o zaman". param yok dedim. pat başladı hikaye. "3 ay önce marketin yanına çiğköfteci açıldı ya. o devredecekmiş. şimdi satacağı adam çok iyi iş yapıyor görsün diye oradan çiğköfte al parasını sonra geri verecekmiş. zaten tanıdık falanca var ya o işte." bi düşündüm. acaba benim dolandırıcım mı daha kârlıydı yoksa çiğköfteci mi? çok zor karar. "yok ne alacam benim zaten birine verecek param yok" diyip sıyrıldım. vantilatörün önünde çekyatta uyuya kalmışım. biri de zile basıyor alacaklı gibi. çıktım cama attım anahtarı geri yattım. bi yarım saat daha uyudum, kalktım su içeceğim masada kocaman bi poşet var. çiğköfte dolu içi. ulan dedim. bu sefer de uyurken dolandırıldık iyi mi.

hea dolandırılmasak da diğer adamı dolandırmaya yardım etmiş olacağım. uyurken kul hakkı da yemiş olacam aq. günaha batmışız.