9-10 yaşlarındayım. bilgisayar yeni alınmış, deli gibi
gta vice city oynuyorum. gta şifrelerini internet kafeye gidip abilerden öğreniyorum. o zamanlar
google’a yazmak aklıma gelmezdi.
fifa‘da
real madrid tarihinin en iyi kadrosuyla başarılardan başarılara koşuyorum. en sevdiğim futbolcu topuzlu beckham. santrayı ona yaptırıyorum ki oyunun
bug’ından dolayı orta sahadan onunla gol atabileyim. o zamanlar sevdiklerime kıyak geçmesini bilirdim.
sonra
bir gün misafirler geldi evimize. lisede okuduğunu tahmin ettiğim biri bilgisayara müzik yükleyebileceğini söyledi. o zamanlar 16-17 yaş bile benim için çok büyük yaştı. annem
cengiz kurtoğlu var mı diye sorunca bilgisayara oturmasına izin verildi. sonra o adam başka albümler de yüklediğini söyledi. o zamanlar insanlar düşünceliydi. biz de teşekkür ettik. o zamanlar nezaket kurallarına dikkat ediliyordu. kısa zaman sonra bilgisayara oturduğumda bilmeden
ege çubukçu’yu açtım. sonra saatlerce dinledim. birilerinin bir şeyler anlatması çok hoşuma gitmişti. okuldan geliyor, ödevlerimi bitiriyor ve hemen ‘1 gün’ albümünü dinliyordum. o zamanlar derslerime önem verirdim. ezberlemiştim bütün albümü baştan sona. en sevdiğim şarkı ise
hey dj. bazen evde kendi kendime söyleyince annem tuhaf tuhaf bakıyordu. ama alıştı o da kısa süre sonra benim o hallerime. gel zaman git zaman, her şey güzelken ben albümü tüketivermiştim. artık şarkıların bıkkınlık verdiğini hissetmeye başlamıştım. arada
tarkan dinlemeye çalışıyor ama aynı zevki alamıyordum. başka şarkılar var mıydı? o zamanlar bu kadar akıllı değildim. dinlediğimin rap müzik olduğunu bile bilmiyordum. çünkü o zamanlar televizyon daha yaygındı ve rap müzik çalmazdı.
bir okul çıkışı, arkadaşlarımla
counter strike oynarken ege çubukçu’ya benzer bir şarkı çalmaya başladı. o zamanlar counter atılmaz, oynanırdı. utana sıkıla internet cafe’ciye şarkıyı sordum. o zamanlar bile
türkçe rap dinlediğimi saklar, utanırdım. kasayı getirsem bana da yükler miydi? babamı bir şekilde ikna ederdim artık. parasını da haftalıktan keserdi. daha kolayı varmış. bana yuvarlak bir şey verip nasıl yapacağımı anlattı. parasının bir kısmını şimdi diğer kısmını ise sonra ödeyeceğim konusunda anlaşmıştık. o zamanlar insanlar birbirine güvenir, yardımcı olurdu. velhasıl kelam üstad
ceza ile ve albümü rapstar ile tanışmam bu şekilde oldu. zordu ege çubukçu’ya göre ve bazı yerlerini anlamıyordum ama yine de çoğunu ezberlemiştim. en sevdiğim şarkı
buna dur dedi general‘di.
neden anlattım bunları?
youtube’da gezerken hey dj şarkısı ile karşılaştım. açıp dinledim. hala ezbere biliyorum. sonra
film gibi‘yi açtım sonra da
asla‘yı. sonra bütün albümü dinledim. hepsini hala ezbere biliyorum. o günlere döndüm. tüplü monitörüme ve teki çalışmayan dandik hoparlörüme. zaman değişti, ben de değiştim. artık her şeye ulaşması daha kolay. ama şimdi piyasada ne
rapstar gibi albüm var ne de
david beckham gibi futbolcu.