tek başınalığın yolcusu

  1. kendimi karşısında koyvermekten korktuğum, çok bağlandığımda beni epey hırpalayan parçalardan birisi. bu yüzden aklıma düştüğünde açmadan önce bir tedirginlik duyuyorum. ama kendini bırakıp seni hırpalamasına izin verdikten sonra da, elinden çıktığında artık daha dinç hissediyorsun.

    bu gibi parçalara olan bu yaklaşımımı ve bende uyandırdığı hissiyatı düşündüğümde -ki bu nice böyle parçadan yalnızca bir tanesi- aklıma emrah serbes'in neşet ertaş yorumu geliyor.

    "bu şarkılarla kederlenirsin ama yere serilmezsin, ağlarsın ama o gözyaşlarının insanın içini ferahlatan, temizleyen bir yönü vardır. bu seste bir tevekkül vardır fakat bu, 'namerde baş eğ' diyen bir tevekkül de değildir."

    burada bahsini ettiğim o hissiyatı çok güzel ifade ettiğini düşündüğüm bu tabirler de, aşina olduğumuz "eski" emrah serbes'ten yadigar kalan birkaç güzel şeyden birisi oldu benim için.