ağaçkakanı daha da ağaçkakanlaştırma yolları

#11417 - bu entryi ortalama 206 saniyede okuyabilirsiniz.
  1. piyasamızdaki tek kitap okuyan, tek kültürlü, tek her şeyi bilen, tek ispanya iç savaşı hakkında fikir sahibi ağaçkakanı korutma ve yaşatma derneğinin genel sekreteri memduh aydagezer in bugün bana bahsettiği yollardır.

    memduhu severim, iyi adamdır. yaklaşık on senedir tanışırız. kah bir gün saiandan bir dizeyle zuhur eder, kah " stilo ne iyi şarkıydı be abi " der durur... son bir kaç senedir piyasadaki en farklı isme kafayı takmış durumda : ağaçkakan veya ağaç.

    memduh avm çalışanı, memduh avam... hayattaki tek özgürlüğü ağaç dinlemek. geçen bir ayakkabı bakmaya bir avmye girdim, bir mağazanın önünden geçerken gözgöze geldik, orada çalıştığını unutmuştum, şimdi gözü kaçırmak olmaz... selam verdim girdim. tam da yemek arasıymış. " abi iki laf eder miyiz " dedi. ederiz dedim, kıramadım. memduh çabuk kırılan adamlardan...

    çıktık işte, mcten en ucuz menüyü aldı, patatesi büyüttü, ne kadar beleş sos varsa ekstra doygunluk sağlasın diye aldı. çöktük bi masaya, patateslere gir istersen dedi, girmedim. anlattı işte...

    ağaç aşağı ağaç yukarı, ağaç şöyle protest, ağaç böyle asi... he dedim, haklısın.

    daha sonra canımdan can alan o cümleyi kurdu ;

    abi bu adamı daha nasıl ağaçkakanlaştırabiliriz ?

    düşündüm... sergi desen bu adamı kesmez, salt beyoğlunu arşınlamaktan kaykaycılar için üretilmiş marjin ayakkabıları heder olmuştur.

    kitap desen, aman yarabbi. kitap dayanmıyor adama. boyunu geçen kitapları var. albüme para vermeyin, kitap yollayın diyor adam.

    la ben geçen ucuz diye yaşar kemal kitabı aldım, yetmiş sayfa. daha bitiremedim.

    resimli olmayınca okunmuyor abi... ama ağaç öyle mi ? boğuyor kitabı iki güne... ver karamazov kardeşleri, iki gün sonra özetini çıkarır...

    müzik desen en kral müzik onda... o kadar güzel işler yapıyor ki dinleyen dahi anlayamıyor ne yaptığını...

    şiir desen, ağaç büyük şair. plüton falan diyor adam. cem yılmazın anlattığı plütonun aldatılma hikayesine dahi gülmüyordur ağaç.

    neptün ün plütona " sen de dön... sen de dön... ama açıktan al " dediği hikaye hani.

    ulan dedim memduh, kısa film mi istesek adamdan ?

    olmaz dedi, ağaç gençliğinde yol diye bir şarkı yapmış buna da kısa film tadında bir klip çekmiş, söylesek aşağılar bizi dedi.

    vay amına koyım. ben sonu başından belli kısa filmlerin finalini görünce " vaaysss " deyip şaşıran, kendine pay çıkaran adamım... adam rapli kısa film çekmiş.

    saygı duydum.

    memduh yedi yemeğini, sigara içmeye çıktık, adamın her cümlesi ağaç ile ilgili, roadside.picnic demese ölecek adam... canavarın görsellerinden bahsetti. süper abi, adam ikinci dünya savaşını eleştiren sanat filmlerinden görsel yapıyor dedi, vay amına koyayım dedim ya... ikinci dünya savaşı ha...

    vay amına koyayım ya...

    sigaramı avm küllüklerinde söndürüp, " memduh " dedim.. bu adamı ağaçkakanlaştırmak o kadar kolay değil... kendi isteyecek dedim... bekleyip görelim.

    abi üvey vardı üvey... derken beş dakika önce memduha çaktırmadan kurduğum alarm çalmaya başladı, telefonu kulağıma götürdüm, " efendim abi, hadi ya... harbi mi nerede olmuş, bekle geliyorum... dur dur, olm ne konuştuk biz senle ? dur geliyorum ben " dedim, öyle bi punduna getirip elimi uzattım memduha...

    dedim takma olm bu kadar... adam ağaç olmuş, kök salmış...

    ağaçkakandır dedim.. twitter adresi gibi. ağaçkakandır.. bulur bir yolunu.


    sonra whatsappdan yazmış, ne cevap vericem diye düşünüyorum şimdi.