kimsenin mt gibi okuyamayacağı eser.


'' kaçacağın ardından koşuyor gibi
koş, azrail saçlarını okşuyor gibi '' dediği halde dinleyiciyi etkileyememesi zor bir ihtimal gibi geliyor bana.


diğer bütün mt şarkıları gibi çoğu yer kişinin ne anlamaya yatkın olduğuna bağlı şarkıda. bu yüzden ilk bakışta şarkının baştan sona anlamsız olduğu düşünülebilir. fakat daha derinde bir şeyler var. bence var.


'' içimin yangınına bakakalan kral '' cümlesinin bana çağrıştırdığı şeyden bahsedeyim. hani polisler bir suçluyu sorgularken veya onunla konuşurken, suçlu eylemini savunurken bir an gelir ve suçlunun gerçekten buna inandığı, kendi içinde tamamıyla eyleminin gerekliliğini doğruladığı görülür. illa konuşurken olması gerekmez, bunu bakışlardan da anlayabilir kişi bazen. veya krala gelmek gerekirse bir eylemci, bir devrimci, bir isyancı düşünün. kralın önündeyken ağzındaki kanı kralın önüne tükürüp krala gülümser. bu an kral içindeki yangını görür. onu öldürür fakat bu yangını unutmaz. belki anlayan vardır.



'' al bayrak kurtar bizi '' cümlesinde ise kıçını devirip kutsal gördüğü şeylerden beklenti içinde yaşayan insanların taklitini görüyorum ben. muhtemelen mt böyle yazmadı ama önemli değil.


ek olarak mt evrimin bir teori olmadığını gözden kaçırmış ve '' evrim masum bir teori '' cümlesiyle hata yapmış.

son bir şey daha eklemek istiyorum. mt'yi '' düz yazı gibi okuyor ya '' şeklinde eleştirenler tahminimce bu şarkıyı dinlerken kalp krizi geçirip ali rıza bey gibi olacaklardır.






(bkz: kahrolsun noktadan sonra boşluk bırakma kuralı)