abra yutpa'ya katılıyorum.
Sansar akademisyen tarihçi değil,öyle bir iddiası olduğunu da sanmıyorum. Hikaye anlatmak ile bir belgeselci gibi tarihsel bir anektodu aktarmak aynı şeyler değil. En basitinden bir örnek vereyim.
İlber Ortaylı'nın
Osmanlıya bakmak kitabı ile
Puslu kıtalar atlası'nı tarihsel tutarlılık açısından kıyaslamak ne kadar mantıklı?. Ya da daha az fantastik bir örnek vereyim,
Benim adım Kırmızı,her ne kadar gerçekçi bir dille yazılmışsa da kurgu bir roman.Yüzde yüz tutarlılık beklemek saçma.
Herhangi bir yazarı hikayenin yarısında kendi hayalgücünü kullanmış diye eleştirilmesi de epey absürt olmuş. Bu mantığa göre hareket edersek
Evliya çelebi gibi dünya edebiyatında önemli yeri olan bir seyyaha da boktan bir yazar demek gerekiyor.
Adam bu şarkıyı 19 yaşında yaptı,çok fazla şey bekleyen hayal kırıklığına uğrar elbette. Adamın şarkıda anlattığı mevzu dinlerken bir şekilde içine çekiyor mu çekiyor (göreceli tabi) Belirli bir akış tutturup vurgu ve tonlamalarıyla duygu verip hayal gücünü harekete geçirebiliyor mu? Geçiriyor. Şarkı bir başyapıt mı ? Değil. Ama dönemine göre iyi sayılır. Boktan değil en azından(bence).
Ayrıca kişisel beğeniler üzerinden insanlara cahil yaftası yapıştırmak çok yersiz ve çiğ bir davranış söylem. şarkıyı yapan ismin o sırada kafasının güzel olduğunu iddia edenleri de belgelerle ispata davet ediyorum hahah.