ölümsüz

#240910 - bu entryi ortalama 454 saniyede okuyabilirsiniz.
  1. İlk dinleyişte mi öyle geldi bilemiyorum ama bazı kısımlarda sözler beat'e tam oturmamış / eklemlenmemiş gibime geldi. Bir iki dinleyişten sonra bu his kayboldu gibi ama “Her şey bölük pörçük ey / Kapalı gönül gözüm ey” diye başlayan kısımda bir pürüz var gibi. İlgili yerde beatte keskin bir ritim değişimi var, sözlerde de benzer bir ritim değişikliği var ama yüzde yüz kusursuz bir geçiş sağlanamamış belki de. Orada Patron heceleri vurgulayarak söylüyor, ama her dizenin hece sayısı ve hecelerin kapladığı aralık (açık hece - kapalı hece) eşit değil. “Her şey bölük pörçük ey” ile “rapse ömür törpüm ey”in hece sayısı aynı mesela ama kapladıkları aralık aynı değil. “Rapse ömür”ü “Her şey bölük”ten biraz daha hızlı telaffuz etmiş gibi, tam uymuyor birbirine. “Kapalı”yı ilgili dizenin hece fazlalığından dolayı hızlı telaffuz etmiş, “dedim”i de -diğerlerinde ilk hecenin kapalı olmasından dolayı- biraz kesik okumuş. Özetle orada bir sıkıntı var gibi. :-)

    Sözler genel olarak güzel, anlamlı; ama bazı yerlerde anlam geçişleri pek sağlıklı değil gibi; hayatitelgeler'in (#240380) değinmek istediği husus da “anlamsızlık” yerine anlamlı sözler arasındaki geçişin biraz rastgele oluşu bence. Sözlere biraz daha yakından bakma ihtiyacı duyuyorum:

    “Çevremi bırakıp zamana sordum” - Güzel bir dize. Etraftaki insanları ve/veya alışmış olduğu atmosferi bir kenara bırakıyor ve geçmişinden bugüne olanları sorguluyor. İçinde bulunduğumuz atmosferde bazı şeylere alışmışlığımızdan dolayı neyin ne olduğunu unutur duruma gelebiliriz; hâli anlamak için ara ara maziye bakmak gerekebilir.

    “Büyüdükçe her şey daha da zordu” - “zor oldu” veya “zorlaştı” demek daha doğru aslında; ama ritme oturtmak için böyle söylemiş.

    “Bazen bi' şahin bi' kartal oldun ama” - Hem şahin hem kartal demeye gerek yok ya da arada “veya” gerekebilir. Bu dize de ritimden kaynaklı bir eksiklik içeriyor diyebiliriz.

    “Bazen bir yem ve daha da korktun.” - Şahin ve kartaldan sonra “yem” yerine onların yemi olabilecek başka bir kuş türü de söylenebilirdi. Buradaki “yem”, kuş yemi yerine şahin veya kartala yem olan kuşların ad aktarması olacak şekilde de düşünülebilir tabii; ama o zaman da “yem” yerine “av” kullanılır sanki; bilemedim. :-) Bir de arada özne geçişinde sıkıntı var. Şarkı birinci şahısla başlıyor, bu iki dizede ikinci şahsa kayıyor, arkadan gelen dizede yine birinci şahsa dönüyor.

    “En sevmediğim, vedalar oldu” - “Sevmediğim” yerine “sevmediklerim” dense daha doğru olur.

    “Sokaklara takılırdık eskiden / üç beş kişi, ama paramız yoktu / Şimdiyse herkes tek kişilik” - “Eskiden paramız yoktu, artık var. Eskiden beraberdik, şimdi ayrıyız.” gibi bir mesaj veriyor ama mesajın aktarımında bir pürüz var gibi. “Paramız yoktu” kısmı -rhyme'ı da sağlayacak şekilde- vurgulanıyor ama hâlihazırda paranın olduğuna dair bir mesaj vurgulanmıyor; tezat belirgin değil.

    “Ben ısınmadım, sevemedim pek kişiyi” - İki fiilde de yeterliğin olumsuzu olsa anlam daha net olabilirdi (ısınamadım / sevemedim); ama bu şekilde ritim aralığına sığmaz, zaten “sevemedim”i de hızlı söylemiş bu sebeple.

    “Saat başı kontrol” - Neyi kontrol ettiğimiz noktası havada kalıyor burada sanki. Muhtemelen sosyal medya, ama arada en son telaffuz ettiği şey kumanda olduğu için manayı tam vermiyor. Hayatın eskiden gerçekten yaşandığını, şimdi ise iç dünyalarımıza çekildiğimizi ve sanal dünyaya hapsolmuş bir hayat yaşadığımızı anlatmış Patron; bu açıdan güzel mesajlar veriyor. Ama müziğin bu kadar yükselmesini de bir bakıma bu hayat tarzına borçluyuz gibi; bu noktada tekrar düşünmek gerekebilir.

    “Her şey bölük pörçük ey / Kapalı gönül gözüm ey / Rapse ömür törpüm ey / Dedim sözüm sözdür ey / Her şey bölük pörçük ey / Dayan kömür gözlüm ey / kalmaz çözümsüz / Sana söz
    m sözdür ey” - Bu noktada şimdiki kendisi yerine geçmişindeki Patron'dan söz ediyor ve bugünkü Patron olarak geçmişindeki Patron'a “Dayan” mesajı veriyor gibi; Şanışer'in “Dokuz Yıl Öncesine Mektup”ta geçmişteki kendisine “Dokuz yıl sonra görüşmek üzere” demesi gibi. (Ya da o zamanlardaki iç sesini konuşturuyor ve bugüne baktığımızda bu iç sesinin haklı çıktığını görüyoruz.) Ama bunu Şanışer gibi açıktan yapmadığı için tam anlaşılmıyor diyebiliriz. Bugünkü hâlinden memnun olduğuna göre “Rapse ömür törpüm” dememesi lazım mesela; buradan çıkarıyorum geçmiş yaşantısından bahsettiğini.

    “Boss ölümsüz” - Rap'te bu tarz sözler haddinden fazla iddialı gibi geliyor bana; Patron için böyle kabul etmesek de. Örneğin Ramiz seneler önce “Bitmez bu rap” dedi ve senelerce rap'ten uzak kaldı. Sonrasında dönüş yaptığında da bekleneni vermedi denebilir. Patron tabii ki bunu Ramiz kadar rastgele söylemiyor; senelerce hakkını alamadığını düşündüğü hâlde vazgeçmeyişi sonrasında hakkını almaya başlaması kendisine olan inancını güçlendirmiş, o yüzden böyle söylüyor.

    “Sözüm sözdür” - Bu söz, Patron'un kendi kendine verdiği bir söz olmanın yanında, takipçilerini yarı yolda bırakmayacağına dair bir garanti niteliği de taşıyor.

    “Gözün kör mü?” - Patron onun yükselişini çekemeyen, onu hâlâ küçümseyen ve yıkmak için içlerinde umut besleyenlere söylüyor bunu.

    “Dünya ne oluyor / Dost dostu doğruyor / İnsan dokuz doğuruyor / Ama hokus pokus, yoksun bak.” - “Dünya ne oluyor” yerine “Dünyaya ne oluyor” veya “Dünya nereye gidiyor” dense daha doğru olurdu sanki; yine de mesaj açık. “İnsan dokuz doğuruyor” ibaresi, karşılıksız kalan emekleri anlatan bir ifade. Bir ev veya araba sahibi olmak ya da çocuklara iyi bir gelecek hazırlamak için atılan bin taklayı ve bu taklaların neticesi alınsa bile bir ömrün böyle böyle tükenişi hatırlatılıyor.

    “Bir geniş düzlük, yol boş / Hislerim soğuk / Bir deniz gördüm ufukta / Hiç gemi yok” - Yalnızlık duygusunu ve hangi yöne gidileceğinden emin olamama hâlini anlatmış. Ufukta deniz mi görünür kara mı, yoksa her ikisi de görülebilir mi emin değilim; alışık olmadığım bir kullanım olmuş.

    “Dönüş yok ama gidiş çok” - “Gidiş çok ama dönüş yok” denmesi daha doğru gibi; belki de bu türlüsü yol yerine eylemi vurgular gibi geldiği için sırayı değiştirmiştir. Sadece rhyme dolayısıyla da böylesi tercih edilmiş olabilir.

    “İçkimiz çok, hiçbir iz yok” - Güzel bir rhyme. Bir yandan keyfi yerinde, bir yandan da içinde bulunduğu yüzeysel yaşamın bilincinde. Bir şeylerden kaçtığının, bu kaçışla beraber kendisinde pek çok şeyi yok ettiğinin farkında ve bundan şikâyetçi sanırım.

    “Bir bombasın ve pimin yok / Çünkü için boş / Ben bunun için big boss” - Bir şeylerden şikâyet etmeyi bırakıp rakibe meydan okumaya ve kendi konumunu onun gözüne sokmaya başladı. Anlam geçişinin rastgeleliği söz konusu burada da.

    “Sandın herkesi dost, toy!” - Burada karşısındaki kişiye ders veriyor ve “Akıl yaşta değil baştadır.” hesabı, karşısındakinin akıl yaşını toylukla ilişkilendiriyor. Ya da yine geçmişteki kendisine öğüt verme faslı başlamış, o zamanki “toy” Patron'a sesleniyor. Öndeki dizelerle bağlantılı düşünürsek ilki, arkadan gelenlerle düşünürsek ikincisi gibi; bilemiyorum.

    “Değmez dövüp sövdüğüne / Benze övüp öldüğüne” - Canını sıkanlarla dalaşmayı bırak ve hedefine yürü, diyor kendine. Övüp öldükleri / ölesiye övdükleri, kendisine idol kabul ettiği ya da erişilmez gördüğü kişiler; ama “Senin onlardan eksiğin yok, sen de onlardan biri olabilirsin.” diyor geçmişteki kendisine. Bu, rap'e adımlarını yeni atmış kimselere ve dinleyicilere yönelik bir öğüt olarak da kabul edilebilir.

    Şarkı, bahsettiğim ufak pürüzler sebebiyle ve üst düzey bir nakarata sahip olmaması dolayısıyla “on numara” demeye elverişli değil bence. 10 üzerinden 7,5 veya 8 verilmeye müsait bana kalırsa.

    yorumlayan adam

    26/6/2020 17:43
        heart_plus : 3 stat_minus_2 : 0