coronavirus

#211624 - bu entryi ortalama 191 saniyede okuyabilirsiniz.
  1. Bazılarınız bu yazdıklarımdan memnun olmayacak ama mevcut mücadele yöntemiyle sonumuz Boris'in sürü bağışıklığı yönteminden farklı olmaz ve çok insan kaybederiz. Basitçe anlatayım.

    Bu virüse karşı etkin ilacımız yok ve yakın gelecekte (birkaç ay) olacağı da çok şüpheli. Bu durumda şu anki gibi gevşek bir evde kalma (sosyal mesafe koyma) sadece süreci uzatır: Aynı sayıda insan hasta olur ama süre uzar. Buna "flatten the curve" diyorlar ve amaç sağlık sisteminin çöküşünü önlemek. Yani 1 ayda 100.000 hasta olacağına, mümkün olduğunca eve kapanıp 6 ayda 100.000 hastaya ulaşmak.Bu sayede hem -belki- bir ilaç geliştirilir diye zaman kazanıyorsunuz, hem virüsün mutasyonlarla daha insanı öldürmeyecek şekle evrilmesini umut ediyorsunuz, hem de sağlık sistemi hizmet verebilir durumda kalıyor.

    Güzel fikir gibi gözükse de, kimse uygulanabilirliği ve maliyetini sorgulamıyor. Aylar boyunca kapalı kalan bir ekonomi ve evde 1 ayda kalan (çoğu sağlıklı) insanların psikolojisi. Üstelik yukarıdaki umutlar gerçekleşmezse kayıp çok da fark etmeyecek.Ülkemize özel konuşursak, Türkiye'nin ekonomiyi altı ay buzdolabına tutmak gibi bir lüksü yok; devletin böyle bir süre kayıpları karşılayacak kaynağı ya da borç alma kapasitesi de yok.Kaldı ki, insanımızın konuya yaklaşımındaki ciddiyet de malum: sert tedbirler alınmadıkça dışarı çıkıyorlar, geziyorlar. Toplum sağlığı için fedakarlık gibi bir memetik kazanımımız yok. Örneğin Almanya disiplinli devlet, disiplinli halk. Hazır kaynakları da var. Bu yöntemi deneyebilir.Biz denemeye kalkarsak, ki öyle görünüyor, bir noktada (aradaki detayları atlayarak yazıyorum) ciddi miktarda para basıp dağıtmakla, büyük bir sosyal çalkantı yaşamak tercihlerinden birine mecbur kalabiliriz. Peki, biz şartlarımıza uygun, farklı bir çözüm geliştirebilir miydik? Uygulanabilirliği tartışılır ama bir yol olabilir. Düşüncelerimi paylaşayım.

    Bizim için zaman önemli. Süreç uzadıkça ekonomik maliyetler çok artıyor. Burada virüsün bulaşabilirlik süresi devreye giriyor. Bunun ortalaması, variansı vb önemli ama diyelim 21 gün.

    İlk yapılacak iş ülkeyi yurtdışına tamamen kapamak. Tamamen. Çünkü diğerlerinin yönteminde uzunca süre ortalıkta virüs gezecek. Bizim yöntemimiz farklı. Sonra içeride hemen çok sert bir karantina. Gerekirse evlere temel ihtiyaç maddelerinin devlet tarafından dağıtılacağı bir 21 gün. İstisna sadece ağırlaşan hastaların hastaneye gitmesi, mesela.Ne yapmaya çalışıyorum? 21 gün bulaşabilirlik süresince bulaşmayı sıfıra yaklaştırmaya çalışıyorum. Mevcut hastalar, ağırsa, hastaneye gidip, yoğun bakıma alınacak. Sağlık kurumlarında da bulaşmama çok önemli.

    Bu sürecin sonuna doğru, artık yeni hasta sayısı sıfıra yaklaşmış olmalı. Bu durumda hızlı bir yaygın test atağı.Yeni hasta gelmeyen illerin komşu illerle bağlantısı kapalı kalmak suretiyle normal yaşama dönmesi. Diğer illerde sürenin haftalık uzatılması, yeni hasta gelmeyene kadar.Başarılı olunursa, sonunda ülke çapında normal hayata dönüş, ama yurtdışına yine, en az aylarca, kapalı olmak kaydıyla. Olası az sayıda vakalar için illerde, mümkünse toplumdan uzak, birer izole karantina ve tedavi merkezi.

    Özetlersem, virüsü bulaşma süresinde "boğabilirsek", 1.5 ay sonra çok düşük vaka rakamlarına ulaşabilir, ekonomide 2 ay kayıpla süreci atlatabiliriz. Bunu da toplumsal dayanışma ve devlet kaynaklarının verimli kullanımıyla aşabileceğimizi tahmin ediyorum.Matematiksel olarak tek alternatif yöntem bu. Devlet ve halk olarak uygulayabilir miyiz, ayrı konu. Bence diğer yöntemin maliyetini düşününce, mutlaka detaylandırılmalı ve değerlendirilmeli.