tarzlarını savunan bazı rapçilerin boş konuşması

#177222 - bu entryi ortalama 350 saniyede okuyabilirsiniz.
  1. 2- Dinî mevzuları işleyen herhangi bir newschool rapçi - “Dinden bahsediyoruz / Allah'ı anlatıyoruz.”

    Rapçilerin şarkılarda dinî - ahlâkî mevzuları işlemesinin “Dini kullanmak” olarak görülmesine karşıyım. Bu konuda şu entry'ye tamamen katılıyorum: (#176218) Öte yandan şöyle bir nokta var: Bazı rapçiler “Dinden bahsediyoruz, Allah'tan bahsediyoruz” deyince insanın şöyle bir soru sorası geliyor: Allah'ın sizin onu anlatmanıza ihtiyacı mı var? Tabii ki söz konusu rapçiler böyle bir imada bulunmuyorlar ama; en nihayetinde “müzik” icra ettiklerini unutuyor gibiler. Onları dinleyenlere bakın; çoğunluğu zaten hâlihazırda dinî hassasiyeti yüksek kişiler gibi gözükmekte. Zaten bildikleri şeyleri onlara hatırlatan bir müziği icra ediyorsun. (“Bilmek” ile her zaman hatırda tutmak aynı şey değil tabii; bildiğini hatırlamak da bir ölçüde faydalıdır.) Şarkıların teknik yönden yetersizse, bu şarkılarla kitle kazanıyorsan ve belli bir siyasî çizgide yürüyorsan insanlar samimiyetine inanmayabilir. Ayrıca “dinden bahsetmek” olgusuna basit planda bakan kişiler dinden bahsedenlerin peşine de çok kolay takılabiliyorlar. Ama Allah yolunda yürümek ile “Allah” diyen herkesin yolundan yürümek aynı şey değildir.

    3- Aksak - “Dostoyevski” şarkısı

    Epidemik'ten çıkan “Dostoyevski” diye bir şarkı var. Şarkıyı açıp dinlerseniz (Dinlemeseniz daha iyi gerçi :-) ) gelen eleştirilerin birçoğuna hak vereceğinizi düşünüyorum. Bir ara video altında Aksak'ın şöyle bir yorumu çıktı: “Gelen eleştiriler içinde ciddiye alabileceğim sadece bir iki tanesi var. Geri kalanlar ise aşağılık kompleksi olanlar tarafından özenle kusulmuş.” (Sileceğine ihtimal vermediğim için ekran görüntüsü falan almamıştım. Silmiş ama. :-) ) Bu kanıya nereden vardı acaba? İşin kötüsü, dinleyiciler içinden de hemen Aksak savunusu yapanlar çıkmış. “Sizin şarkılarınız beğenilmediği için sataşıyorsunuz.” minvalinde konuşanlar var. Türk halkı eleştirilenin yanında olma mevzusunu bazen yanlış anlıyor; bazıları gidip haklı eleştirilerin karşısında yer almaya başlıyor. Böylesi çok saçma. Eleştiriyle karşılaşan kimselerin ve onun tarafında yer alanların eleştirenleri hemen “çekemiyor” olarak yaftalaması da oldukça yanlış. Yaptığın işin elle tutulur yanı yoksa gelen eleştiriler “haklı eleştiri”lerdir; yapıcı veya yıkıcı olması bir kenara bırakılırsa, eğer haklılık payı varsa bu noktalara cevap vermelisin. Olmadı “Size hitap etmiyorsa dinlemeyin arkadaşım” der çıkarsın işin içinden (O iş de o kadar basit değil ama orası ayrı bir tartışma konusu.). “Çekemiyorsunuz” diye yanıt vermek saçma bir tutum. Kendini savunmak başka şeydir, karşı saldırıya geçmek başka şeydir. (Zaten yaptığı işi doğru dürüst savunamayacak kimseler karşı saldırıya geçme gereği duyarlar.) Ayrıca siz psikolog musunuz da insanlarda aşağılık kompleksi olduğuna dair hemen teşhis koyuyorsunuz? Asıl aşağılık kompleksi bu eleştirileri yapanlarda mı, yoksa eleştiriye karşı hemen karşı saldırıya geçenlerde mi acaba?

    4- Ezhel – Tutuklanma Mevzusu

    Ezhel'in tutuklanması doğrudur, yanlıştır; tartışma konumuz o değil. Bir videosunda “Ne yaptı ki size bu çocuk? Şirinlik yaptı; şarkılar söyledi.” diyor; böyle denilince benim aklıma Barış Manço'nun tarzı geldi. Ezhel o çizgide bir müzik icra etmiyor; dolayısıyla şirinlik falan yapmış olmuyor. Videonun devamında “Millet birbirini kesiyor; ben karınca incitmedim.” diyor. İyi de milletin birbirini kesiyor olması şarkılarda sakıncalı muhabbetler döndürmenin değerini nötrleştirir mi? Şarkılarda “aykırı” bir tip çizmeye çalışıyorlar galiba ama aykırılık belli hadler içerisinde olunca anlamlıdır. Toplumsal kurallarla arası bozuk kişi önce onları değiştirmenin hayalini kurar, sonra bu hayale ulaşamayacağını bilse bu yolda elinden geleni yapmayı, üç beş kişi de olsa birilerinin tabularını yıkmayı amaçlar, bunu da başaramazsa “kendi hâlinde”, kendi idealleriyle yaşamaya çalışır. Ama belli zamanlarda belli nesiller bunu yapmayı başaramadı. Geçmişte kendi idealini başkalarına da dayatan grupların savaşı insanlara türlü trajediler yaşattı. Şimdi de toplumu değiştirme idealine erişememiş olan bireylerin “en azından kendi kafamın içinde mutluyum” minvalinde mesajlar verdiği söylenebilir. Gerçeği değiştiremeyen birey onu hayal dünyasında değiştirmeyi tercih edebilir. Sürrealizm akımının resimlerine bakınız; ne dediğimi anlarsınız. Şarkılarda da bu türden bir değiştirime gitmek isteyen birey; değiştirmek isteyip de değiştiremediği dünyayı anlatmak yerine, dünyayı algılayışını bozan birtakım şeyleri anlatmaya başladı diyebiliriz. Bu bir özendirme değilse de meselenin odak noktası özendirme olup olmaması değil; gerçeklere kendini kapatmanın sakıncalı olması.

    Ezhel bir başka röportajda da “Benim müziğim başka ülkelerde suç değil” diyor. Başka ülkelerde farklı olup burada farklı olan o kadar çok şey var ki. En basitinden, orada on beş günlük maaşınla aldığın telefonu burada dört aylık maaşınla alıyorsun. İnsanlar bu sebeple bile ülke değiştirme hayaliyle yaşıyor. Bu ülke; muhafazakâr insanlara “Yallah Arabistan'a” çekilen bir ülke; bu anlayışı tasvip etmiyorum ama bu müzik başka ülkelerde suç olmadığı hâlde burada suç ise, burada icra etmeyeceksin.

    5- Ceg – Epidemik Röportajı (Sonradan yüklenen)

    Ceg bu röportajında bir şeylere özendirme suçu işlemediğini iddia ediyor ve “Biz keyif verici bir şeyin keyif verici olduğunu söylüyoruz. Bu bir sırmış; biz söyleyince sıkıntı çıktı.” falan diyor. Keyif verici olan bir şeyin keyif verici olduğunu anlatmadaki gayen ne peki? Mesela birileri şarkıda örneğin cinsî münasebetin keyif vericiliğini anlatsa bu p****grafik olarak algılanmaz mı? Bu da bir çeşit ahlâksızlık olarak görülecektir hâliyle. Olayı “Siz hiç yaşamadınız mı?” boyutuna getirerek bundan sıyrılamayacağına göre, diğer meselede de “Bu bir sır mı ki?” diyerek sıyıramazsın. “Biz sanatçıyız ve sanatçının amacı bir şeyler anlatmaktır.” diyor. Evet; ama anlattığınız şeyin dinleyiciyi de ilgilendiren bir şey olması gerekir. Kişinin içinde bulunduğu şartları dinleyiciye aktarması çoğu hâlde doğruysa da bazı hâllerde kendine saklaması daha mantıklıdır. Dediğim gibi, bu meselenin biraz da “toplum gerçeklerine adapte olmak istemeyen bireyin kendi kafasında kurguladığı gerçekliği anlatması” durumu olduğunu düşünüyorum. Önceden bazı gerçekleri dile getiren ve bunların değişeceği bir dünya özlemi sunan rapçiler “S**imde değil”, “Ben kendi dünyamda mutluyum” diyen rapçilere dönüştüler bir nevi.

    yorumlayan adam

    2/7/2019 21:39 ~ 02/07/2019 21:40
        heart_plus : 1 stat_minus_2 : 0