Mezar virtüözü ep’de yer alan bir karaçalı şaheseri. Az önce şu ep’yi bi daha dinleyeyim diyip açtım spotifydan. Bakınıyorum işte öyle derken baktım bu şarkı yok. Niye koymadı acaba?
Neyse şarkıya gelirsek şu şekilde bölümlere ayırabiliriz: şair giriş-diyaloglar-şair ikinci kısım-ara-şair final.
Girişte bin yerden delik deşik olmuş sevdasına karşılık bulamamış bir adamın dünyasının başına yıkılışının çok kısa ama efsane bir tasviri var aslında. Cadı kazanında her şey birbirine karışmış vaziyettedir tıpkı bu adamın hayatında olduğu gibi. Artık bir kural yoktur bu adamın düzeninde ve kendisine söylenen tek kurallı şey “seviyorsan git, sevmiyorsan gitme”dir. Yüreksiz şehirde de her bir siktiğimin yerinde bir gözü aramaya başlıyorsunuz. Onun olmayan gözleri bazen onunmuş zannedip her ne kadar umutsuz olsanız da bir umutla gözlerin peşinden gidiyorsunuz, sonra o gözlerin ona ait olmadığıyla yüzleşince bir kere daha yıkılıyorsunuz. Artık şehrin her yerinde size dikilmiş olacak bir çift göz arıyorsunuz.
ikinci kısımda ise bir yerden sonra artık tüm kadınlar için hep sizden önce bir başkasına sahip olduğunu zannetmeye başlıyorsunuz. Artık bu duruma dair her şey defolu ve ihraç fazlası mamül statüsüne geliyor. Sonra bunun hep böyle olamayacağını fark edip sizin her gördüğünüzü silikonlu kaldırım sanıyor olabileceğinizi ifade ediyor. Artık bu bilinçle bu şekilde bakmadan yürümeye başlıyorsunuz ama bu da her hangi bir çözüm getirmiyor. En sonunda size eziyet edenden yakanızı bırakması için sizi karanlık rüyanıza asıp içine düştüğünüz durumdan kurtulmak için yalvarır, dua eder vaziyete geliyorsunuz.
herkesin üzerinde durduğu son kısmı yaşayan tiksinir bu şarkıdan ama bırakamaz da şarkıyı. Tilkinin kürkçü dükkanına gelmesi gibi bu adamın da Dönüp dolaşıp geleceği yerlerden biri bu şarkıdır.
Böyle bi parçayı başka kim yapabilirdi diye soruyorum kendime, yok, kimse yok. Gerçekten bir şaheser. Bu liriklerin tek suçu, bir şiir kitabında değil de bir rap albümünde yer alıyor olması. Gayet açık bir anlatıma ve inanılmazlar teşbihlerle bezenmiş betimlemelere sahip. Üstüne bir de aradaki diyaloglarla harmanlanmış. Edebiyat için Gerçek bir başyapıt.
Karaçalı’nın suçu da bu parçayı spotifya koymamış olması. Bilader illa youtube veya soundclouda mı girelim bu parça için? Niye yoruyosun bilader bizi?